Gündem
BRICS üyeliği muamması: Ankara neden çekimser?
Rusya’nın Türkiye’nin BRICS’e tam üyelik başvurusu yaptığını açıklamasıyla süreçteki belirsizlikler bir ölçüde azaldı. Rus haber ajansı RIA Novosti’nin aktardığına göre,…
Rusya’nın Türkiye’nin BRICS’e tam üyelik başvurusu yaptığını açıklamasıyla süreçteki belirsizlikler bir ölçüde azaldı. Rus haber ajansı RIA Novosti’nin aktardığına göre, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in dış politika danışmanı Yuri Uşakov, Türkiye’nin BRICS’e üyelik başvurusunda bulunduğunu belirtti. Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov da Türkiye’nin BRICS üyeliğinin bir sonraki zirvede gündeme geleceğini söyledi.
Ancak Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan başvuruya dair resmi bir açıklama yapılmadı. CHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a konuyla ilgili sorular yöneltti ancak yanıt alamadı. AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise BRICS’e üyelik talebinin açık olduğunu, sürecin devam ettiğini ve somut gelişme olduğunda paylaşılacağını ifade etti.
Türkiye’nin resmi açıklama yapmaması, Ankara’nın çekimser olduğu yorumlarına neden oldu. Katılım sürecine dair belirsizlikler sürerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılacağı 22-24 Ekim’deki Kazan’daki BRICS toplantısı ilgiyle bekleniyor.
Ankara neden çekimser?
BRICS üyeliğiyle ilgili haberlerin Dışişleri Bakanlığı yerine Cumhurbaşkanlığından gelmesi dikkat çekiyor. Bu durum, diplomatik temkinlilik ve Türkiye’nin Batı’yı ürkütmek istememesiyle, başvurunun kabul edilip edilmeyeceği konusunda belirsizliklerin olmasına bağlanıyor.
İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Prof. Dr. Tarık Oğuzlu, Türkiye’nin “mahcubiyet duygusu” içinde olduğunu belirterek, Batılı ülkelerin Türkiye’nin dış politikadaki yön değişikliğini nasıl yorumlayacağı konusunda endişeler taşıdığını ifade ediyor. Türkiye’nin Batı’yla ilişkilerini sürdürürken, Rusya’ya da dikkatli bir şekilde yaklaşma arayışında olduğunu vurguluyor.
Oğuzlu ayrıca BRICS üyelerinden tam onay alınmamış olabileceğini, özellikle Rusya ve Çin’in, Türkiye’nin NATO ve Batı ile olan ilişkilerini sürdürerek BRICS’e katılmasını tercih edebileceğini dile getiriyor. Rusya ve Çin’in, Türkiye’nin Batı’dan tamamen kopmasındansa, NATO içinde kalarak Batı’ya sorun çıkarmasını daha değerli bulduklarını belirtiyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 11 Haziran 2024’te Rusya’da düzenlenen BRICS Dışişleri Bakanları Toplantısı’na katılmıştı. Türkiye’ye dönüşünde yaptığı açıklamada, BRICS ülkeleriyle görüşmelerin sürdüğünü belirtmiş ve BRICS’in şu anda gümrük birliği veya ortak para birimi gibi adımları içermediğini ifade etmişti. Fidan, bu tür platformları alternatif değil, tamamlayıcı olarak değerlendirdiklerini ve Türkiye’nin lehine sonuçlar elde etmek için ciddi bir çalışma yürüttüklerini vurgulamıştı.
BRICS üyeliğinin ekonomik boyutu
BRICS üyeliği tartışmaları sadece dış politika değil, ekonomi yönetimini de yakından ilgilendiriyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, BRICS’i “tamamlayıcı platformlar” olarak değerlendirirken, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Haziran ayında Londra’da yaptığı açıklamada Türkiye’nin Batı ile ilişkilerinden ayrışamayacağını vurguladı. Şimşek, Türkiye’nin tarihsel olarak Batı’ya yöneliminin güçlü olduğunu ve AB ile ticaret hacminin önemine dikkat çekti.
Ekonomist Mahfi Eğilmez ve EDAM Direktörü Sinan Ülgen de BRICS ülkeleriyle ticaretteki dengesizliklere işaret ediyor. Türkiye’nin Rusya ve Çin ile dış ticaret açığı büyükken, AB ile olan ticari ilişkiler daha dengeli. Ülgen, BRICS üyeliğinin siyasi maliyetine karşılık bu ticaret dengesizliğinin değişip değişmeyeceğinin önemli olduğunu belirtiyor.
Dünya çok kutuplu mu, iki kutuplu mu olacak?
Türkiye’nin olası BRICS üyeliği ile eksen tartışmalarını birinci derecede etkileyecek bir başka faktör olarak ise dünya siyasetinin alacağı yeni sistem mimarisi öne çıkıyor.
Halen akademik çevrelerde dünyayı çok kutuplu mu yoksa esnek ya da katı iki kutuplu bir gelecek mi beklediğine ilişkin farklı görüşler mevcut.
Oğuzlu’ya göre dünya Türkiye’de dış politika yapıcıların öngördüğünün aksine çok kutuplu değil, katı iki kutuplu bir yere doğru gidiyor. Oğuzlu, küresel batı ve küresel doğu olarak adlandırılabilecek kutupların giderek her konuda farklılaşmaya başladığına ve birbirlerini tehdit olarak görme eğiliminde olduklarına işaret ederek, bunun Türkiye açısından önemini ise şöyle anlatıyor:
“Eğer dünya iki kutupluluğa giderse Batı, Türkiye’nin BRICS üyeliğini sineye çekmeyebilir. Çünkü şunu diyecektir Batı Türkiye’ye: Sen 1952’den beri NATO üyesisin, AB’ye katılmak istiyorsun, Batı’nın bütün kurumsal yapısı içinde varsın, ticaretinin yarıya yakını Batı’yla, sana gelen dış yatırımın yüzde 70’i Batı’dan geliyor, vb. İki kutuplu bir sisteme doğru gidiyorsak eğer, ki bu ihtimal giderek yükseliyor, ben senin BRICS üyeliğini sorgularım.”
Oğuzlu, Ankara’da da bazı kesimlerin bunu görmüş olabileceğini söyleyerek şöyle konuşuyor:
“Biz çok aktörlü bir dünyada bu niyetimizi belirttik. Ama dünya iki kutupluluğa doğru evrildikçe, Batı her geçen gün buna jeopolitik bir anlam yüklemeye başlayacak. İki kutuplu sisteme evrilen dünyada Batı Türkiye’nin BRICS üyeliğini jeopolitik gözlükle görmeye başlar. Oysa çok kutuplu, çok merkezli bir dünyada o kadar önem vermeyebilir.”
Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in ortaklığında BRIC olarak kurulan ve daha çok ekonomik ağırlıklı olan platform, 2011’de Güney Afrika’nın katılmasıyla BRICS adını almıştı. 2023’teki genişleme ile Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri de topluluğa katıldı.