Emlak sektörünün istikrar kazanmasıyla Çin ekonomisi bu yıl yüzde 5,3 büyüyecek

ASEAN+3 Makroekonomik Araştırma Ofisi’ne göre emlak sektörünün istikrara kavuşması ve dış talebin iyileşmesiyle Çin ekonomisi bu yıl %5,3 büyüyerek bölgedeki büyümenin artmasına yardımcı olacak.

Singapur merkezli grup Pazartesi günü yayınladığı bir raporda, Çin’de devam eden politika desteğiyle emlak sektörünün kademeli olarak toparlanmasının gayrimenkul yatırımlarını artırarak bölgenin geri kalanı için yayılma etkisi yaratacağını söyledi.

AMRO’nun tahmini, Çin’in resmi büyüme hedefi olan yaklaşık %5 ile kabaca aynı doğrultuda olup, bu rakam iddialı olarak görülmekte ve ulaşılması için daha fazla hükümet desteği gerektirmektedir. Faaliyetlerin 2024 yılının başında iyileşmesine rağmen ekonominin karşı karşıya olduğu zorluklar devam ediyor. Bloomberg anketine katılan ekonomistler Çin’in gayrisafi yurtiçi hasılasının bu yıl %4,6 oranında artacağını öngörüyor.

AMRO baş ekonomisti Hoe Ee Khor telefonla yaptığı açıklamada, “Çin bölgede bir güç merkezi ve büyümenin ana itici gücü olmaya devam edecek,” dedi. Emlak sektöründeki zayıflığın üstesinden gelmek biraz zaman alacak, ancak bu gerçekleşecek ve büyüme üzerindeki etkinin belki bu yıl dibe vurmasını bekliyoruz.”

AMRO, Asean ülkeleri artı Çin, Japonya ve Güney Kore genelinde büyümenin geçen yıl %4,3’ten bu yıl %4,5’e çıkacağını tahmin ediyor. İç talebin, toparlanan yatırımlar ve güçlü tüketici harcamalarıyla desteklenerek dirençli kalması muhtemeldir. Grup, özellikle yarı iletkenlerde olmak üzere ihracattaki toparlanma ve turizmin büyümeye ek bir destek sağlayacağını belirtti.

Görünüm garanti değil. En büyük risklerden biri Çin’in beklenenden daha yavaş büyümesi. Örneğin, bu yıl büyüme AMRO’nun tahmininin tam yüzde puan altında %4,3 artarsa, ticaret, yatırım ve turizm etkileneceği için bölgesel büyüme yüzde 1,7 puan azalacak.

Çin, Japonya ve Güney Kore, Asya’nın küresel büyümeye katkısının yaklaşık dörtte üçünü oluşturuyor.

İşte AMRO’nun raporundan daha fazla ayrıntı:

Bölgenin enflasyon görünümü karışık. Küresel emtia fiyatları normalleşmeye hazırlanıyor, ancak artan iç talep, ABD ve Çin arasındaki jeopolitik gerilimler ve ülkeye özgü hükümet eylemleri (Tayland ve Malezya’daki sübvansiyon kesintileri gibi) fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturmaya devam edecek.

“Jeoekonomik parçalanma” giderek artan bir risk haline gelmekte. Dünyanın en büyük iki ekonomisi olan ABD ve Çin arasındaki ticari bağlar, yüksek gümrük vergileri, on-shoring ve kısasa kısas ticaret eylemleri nedeniyle yavaşladı.

Küresel talebin yaklaşık üçte birini oluşturan Çin’den gelen çip talebinin yılın ikinci yarısında “hızlı” bir şekilde toparlanmasıyla yarı iletken endüstrisinin çok yıllık bir düşüşten toparlanması bekleniyor. Küresel çip satışlarının 2025-2026 yıllarında yılda ortalama %9,5 artacağı öngörülüyor.

ABD tüketici harcamalarının yeniden mallara yöneldiğine dair ilk işaretler var. Bu toparlanma ve enflasyondaki düşüşün devam etmesi Asya’nın ihracatına olan talebi artıracak.

Asya’ya turist gelişleri 2024-2025 yıllarında tam bir toparlanma göstermeye hazırlanıyor.

Demografi endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Asya bölgesinde insanlar dünyanın diğer birçok bölgesine kıyasla daha hızlı yaşlanmakta olup, çalışma çağındaki toplam nüfusun bu on yılın ikinci yarısında azalacağı tahmin edilmektedir. Bu da bölgenin büyüme potansiyelini ve ekonomik istikrarını sınırlandıracak.