Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Merkez de direnci görüyor…’
26 Nisan 2024Merkez Bankası, faiz kararını beklendiği gibi açıklayıp sabit bıraktıktan sonra Para Politikası Kurulu’nun notunda yine dirençli enflasyona atıfta bulundu. Yine, diyorum, neredeyse son ayların tamamında bu ifade kullanılıyor.
Hatta tüm alt gruplara yayıldığına dair ifadelere de yer verildiğine zaman zaman şahit oluyoruz. Özellikle PPK toplantı tutanaklarında… Neyin altı çiziliyor? Birçok faktör olmakla birlikte gıda fiyatlarındaki direncin.
Nitekim Mehmet Şimşek de ABD toplantıları kapsamında vatandaşın ikna edilmesi gereğine atıfta bulunmuştu. Hatta şimdi bir de ambalaja fiyat yazmayı planlıyorlar. Herkes harcamaların içinde gıda kaleminin ağırlığını kabul ediyor, gıda fiyatlarının yükseldiğine işaret ediyor ama ‘neden’ diye sormuyor.
Hatta zaman zaman bunun kötü niyetten, fırsatçılıktan, ön enflasyon zamlarından gibi çeşitli sebeplerle yapıldığını vurguluyorlar, ama bir türlü ‘acaba maliyetler mi yükseliyor’ diye sormak akıllarına gelmiyor.
Zorla ülkede enflasyon olmadığı konusunda kanaat oluşturmak istiyorlar. Hep beraber inanalım buna da, bir laf vardır ya ‘Allah büyük tekne küçük’ durum tam da bu. Yükselen bir fiyatlamadan ve düşen bir satın alma gücünden söz etmiyoruz ki…
Neredeyse iki hafta üst üste aynı fiyata, aynı gramajda ürünleri alamamaktan bahsediyoruz. Şayet bu aşamada kötü niyetli kişiler varsa, bunun yakınmasını değil, denetimi ve ortadan kaldırılması Bakanlık’ta konuşulması gereken başlıktır.
Lakin birilerinin bu ortamı kötü niyetle kullanması, enflasyonun yükseldiğini, satın alma gücünün eridiğini gerçek olmaktan çıkarmıyor. Algı ile ekonominin düzeleceğini bekleyen varsa, büyük hayal kırıklığına uğrayacak demektir.
Türkiye’nin bir an önce şu verilerini masaya yatırması gerekiyor. Rasyonelleşme diye yola çıkanların, kimsenin inanmadığı verileri bir türlü tartışmaya açmamış olması, kendi inandırıcılıklarını da hızla eritti.
İnsanın ister istemez aklına ‘aslında sorunu çözmek istemiyorlar. Sadece sorunun konuşulmamasını sağlamaya çalışıyorlar’ fikri geliyor. Nitekim ortaya konulan tavır da bunu doğrular nitelikte.
Tüm dünyada enflasyonist baskılar yukarı yönlü artarken, dünya stagflasyonu dile getirirken, bir stagflasyon içinde yaşayan Türkiye’nin kendi gerçeklerine karşı devekuşu sendromuyla yaklaşması akıl alır gibi değil.
Merkez enflasyondaki direnci görüyor. Vatandaş iliklerine kadar yaşıyor. Firmalar yükselen maliyetlerine yetişemiyor ama ülkenin Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konuşarak enflasyondan başlayarak ekonomik sorunların aşılabileceğine inanıyor.
Nasıl mı? Tıpkı ihtiyaç olan para ‘geldi, gelecek, bugün, yarın’ oynadığı gibi. Ortada ise ne gelen para var, ne de düşen enflasyonist etkinin şiddeti…