Genel
Ali Bilge yazdı: KANAL İSTANBUL “NE HİKAYE”..
Türkiye’nin dahil olduğu Karadeniz tahıl koridoru iptal olduktan sonra, Rusya tahılının dünyaya nasıl taşınacağını anlamaya çalışırken ağa takılanlardan bahsetmek istiyorum.
Bu yazıda, İsrail- İran gerilimi üzerinden Ortadoğu’daki gelişmeleri değerlendirmeye, Karadeniz tahıl koridorunun neden iptal edildiğine ve Kanal İstanbul’un iktidarın gündeminden neden düştüğüne ilişkin tespitlerde bulunmaya çalıştım.
İklim krizi gezegenin yıkımını yakınlaştırırken dünyamızın pek çok yerinde savaşlar, gerilimler, çatışmalar ve ölümler devam ediyor. Yerinden yurdundan edinmiş insanlar ve toplumlar kıta gözetmeksizin göçler devam ediyor.
Geçen hafta sonu İsrail’in Şam’daki İran ’ konsolosluğuna saldırısı sonrasında İran’ın misillemesiyle karşı karşıya kaldık. Öncesinde, 12 Nisan günü 12 Nisan günü Rusya , kıtalar arası balistik füze denemesi gerçekleştirmişti. Dünyanın yüksek gerilimine uygun bir gelişmeydi, böyle zamanlarda güç gösterisi beklenen bir durumdur.
Füze denemesinden bir gün sonra İran’ın İsrail’e misillemesi oldu. Ancak İran’ın misillemesi alışılmışın dışında gerçekleşti. İran, dikkatli, ölçülü, nazik bir şekilde misilleme yapacağını önce Türkiye’ye duyuruyor, “Amerika’ya misilleme yapacağımı söyle” diyordu, Amerika’ya söyleyince İsrail’e de söylemiş oluyordu. Saldırıyı önceden ilan ediyor, SİHA’ arın nereden geçeceğini, rotalarını veriyor diğer ülkelerde buna göre önlemini alıyordu!
Misilleme sonrasında, Amerika İsrail’e, “karşılık verme dikkatli davran , el yükseltme ” diyordu. İran; “sadece bununla yetineceğiz, saldırıda bulunduğunuz Şam konsolosluğumu toprağımızdır, BM’nin 51 sayılı kararına göre misilleme hakkımız var” açıklamasını yapıyordu.
Misilleme sonrasında da güvenlik konseyi toplandı, elbette karar çıkmadı. Çıkması da zordu, Rusya, “ önce İsrail’in İran konsolosluğunu bombalamasını, sonra İran’ın misillemesini kınayalım” diyordu. Her iki tarafta buna yanaşmayınca, ABD ve Rusya berabere kalıyordu. Bir acayip misilleme olmasına karşın İsrail- İran çatışması hiç mi hiç hafife alınacak bir gerilim değil.
Karedeniz tahıl koridorundan neden vazgeçildi?
1-Türkiye; Rusya ve Ukrayna arasında savaş devam ederken 2022 yılında her 2 ülke ile anlaşarak Karadeniz üzerinden tarım koridoru oluşturmuştu. Çok sürmedi bu anlaşma, Rusya bu koridordan vazgeçti, vazgeçişin sebebi neydi? Cevabını bulmaya koyulalım.
2- İran, Ortadoğu’da anahtar, önemli ülkelerdendir. Ayrıca , son 10 yıl içinde Rusya ve Çin’in, İran’la çok ileri ilişkiler geliştirdiğine de tanık olduk. Her iki ülke İran’la “stratejik ortaklık” kurdular. İran’ın arkasında duruyorlar. Birkaç yıl önce İran’la Çin , 400 milyar dolarlık yatırım ve ticaret anlaşması yaptı. Ancak, İran’daki Çin yatırımları ilk yıllarda beklenilen ölçüde gelişmedi, önümüzdeki dönemde gelişeceği varsayılıyor. İran petrol ihracatının 90%’ı Çin’e yapıyor, bu miktar Çin’in toplam petrol ithalatının sadece 10%’unu oluşturuyor.
3-Çin ve Rusya’nın uzun yıllardır Ortadoğu’da ağırlığı bulunuyor. Çin’in bölgedeki gelişmiş ticari ağı ve yatırımları dikkat çekiyor. Rusya, Sovyetler Birliği döneminden beri Ortadoğu’da var olan, Suriye için vazgeçilmez bir ülke. Rusya ve Çin , hem bölgede varlar, hem de İran’la çok ciddi bir siyasi ve ticari ortaklık kurmuş durumdalar.
Yaptırım kardeşliği..
