Reel Sektör
Restorantlardaki ve kafelerdeki uygulanacak yeni KDV oranlarının ekonomiye etkisi
Hatırlanacağı üzere; 06 Temmuz 2023 tarihi Cumhurbaşkanlığı Kararı ile KDV oranları güncellenmiş; %8 uygulanan KDV %10’a ; %18 olarak uygulanan…
Hatırlanacağı üzere; 06 Temmuz 2023 tarihi Cumhurbaşkanlığı Kararı ile KDV oranları güncellenmiş; %8 uygulanan KDV %10’a ; %18 olarak uygulanan KDV %20’ye çıkarılmıştı.
Resmi Gazete‘de yayımlanan kararla bazı restoran ve kafe işletmelerinde yaşanan vergi kaçakçılığı tespiti dolayısıyla tüm restoran , kafe ,pastane ve paket servis uygulaması yapan vb. satıcılar için yeni uygulanacak olan KDV oranı %10 oldu.
Bu uygulama 1 Mayıs’tan itibaren geçerli olacak.
Örneğin; marketten 1 kg tatlı alacaksınız; Kg fiyatı KDV hariç 100 TL olsun;
Tatlıyı marketten alırsanız ödeyeceğiniz tutar %1 KDV’den ; 100×0,01=1 TL 100+1= 101 TL ödeyeceksiniz.
Aynı tatlıyı restoran , kafe veya pastanelerden alırsanız %10 KDV’den 100×0,10= 10 TL 100+10 =110 TL ödeyeceksiniz.
Yani burada tamamen şu sonuç göze çıkıyor; vergi kaçakçılığı yapan; sanki temel gıda satarmış gibi davranan ve buna göre KDV hesaplayan restoran kafe vb. işletmeler için devlet zımni vergi artışı yaparak bir nevi bu işletmeleri cezalandırmış oldu.
Ancak bu verginin tabana yayılması ve vergi adaleti için çok tartışılacak mevzu. Çünkü özellikle bazı ürünlerin satışında sadece ürünün satıldığı mekana göre uygulanacak KDV oranları ve satış fiyatları farklı olacağı için hem bu olay vergi adaletsizliğine neden olacak hem de bu durum ekonomik açıdan; maliyet enflasyonu ve dolaylı vergi yükünün içinde bulunduğu TÜFE’nin artmasına neden olacaktır.
Çözüm yolu şu olmalıydı;
Vergi kaçakçılığı yapan işletmeler için çapraz denetimler yapıp vergi kaçakçılığı yapan mükelleflere çok ciddi anlamda cezalar uygulayıp; işini düzgün yapan işletmeler ve fiyat istikrarı için vergi oranları eşit ve sabit uygulanabilir hale getirilmeliydi.
Yani mevcut uygulamaya devam edip; vergi oranlarını mekan gözetmeksizin ürün farlılıklarına göre eşit uygulayıp; vergi kaçakçılığıyla mücadele için sıkı çalışmalar yapılmalıydı.
Vergi adaleti her mükellef için geçerlidir. Dezenflasyonist politika uygulanırken; en büyük politika aracı maliye açısından vergi artışlarıdır.
Her ne kadar bu uygulamada görüşte vergi oranlarında artış gözükmese de fiili anlamda zımni bir vergi oranı artışıyla özellikle mekan farklılıklarına göre oran değişikliğine gidilmiş ve de bu durum da hem maliyet enflasyonu hem de içinde dolaylı vergi yükünü de içeren TÜFE için artış demektir.
Umarım bu uygulama gelecekte yeniden düzenlenip; hem vergi adaleti hem de fiyat istikrarı için yeniden ele alınır.
Vergiyi tabana yaymak istiyorsak; vergisini düzenli ödeyen ve ödemeyen mükellefleri ayırmak zorundayız.
Eğer bunu yapmaz ve genel uygulama yapıp vergiyi ödeyenle vergiyi ödemeyeni ayırmazsak vergi geleceğimiz için hiç te doğru uygulamalar yapmamış oluruz.
Mücteba Onurhan Özmumcu