Çetin Ünsalan Yazdı: ‘İSO Başkanı’ndan reel sektör uyarısı…’
5 Eylül 2024Türkiye ekonomisine yönelik inandırıcı bulunmayan enflasyondan işsizliğe bir dizi rakam açıklanırken, bunların olumlu yanları kadar olumsuz yanlarının ve taşıdığı risklerin de sorgulanması gerekiyor.
Fakat ne yazık ki işin bu tarafı tamamen görünmez kılınıyor. Sürekli bir Rockefeller gazetesi kıvamında pembe sayfalara benzeyen haberlerle uçup kaçtığımız anlatılıyor. Hatta Şimşek, en kötünün geride bırakıldığını söylüyor.
Oysa sahaya çıktığınızda işlerin çok da öyle gitmediğini görüyorsunuz. İşsizlikte yüzde 20’ye yakın resmen yok sayılan bir kesim, enflasyonda yok edilen bir yüzde 80’lik bir üretici enflasyonu, sokakta üç haneli fiyat artışları yaşanırken düşen bir tüketici enflasyonu…
Dış ticarette açık daralmasının bile yapısal hiçbir değişime gidilmeden sadece rakam bazında değerlendirilmesi, düşen iş hacimlerinin yok sayılarak, iş yapmadığımız için sıkışan bir ihracatçı gerçeğinin yok sayılması…
Döviz ihtiyacında carry trade temelli, serseri paraların ekonomi üzerinde risk yaratmasından, reel sektörün dolar riskini arttıran yaklaşımlara kadar her açıdan ortada büyük bir problem olduğu gözleniyor.
Bununla birlikte 05 Eylül itibariyle önümüzdeki döneme ilişkin Orta Vadeli Program’ın açıklanacağı ve reel sektörün sorunlarının çözümü için hedefler konulacağı söyleniyor. Esasen reel ekonomi adına Cevdet Yılmaz’ın meselelerinin farkında olduğu anlaşılıyor.
Fakat bununla ilgili Mehmet Şimşek’in de bilgilendirilmesine ihtiyaç var. Ya gerçek yaşamdan haberi yok ya da daha kötüsü bunun önemsiz olduğunu düşünerek tüketicisinden iş dünyasına kadar herkese rağmen rakamlar tutturmanın peşinde koşuyor.
Piyasada iliklerine kadar yaşanan ve neredeyse yokmuş gibi davranılan başlıklardan biri de konkordatolar… Son olarak İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan bir kez daha konuyu dile getirdi. Bahçıvan dedi ki:
“…İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan konuya dair, konkordato ilanlarının gelecek aylarda iflaslara dönüşmesi ve zincirleme etkilerle ekonominin geneline yayılabileceğine yönelik uyarılarda bulundu…”
Bakın bu çok da yabana atılacak bir ikaz değil. Mutlaka mercek altına alınması ve konuya ilişkin artık hamleler yapılması gerekiyor. Temenniler manzumesinden oluşturulmuş ve adına program denilen günübirlik hareketlerle bu işin içinden çıkamayız.
Konkordato ve iflaslara dönme elbette buna yönelin firmalar açısından sıkıntılı bir durum. Bunların içinde istismar edenler de var mıdır; vardır. Çünkü geçen temmuz ayından beri piyasada bazılarının buna hazırlık yaptığı konuşuluyordu.
Gazeteci olarak bize gelen duyum ve bilgiler, sanırım Bakanlık’ta da vardır. Var ise neden önlem alınmadı, sormak lazım. Ama konkordato aslında başvuranı değil, onun tedarikçileri zor durumda bırakır.
Bazıları alacaklıların birdenbire sıraya girmemesi gerektiğine yönelik tavsiyelerde bulunup, bununla ilgili önlem alınmasını talep ederken, tedarikçilerin ve bağlantılı olarak bulundukları sektörlerin nasıl bir ödemeler zinciri kırılması riski taşıdığını düşünmüyorlar bile…
Türkiye çok geç olmadan bu mesele el atmalı, cezalandırıcı ya da vazgeçen tavırlarla değil, firmaların, alacaklılarının ve en önemlisi sektörlerin ayakta kalmasını, darbe yememesini sağlayacak hamleler yapmalı. Bunun için de bir yasal düzenlemeyle alacaklı sıralamasını kamudan kobiye değil, kobiden kamuya doğru tersten sıralayarak işe başlayabilir.
Tüm Yazarlar