3- Rusya ve İran’ın ortak özelliği ABD-Avrupa Birliği yaptırımlarından çok keskin bir şekilde etkilenmiş olmalarıdır. Batıyla ticaret yapamıyorlar, bağları neredeyse kopmuş vaziyette. Yaptırımlar nedeniyle Rusya ve İran aralarında kenetlenme, “yaptırım kardeşliği” yaşıyorlar.
İran-Rusya, İran-Çin ilişkisinden önce başlayan Çin-Rusya ilişkileri de çok ileri seviyelere ulaşmış durumda. Soğuk savaşın birbirine düşman 2 “sosyalist” ülkesi artık pek çok alanda işbirliği içindeler. 2018 yılında Çin ve Rusya, aralarındaki ticareti 2025 yılına kadar 200 milyar dolara çıkarma hedefi koydular. ABD’nin uyguladığı yaptırımlarla bu hedef aşıldı, ikili ticaret hacmi 2023 yılında 240 milyar dolara ulaştı.
4- NAZARI DİKKAT : Ortadoğu’da ve İran’ı ilgilendiren gelişmelerde, Çin ve Rusya’yı göz önünde bulundurmadan çözümleme yapmak eksik ve yetersiz olacaktır. Bölgede İran’la ilgili bir sorun söz konusu olduğunda, “ Rusya İran yaptırım kardeşliğini” ayrıca Çin’in denklemin içinde olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Çin’in Ortadoğu’daki siyasi ve diplomatik varlığı..
5- Çin, Ortadoğu’da artık çok aktif , İran-S. Arabistan ilişkisini başlatan , dostluk adımlarını attıran , karşılıklı diplomatik sürecin başlamasını sağlayan Pekin oldu. Çin iki düşmanı , Suudi Arabistan ve İran’ı yan yana getirdi. Benzer şekilde, İsrail -Filistin konusunda da aktif durumda bulunuyor , Abbas’ı Pekin’e davet etti, taraflarla görüşmeleri sürdürüyor
6- Çin ‘in İran üzerinde olan etkisi nedeniyle son dönemde ABD dışişleri bakanı Blinken’in Çin’e çağrıları oldu; İran’ın Yemen’ de Hussileri desteklediğini, Hussiler’inde Kızıldeniz’deki ticareti engellediğini belirterek , “İran üzerine ağırlığınızı koyun, Hussilerle yaşanan sorun çözülsün” şeklinde talepleri oldu. Çin’in bölgedeki ticari ağırlığı olduğu kadar diplomatik ağırlığının artmasına sık sık şahit oluyoruz. Financial Times’ta geçen hafta yayınlanan bir yazıya göre, Umman’da İran ve ABD heyetleri Kızıldeniz sorununu çözmek için gizili görüşme yapmışlar..
7- NAZARI DİKKAT: Bana öyle geliyor ki; İsrail’e yapılan misillemede İran’ın ölçülü tavır izlemesinin nedeni, Çin’in İran üzerindeki ağırlığı olabilir. Çünkü Çin, savaş olmadan, uzun vadeli jeopolitik çerçeveleme stratejisiyle bölgedeki sorunlara yaklaşıyor. Rusya ve Çin’in bölgedeki gücünü, İran ile gelişmiş ilişkileri nedeniyle İran’ın yanında olacaklarını, İran üzerinde ikna gücüne sahip olduklarını derkenar etmek gerekiyor. Hafta sonu yaşanan “nazik misillemede”, Çin’in İran üzerindeki siyasi etkisini olduğunu düşünmek yanlış olmayacaktır.
Rusya -İran -Çin ve gezegenimizde yeni ticari koridorlar
8-Yeterince ilgi gösterilmediğini düşündüğüm 2 önemli gelişmeye de değinelim. Türkiye’nin dahil olduğu Karadeniz tahıl koridoru iptal olduktan sonra, Rusya tahılının dünyaya nasıl taşınacağını anlamaya çalışırken ağa takılanlardan bahsetmek istiyorum.
Evet, İran’la Çin’in, İran’la Rusya’nın “stratejik ortaklıkları, ekonomik ortaklıkları var, ancak bunların yanı sıra 21. yüzyılın ilk çeyreğine yaklaşırken, gezegeni yakından ilgilendiren yeni ticari koridorlar kurulmasına ilişkin gelişmelerde yaşanıyor. .
9-Rusya ve İran, Avrupa’nın doğu ucundan Hint Okyanusuna kadar uzanan, nehir, deniz ve demiryollarıyla yeni bir ticari koridor inşa etmek üzere anlaştılar. Körfeze ve Hindistan’a kadar uzanacak olan bu yollar, her 2 ülkeye uygulanan ABD -Avrupa yaptırımlarının aşılmasına yönelik olarak, düşünceden fiiliyata geçmiş durumda. Yaptırımlar, yeni tedarik zincirlerinin oluşmasına yol açıyor.
