Genel
Emre Balıca: Tokat manyağı
Eyyy Goldman diye bağırasım geliyor. Sen değil miydin daha geçen ay rezervleriniz pozitife dönebilir diyen, sen değil miydin yıl sonu enflasyon beklentimiz %30 olur faizler de yıl sonuna kadar 25‘lere gerileyebilir diyen diye bu sefer bağırıyorum.
Merhaba sevgili okurlar,
Şömine ateşi karşısında içime içime düşünüyorum.
Geçtiğimiz haftaki Fitch’in açıklamasını hatırlıyorum durduk yere. Biraz duygusallaşıyorum haliyle. İki damla gözyaşının akmasına izin veriyorum. Ne güzel zamanlardı. Notumuz da yükselmişti halbuki. Görünüm desen pozitif. İki damla daha süzülürken bu sefer içimde burulan şeye hiddetleniyorum.
Eyyy Goldman diye bağırasım geliyor.
Sen değil miydin daha geçen ay rezervleriniz pozitife dönebilir diyen, sen değil miydin yıl sonu enflasyon beklentimiz %30 olur faizler de yıl sonuna kadar 25‘lere gerileyebilir diyen diye bu sefer bağırıyorum. Sesimi biraz yükseltmiş olacağım ki, komşumun kapıya gelip bana aynı Goldman’ın kredi kartlarında sınırlamaların gelmesini beklediğini hatırlatması ile bir kere daha sövüyorum.
Demek ki bu Goldman’ın başının altından çıktı diyorum bu kart ve kredilerdeki sınırlamalar.
Sonra eğri oturup doğru düşünmeye çalışıyorum hatta hak da veriyorum Goldman’a, enflasyonun yükselişinin arkasında kart harcamalarının etkisi büyük diyorum kendi kendime. Bir yerde sınırlandırılmalıydı ki, enflasyonda talep tarafı biraz daha törpülensin diye içimden geçiyor.
Yahu Emre diyorum sonra, bir duruşun olsun. Tamam kart harcamalarının etkisi büyük ama toplumu kart ile harcamaya da bu ekonomik açmazlar getirmedi mi? Hatta harcamanın teşvik edildiği bir süreç bile vardı ışıltılı parıltılı gözlerde. Sen değil miydin kart harcamalarındaki sınırlamaların başka toplumsal sıkıntıları da beraberinde getireceğini söyleyen deyip kendime bir tokat atıyorum. Hem sonra diyorum kendi kendime bu insanlar sadece bu sıkıntılar ile uğraşmıyorlar ki, maliyetlerin de artışı ile daha işsizler daha iflaslar ortaya çıkacak. Ve hala yapılamayan ama her defasında yapılacağı söylenen reformlara ne oldu? Kamu da tasarrufa ne oldu? Seçim sürecinde bu kadar baskılanan döviz nedeniyle TCMB rezervlerini neredeyse 1 sene öncesine kadar dönmesine ne diyeceksin? Bunların tek sebebi gelir düşüklüğü sebebiyle kredi kartı ile yaşayanlar mı?
O sırada Goldman Sachs’ın dediği tekrar aklıma geliyor. Rezervleriniz eriyor demiş adamlar. Rezervleriniz öyle eriyor ki demiş şu ana kadar olan iyileşmeyi kaybetmek üzeresiniz.
Haklı diyorum. Yine hak veriyorum Goldman’a. Ama diyorum seçim var. Ben diyorum da kendi kendime de korkuyorum. Seçim sonrasını düşünüyorum bu sefer gözlerim kapalı.
Faizlerde artış olmazsa diyorum zaten kaçacak yeri buluyor para. Nereye de kaçtığı malum. O değil darphane çift vardiyaya geçmiş haberi bir içimi gıcıklamıştı zaten. Aklıma FED’in yıl içindeki olası faiz indirimleri geliyor. Dolar oradan Ons bir taraftan altın gramı nereye gider diye aklıma düşüyor. Aklıma düştüğü gibi tansiyonum da düşüyor daha düğün mevsimi gelmedi diyorum. Şimdi çeyrek takmak zaten hayal, gramı bulsan takmaya zenginsin demek. Eskiden para da takılırdı en büyüğünden. Şimdi taksan 200 TL. 10 dolar etmiyor. Ağlıyor muyum ben yine?
Bir tokat daha atıyorum kendime. İyi geliyor. Sersemliyorum biraz ama. En azından artık rekor seviyedeki cari açığı unuttum. Biraz biraz bütçe rakamları aklımda. O da nasıl bir açık ise arkadaş.
Sayın Şimşek’i düşünüyorum nedense. Rekor rakam olarak anlattığı tarihi euro borçlanmamızdaki sevinçli hali. Işıl ışıl gülümseyen gözleri gözümün önünde. Bir ürperti kaplamıyor değil içimi. Böyle parlayan gözleri olan birini daha hatırlıyorum ama kesinlikle hüsnükuruntu yaptığıma eminim.
Son attığım tokat beni biraz kendime getirmiş olmalı ki, kendi kendime konuşmayı ilerlettiğimi fark ediyorum. Sadece konuşmuyorum bayağı fiziki eyleme döküyorum.
Gidip simit alayım diyorum iftar öncesi.
Dur ya…
Onun fiyatını daha sabitlemediler mi acaba?
Garip bir kuşku içindeyim. Kapitalizm, liberalizm derken komünizmin ayak sesleri mi yoksa bu fiyat sabitleme diye düşünüyorum.
İçimi susturmak için bir tokat daha atıyorum kendime. Yoksa başım derde girecek.