Döviz
KİB: FED sonrası risk iştahı arttı: Dolar zayıflığı ana tema
Küresel mali piyasalar dün günü yoğun bir o kadar da iyimser bir seyir izleyerek tamamladı. FED’in istihdam piyasasından yaşanan gelişmelerden…
Küresel mali piyasalar dün günü yoğun bir o kadar da iyimser bir seyir izleyerek tamamladı. FED’in istihdam piyasasından yaşanan gelişmelerden yaşadığı rahatsızlığa karşı ölçülü bir adım yerine gevşeme döngüsüne jumbo faiz indirimi ile başlaması, hem içeride hem de dışarıda alımları destekledi. Başkan Powell’ın FED’in attığı adımı “geç kalma” ya da “geride kalma” risklerini bertaraf ederek tanımlaması sonrasında artan risk iştahının yardımı ile hisse senetleri, değerli metaller, kripto paralar alımlara sahne olurken, ABD Doları küresel bazda değer kaybetti.
Faiz getirisi olmayan kıymetli madenleri elde tutmanın maliyeti, faizin gerilemesi ile daha da düşerken, altın 2,600 zirvesinin hemen kıyısında bir sonraki adımı için enerji biriktirmeye dün de devam etti. 2,180 dolar seviyesinden itibaren alım yönünde pozisyon belirlediğimiz altında 2,550 dolar hedefimiz ardından bir sonraki hedefin 2,700 dolar olacağını; 3bin doları ise orta/uzun vadede radar menzilinde göründüğümü bir kez daha hatırlatmış olalım. Yüzümüzü bir türlü güldürmese de, gümüşe yeniden şans tanıdık. Teknik bir bakış açısı ile gümüşte 31 dolar seviyesinin üzerinde haftalık kapanış ile ‘asıl’ hareketin başlayacağını ve tüm zamanların zirvesi olan 50 dolara doğru yükseliş isteğinin de artacağını düşünüyoruz. Altından ziyade gümüşte (bundan sonrası için) daha büyük bir potansiyel gördüğümüzün altını çizelim. Direnişin parası bitcoin ise yeniden 64bin dolar seviyesine dayanırken, bu yıl dolar karşısında kazanıcı %50 seviyesini taşıdı! 69bin dolar seviyesinin üzerinde haftalık kapanış durumunda yükseliş ivmesinin hızlancağını düşünüyoruz.
Uzun bir süredir bundan sonrası için dolar zayıflığının ana tema olacağını iddia etmiştik. FED’in işaret fişeğini ateşlemesi ardından dün içeride TCMB dışarıda ise İngiltere Merkez Bankası’nın faiz kararlarını takip ettik. TCMB beklenildiği üzere politika faizini %50 seviyesinde sabit bırakırken, karar metninde anlamlı sayılabilecek bir değişiklik göremedik. Faiz indirimine atıfta bulunulmadığı gibi sıkı duruşun da korunacağının altı kalınca çizilmiş. Benzer bir şekilde İngiltere Merkez Bankası’nın da (BoE) politika faizini %5 seviyesinde sabit tuttuğunu gördük. Karar 8’e karşı 1 oyla beklentiler doğrultusunda alınırken, BoE, tahvil portföyünü 100 milyar sterlin daha azaltma kararı aldı. Başkan Bailey faiz oranları ilişkin “çok hızlı ya da çok fazla” düşmemeli yorumunda bulunurken, yıl sonu TÜFE beklentisini %2,5 olarak ön gördüklerini söyledi (daha önceki tahminin altında.).
BoE kararı ardından GBPUSD paritesi 1,33 seviyesini test ederek son iki buçuk yılın zirvesinde salınmaya devam etti. Sene sonu için 1,3500 hedefimizi korumaya devam ediyoruz. FED sonrası dünyada esen olumlu rüzgârdan içeride hisse senetleri de nasiplendi. BİST100 endeksi günü %2,1 yükselişle tamamlarken, TCMB’nin sıkı duruş söyleminin de yardımı ile USDTRY kuru 34 seviyesinin etrafında bulunan dar banttan den pek de uzaklaşmadı. Borsa cephesinde yükselişi memnuniyetle karşılasak da, psikolojik 10bin seviyesinin henüz geçilememesi bizleri düşündürmeye devam etti. Hisse senetleri cephesinde 5 Ağustos Kara Pazartesi günü yaşanan sert düşüş ile grafiklerde açılan boşluğun henüz dolmadığını, eğer bir yükselişten söz edeceksek önce 10,440 seviyesinin hedeflenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Deutsche Bank’ın hafta başı kaleme aldığı raporunda Türk tahvilleri için önümüzdeki altı aylık süreçte güçlü ralli beklediğini belirtmesi ardından TL tahvillerde iyimser bir görünümün hâkim olduğunu not edelim. Yabancı yatırımcının Türkiye indinden risklerini yansıtan 5 yıl vadeli CDS risk primi ise 250 baz puana yaklaşarak pandemi döneminden bu yana en düşük seviyeye geriledi.
