Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

ANALİZ: Japonya, para birimini koruma uğruna ne kadar ileri gidecek?

Japonya Merkez Bankası, 31 Temmuz'da faiz oranlarını 25 baz puan artırdı. Bu, piyasaların beklediği 10 baz puanlık artışın oldukça üzerindeydi. Bu artış, Japon yeninin değer kazanmasına neden oldu. Faiz artışından önce 154 yen olan dolar/yeni kuru, faiz artışından sonra 145-146 yen aralığına düştü.

ANALİZ: Japonya, para birimini koruma uğruna ne kadar ileri gidecek?

Faiz Artışı ve Piyasa Tepkisi

Japonya Merkez Bankası, 31 Temmuz’da faiz oranlarını 25 baz puan artırdı. Bu, piyasaların beklediği 10 baz puanlık artışın oldukça üzerindeydi. Bu artış, Japon yeninin değer kazanmasına neden oldu. Faiz artışından önce 154 yen olan dolar/yeni kuru, faiz artışından sonra 145-146 yen aralığına düştü.

Para Politikası ve Müdahaleler

Fed, faiz artış döngüsüne Mart 2022’de başladığında, Japon finansal sistemi üzerinde büyük bir baskı oluştu ve bu Japon yeninin değer kaybetmeye başlamasına yol açtı.

Yen, 2022 yılının Mart ayında 114 seviyesinden, 2022 yılının Ekim ayında 145 seviyesine yükseldi. Kur, 145 seviyesine geldiğinde, Japonya Merkez Bankası (BoJ), Maliye Bakanlığı ile birlikte toplamda 55 milyar dolar müdahalede bulundu.

Yen geçtiğimiz Temmuz ayında en yüksek 161 seviyesine geldiğinde, Japon hükümeti, yenin değerini desteklemek amacıyla döviz piyasasına yaklaşık 36 milyar dolar müdahalede bulundu.

Japonya’nın döviz rezervleri, Haziran ayı itibariyle 1.23 trilyon dolar olarak bildirildi.

Bu müdahalelerin amacı basit: Kur üzerindeki kısa pozisyonları mümkün olduğunca büyük bir güçle vurarak korku yaymak ve yeni (carry trade) yapan yatırımcıların pozisyon açmasını engellemek.

BoJ’un Yeni Taktikleri ve Zorluklar

Japonya Merkez Bankası (BoJ), uzun süredir devam eden parasal genişleme politikalarını kademeli olarak azaltma planlarını duyurdu. Bu politika, Japon ekonomisini canlandırmak amacıyla yıllardır uygulanan ve piyasaya büyük miktarlarda para enjekte edilmesini içeren bir stratejiydi. Ancak, BoJ şimdi bu politikadan yavaş yavaş uzaklaşmayı hedefliyor. Bu, Japon ekonomisinin büyümesini sürdürülebilir kılmak ve enflasyonu kontrol altında tutmak için atılan önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

BoJ Başkanı Kazuo Ueda, yaptığı açıklamalarda, bu yıl içinde başka faiz artışlarının da gündeme gelebileceğini belirtti.

Carry Trade İşlemleri ve Riskler

Japonya’nın uzun yıllardır uyguladığı sıfır faiz politikası, carry trade işlemlerini cazip hale getirmişti. Carry trade işlemleri, düşük faiz oranlı Japon yenini ödünç alıp yüksek faiz oranlı diğer para birimlerine yatırım yapmayı içerir. Bu işlemi gerçekleştiren yatırımcılar, iki para birimi arasındaki faiz farkından kazanç sağlamayı hedeflerler.

Ancak, faiz oranlarındaki artış, bu işlemleri durdurmuş ve yatırımcılar için ciddi kayıplara yol açmıştır. Carry trade işlemleri, faiz oranlarındaki değişikliklere karşı son derece hassastır ve bu tür değişiklikler, yatırımcılar için büyük riskler oluşturabilir.

Ekonomik ve Sosyal Etkiler

Japonya’nın kamu borcunun GSYİH’ye oranı %263, özel sektör borcunun ise %120’dir.

Faiz oranlarının normalleşmesi, Japonya’nın GSYİH’sinin %13’ünü sadece faiz ödemelerine harcaması anlamına gelecektir. Faiz artışının ardından Nikkei 225 endeksi %5.8 düştü ve diğer Asya piyasaları da sert bir şekilde geriledi.

Gelecekteki Olası Gelişmeler

BoJ’un faiz artırımları, sadece carry trade işlemleri yapan yatırımcıları değil, aynı zamanda Japon ekonomisinin genelini de etkileyebilir. Yükselen faiz oranları, borçlanma maliyetlerini artırarak tüketici harcamalarını ve işletme yatırımlarını olumsuz etkileyebilir. Özellikle, yüksek borç yükü altındaki Japon şirketleri ve hanehalkları, artan faiz ödemeleri ile karşı karşıya kalabilir. Bu durum, ekonomik büyümeyi yavaşlatabilir ve deflasyonist baskıları artırabilir.

Ayrıca, BoJ’un döviz müdahaleleri de gelecekte önemli bir rol oynayacaktır. Japonya, yenin aşırı değer kaybetmesini önlemek için döviz piyasalarına müdahale etmeye devam edebilir. Bu müdahaleler, kısa vadede yenin değerini stabilize etmeye yardımcı olabilir ancak uzun vadede sürdürülebilirliği konusunda soru işaretleri bulunmaktadır.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler