Dünya Ekonomisi
DRAGHI: Avrupa’nın Büyük Yatırım İhtiyacı
AB’nin Büyük Yatırım İhtiyacı ve Yeni Mali Kuralların Rolü Avrupa Birliği, 2050 yılına kadar karbon nötrlüğe ulaşma hedefi, NATO üyeleri…
AB’nin Büyük Yatırım İhtiyacı ve Yeni Mali Kuralların Rolü
Avrupa Birliği, 2050 yılına kadar karbon nötrlüğe ulaşma hedefi, NATO üyeleri için GSYİH’nın en az %2’sini savunmaya ayırma taahhüdü, GSYİH’nın %3’üne ulaşacak şekilde kamu ve özel inovasyon harcamalarını artırma, dijital altyapıyı en üst düzeye çıkarma ve iklimle mücadeleye yönelik yatırımlar yapma gibi geniş kapsamlı hedefler belirlemiştir. Ayrıca, sosyal modelin korunması gibi daha geniş amaçlar da bulunmaktadır.
AB ve ulusal mevzuatlarda yer alan bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için gereken yatırım miktarları oldukça büyüktür. Avrupa Komisyonu ve Avrupa Merkez Bankası’nın muhafazakar tahminlerine göre yıllık yatırım ihtiyacı 750 milyar ila 800 milyar euro arasında değişmektedir. Bu ihtiyaçların karşılanabilmesi için yatırımın AB GSYİH’sının %27’sine, mevcut %22’den yükseltilmesi gerekmektedir.
Tarihi olarak Avrupa’da yatırımların yaklaşık %80’i özel sektör tarafından, %20’si ise kamu sektörü tarafından finanse edilmektedir. Bu oranlar göz önüne alındığında, hükümetlerin önümüzdeki yedi yıl boyunca 1 trilyon euroyu aşan bir harcama yapmaları gerekmektedir.
Birçok AB hükümeti, yüksek miras borçları ve yapısal açıklar gibi mevcut mali zorluklarla bu yatırım gereksinimiyle mücadele etmektedir. Ancak, ECB’nin analizleri, hükümetlerin AB’nin yeni mali kurallarından tam anlamıyla faydalanmaları durumunda kamu yatırımının önemli ölçüde artabileceğini göstermektedir.
Yeni mali kurallar, ülkelerin yatırım ve reform gerçekleştirmek için yedi yıla kadar mali konsolidasyonu uzatma imkanı tanımakta ve bu şekilde 700 milyar euroya kadar fon açığa çıkarabilmektedir. Konsolidasyon süreci sona erdiğinde ise ülkeler yapısal açıklarını GSYİH’nın %1,5’i seviyesinde tutma imkanı bulmaktadır. Önceki kurallara kıyasla bu, yatırım için yaklaşık %1 oranında daha fazla mali alan yaratmaktadır. Ayrıca, mevcut AB kaynaklarından 400 milyar euro daha sağlanacaktır.
İngiltere Örneği
Avrupa’da mali alanın etkin ve verimli kullanılması için, İngiltere hükümetinin bu konuda benimsediği bazı stratejiler dikkat çekmektedir. İngiltere, önümüzdeki beş yıl içinde kamu yatırımını önemli ölçüde artırmış ve borçlanmanın sadece bu yatırımları finanse etmek için kullanılmasını sağlayacak kesin kurallar benimsemiştir. Ayrıca, harcamaların kalitesini sağlamak amacıyla işlemler bağımsız otoriteler tarafından doğrulanmaktadır. Bu yaklaşım, kamu yatırımlarının pozitif net bugünkü değer taşımasını ve mali sürdürülebilirliği desteklemesini sağlamaktadır.
AB ülkeleri, Avrupa’nın yeni mali kuralları kapsamında ilk bütçe planlarını sunma sürecindedir. Erken veriler, bu planların İngiltere’den iki önemli farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır.
İlk olarak, mali alana sahip olup makroekonomik görünümde ciddi bir bozulma yaşamayan çoğu ülke, yedi yıl yerine dört yıllık daha kısa bir konsolidasyon yolu tercih etmektedir. Bu durum, bu hükümetlerin yeni kuralların sağladığı yatırım alanlarını artırma olasılığını düşürmektedir.
İkinci olarak, yedi yıllık uzatmayı kullanmayı planlayan ülkeler için, fonların iyi kullanılması komisyonun denetimine bağlıdır. Bu, komisyonun yatırım hedeflerini sıkı bir şekilde uygulaması ve yatırımların AB’nin ortak önceliklerini karşılayıp karşılamadığını değerlendirmesi gerekmektedir.
İklim, Enerji, Teknoloji Yatırımlarına İhtiyaç Var
Küresel iklimle mücadele, enerji bağlantıları, araştırma ve savunma gibi kamu mallarının finansmanı geçmişte yeterince sağlanamamıştır. Bu açığın gelecekte de devam edip etmeyeceği ise belirsizliğini korumaktadır.
Yatırımların büyük kısmının özel sektör tarafından finanse edilmesi gerekecektir. Ancak, özel finansmanın koordine edilmiş bir reform gündemine yanıt vermesi sağlanmamaktadır. Avrupa’nın yüksek özel tasarruf oranlarının daha verimli kullanılması, sermaye piyasalarının entegrasyonunu gerektirmektedir. Özel yatırımların olgun endüstrilerden daha ileri sektörlere yönlendirilmesi, tek pazarın tamamlanmasına bağlıdır. Bu sağlanmadığı takdirde, dijital hizmetler gibi hızlı büyüyen sektörlerdeki yenilikçi firmaların ölçeklenmesi ve sermaye çekmesi mümkün olmayacaktır. Sonuç olarak, yatırımlar eski teknolojilerde kilitli kalmaya devam edecektir.
AB, iklim lideri, dijital yenilikçi ve jeopolitik bir aktör olma hedefini açıklamış olsa da, üye ülkelerin eylem öncelikleri bu hedeflerle uyumlu görünmemektedir. Mali alanın kullanılması ve pazarların reforme edilmemesi durumunda, Avrupa’nın belirlediği büyük hedeflere ulaşması zor görünmektedir.