TCMB’nin sene bitmeden bebek adımları ile de olsa faiz indirime başlayacağı görüşümüzden hareketle, kısa vadeli özellikle de sabit faizli tahvillerde önemli bir potansiyel görüyoruz. Bu minvalde, iki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi hâlen daha %42 seviyelerinde salınmaya devam ettiğini not edelim. Bizler de tahvil portföyümüz gözden geçirerek güçlendirmeyi değerlendireceğiz. Her hafta Perşembe günü açıklanan haftalık TCMB verilerine göre, 13 Eylül haftasında yabancı yatırımcıların menkul kıymet portföyü 1,6 milyar dolar daha artarken, hisse senedi portföyü ise 0,3 milyar dolar azaldı. Böylelikle, yabancının devlet tahvili âşkı, yılbaşına göre kesintisiz bir şekilde 12,9 milyar dolar artış kaydederken, hisse senetlerine yönelik küskünlük de aynı şekilde hız kesmeden devam etti: yılbaşına göre yabancının hisse senedi portföyü 2,7 milyar dolar küçüldü.
Hazır BDDK ve TCMB verilerinin irdelemeye başlamışken, 13 Eylül ile biten haftada yabancı para mevduatlar 2,1 milyar dolar düşüşle 197,1 milyar dolar seviyesine geriledi. KKM cephesinde son bir yıldır devam eden düşüş devam etse de, son açıklanan veriler son ayların en düşük çıkışının gerçekleştiğini gösterdi. Böylelikle, TL’nin toplam mevduat havuzu içindeki payı yaklaşık %53,50 seviyesine yükselirken, DTH %37,8 ; KKM ise %8,70 seviyesine geriledi. KKM’nin de bir nevi döviz enstrümanı olduğu düşünülürse, DTH ve KKM’nin toplam mevduat havuzundaki payı Haziran 2022’de %72 seviyesinden son verilere göre %46 seviyesine gerilerken, dolarizasyon eğiliminin de oldukça azaldığını not etmek gerekiyor. Öte yandan, TCMB’nin brüt döviz ve altın rezervleri 6,8 milyar dolar artışla yeniden 153,5 milyar dolar seviyesine yükselirken, swap ve kamu dövizleri hâriç net döviz pozisyonu ise +20,7 milyar dolar seviyesinde ve son yılların zirvesinde yer aldı.
FED toplantısı ardından ilk nazarda biraz bocalayan, hatta Başkan Powell’ın iletişimini de çok da başarılı bulamayan piyasalar, nihayet amiral geminin de yön değiştirmeye başladığını idrak edince, kâr satışları kısa soluklu kalıp dün küresel risk iştahı kaldığı yerden yoluna devam etti. Amerikan borsaları geceyi %1,5 civarında yükselişle tamamlarken, risk iştahını yansıtan teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksi coşkuyu yansıtırcasına %2,5 yükseldi. Yeni gün başlangıcında, günü ve haftayı pasifiğin diğer ucunda hisse senetlerinin iyimser bir şekilde tamamladıklarını görüyoruz. Japonya Merkez Bankası, bu sabah sonuçlanan olağan toplantısında, faiz oranlarını sabit tutarken, tüketime ilişkin değerlendirmesini yukarı revize ederek sağlam bir ekonomik toparlanmanın merkez bankasının önümüzdeki aylarda faiz oranlarını yeniden artırmasına olanak sağlayacağına dair güven sinyali verdiğini söyledi. Asya genelinde hâkim rengin yeşil olduğu, gösterge endeks Tokyo borsasının ise %2,1 yükselişle önde koştuğunu not edelim.
Küresel risk iştahının korunmasını beklesek de, dün yaşanan coşkunun ivme yitirmekle birlikte olumlu kalmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Yoğun bir hafta ardından son günün gündeminde çok da önemli bir veri göremedik. Jeopolitik tarafta, hafta başında Lübnan ve Hizbullah tarafından İsrail’e atfedilen ve Hizbullah’ın radyolarını ve çağrı cihazlarını havaya uçuran, Lübnan’da 37 kişinin ölümüne ve yaklaşık 3bin kişinin yaralanmasına neden olan saldırıların ardından, İsrail – Hizbullah gerginliği devam ederken, İsrail savaş uçakları dün gece geç saatlerde güney Lübnan’a yaklaşık bir yıldır süren en yoğun saldırılarını gerçekleştirdi. Orta Doğu’da gerginliğin ve bulaşıcılık riskinin tırmanmasından endişe ediyoruz. ABD cephesinde ise anketler Harris’in yeniden farkı açtığını gösteriyor. Herkese güzel bir hafta sonu dilerim.
Emre Değirmencioğlu (@emredegirmenci5)
Kıbrıs İktisat Bankası