10- Rusya’nın oluşturacağı tahıl sevkiyatını da kapsayan Uluslararası Kuzey-Güney Taşımacılık Koridoru isimli bu yeni ticari rotanın, 7 bin 200 km uzunluğunda olacağı, Rusya’nın Baltık kıyılarındaki St. Petersburg kentinden, önce İran sonrasında da Hindistan’ın batısında yer alan ülkenin en büyük liman kenti Mumbai’ye kadar, hem nehir, hem de demiryolu ile uzanacağı belirtiliyor. Hindistan ve İran çok ciddi miktarda tahılı Rusya’dan alıyor. İran , tahıl dahil yeni ticari koridorların oluşmasında pilot bir ülke konumunda. İran çok büyük bir ülke, toprakları körfeze kadar iniyor, Hazar denizine kadar çıkıyor.
Fars hattına, Putin ve Raisi’nin yaklaşımı
12-Hali hazırda zaten Çin’in sürdürdüğü kuşak yol projesi ile devam eden bir yapılanma var. Yol kuşakla birlikte devam edecek yeni bir hat daha oluşuyor. Yeni ticari koridorların yapılmasına ilişkin anlaşmanın imza töreninde,
“Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Hazar Denizi kıyısı boyunca uzanan 162 kilometrelik (100 mil)
demir yolunun Baltık Denizi’ndeki Rus limanlarını, Hint Okyanusu ve Körfez’deki İran limanlarına
bağlamaya yardımcı olacağını söyledi. İnşa edilen demir yolunun 162 kilometre uzunluğuyla çok büyük
olmadığına işaret eden Putin, “Küçükmüş gibi görünebilir, ancak hizmete alınması, Kuzey-Güney
Koridorunun tamamı boyunca doğrudan, sürekli veya uzmanların farklı bir deyimiyle kesintisiz bir demir
yolu bağlantısı kurulmasını mümkün kılacaktır” dedi. İran Cumhurbaşkanı Ebrahim Raisi, anlaşmayı,
“Tahran ile Moskova arasındaki iş birliği yönünde önemli ve stratejik bir adım. Tüm bu güzergah
üzerinde bulunan ülkeler arasındaki dostluk ilişkileri ekonomik ve ticari iş birliği ile daha da
güçlenecektir. Projenin hayata geçmesi ile bölgede ticaret ve transit geçişler büyük bir ivme kazanacaktır” şeklinde konuştu.*
Putin’e göre, Fars hattı da denilen yeni tedarik rotalarının oluşması Süveyş kanalının da önemini azaltıyor. Süveyş kanalına ihtiyaç duymaksızın yeni rotaların oluşması da, gezegende pek çok şeyi değiştirecek demektir. Bu gelişmeler dünyanın ticari ve siyasi olarak daha da bölünmesine, gerginleşmesine yol açıyor. Dünyanın gergin halini artık bu gelişmeler üzerinden okumak gerekiyor.
13- NAZARI DİKKAT : Tüm bu gelişmelerden 2 sonuca ulaşmak mümkün:
BİR: Türkiye’nin etkin gözüktüğü Karadeniz tahıl koridorunun sona ermesinin nedenlerinden biri, Rusya’nın elbette Türkiye’ye güvenmemesi olabilir. Ancak, Rusya’nın İran ve Çin’le birlikte Hint okyanusuna kadar uzanacak “kesin çözüm “ alternatifini hayata geçirmek istemesi daha akla yatan ihtimaldir.
İKİ: 31 Mart yerel seçimleri boyunca, Kanal İstanbul’un iktidar tarafından dillendirilmemesinin nedeni, Rusya, İran ve Çin’in yeni ticari koridorlar geliştirmesi olabilir. Kanal İstanbul’un yeni ticari koridorlar nedeniyle kadük olacağı aşikardır. Zaten Kanal İstanbul, Erdoğan dışında hiçbir ülkede ve liderde heyecan uyandırmamış bir projeydi. Kanal İstanbul’un iktidarın gündeminden düşmesinin nedeni olarak yaptığımız tespiti somut bir iptal bilgisine dayanmadan, bir tahmin olarak ifade ediyorum.
Rusya, İran ve Çin in hayata geçireceği projelerle, Süveyş kanalı bile ihmal edilebilir boyuta gelmişse, Kanal İstanbul “ ne hikaye”..
Ali Bilge
Gazeteci-İktisatçı
20-04-2024
BİLGİ İÇİN :
https://cgtnturk.com/rusya-yaptirimlari-zayiflatmak-icin-yeni-yollar-deniyor/