Borsa
Financial Times: Çin fonlarından oluk oluk para kaçıyor
Dalgalanma, ABD'de kote Çin odaklı ETF'ler de dahil olmak üzere yabancı sermaye çıkışını tetikledi. Çıkışlar geçen Kasım itibarıyla ABD'de yerleşik kişilerin yaklaşık 23 milyar dolar değerindeki Çin ve Hong Kong hisse senetlerinin yüzde 7,7'sini oluşturdu.
ABD’deki gelişmekte olan piyasa yatırımcıları, Çin hisseleri içermeyen yatırım fonlarını kapıyor. Financial Times’ın haberine göre, zayıflayan büyüme görünümüyle hisse senetleri performansı diğer piyasaların gerisinde kalan dünyanın en büyük ikinci ekonomisine yatırım yapanlar azalıyor. Ancak, Çin’e ilgi bitmiş değil, sadece yatırımcılar Çin menkullerini “sek” almak istiyor.
Financial Times’ın ETF.com verilerine ilişkin analizine göre, Çin’i hariç tutan, ABD’de listelenen sekiz gelişmekte olan piyasa ETF’sine net sermaye girişi geçen yıl bir önceki yıla göre üç kattan fazla artarak 5,3 milyar dolara ulaştı. Çin odaklı 55 ETF bir önceki yılki 7,5 milyar dolarlık nakit girişi rapor etti. 2023’te toplam 802 milyon dolarlık net çıkış yaşandığı ortaya çıktı.
Talepteki değişim, küresel yatırımcıların, gelişmekte olan piyasa portföylerinin çoğunda uzun süredir en büyük ülke olan Çin’e olan risklerini nasıl azalttığının altını çiziyor. Gelişmekte olan dünyanın diğer bölgelerindeki hisse senetleri toparlanırken, jeopolitik gerilimler ve ekonomiye artan devlet müdahalesi ülkenin sermaye piyasası üzerinde baskı oluşturdu.
Çin’e ve diğer gelişmekte olan ülkelere yatırım yapan San Francisco merkezli varlık yöneticisi Matthews Asia’nın Portföy Stratejisi başkanı David Dali, “Çin hisse senetlerinin diğer büyük gelişen piyasalarla korelasyonu son birkaç yılda kesinlikle çöktü” dedi. “Yatırımcılarımızın bir kısmı kesinlikle Çin’i portföylerinde bulundurmamayı tercih ediyor ve çözüm, gelişmekte olan piyasa fonlarının Çin içermeyen bir versiyonu” dedi.
Columbia Threadneedle Investments Kuzey Amerika’nın operasyon sorumlusu Marc Zeitoun, varlık yönetim şirketinin, müşterilerin “Çin’de bu kadar yoğunlaşmanın” strateji açısından doğru olmayacağı ısrarı üzerine, aynı yıl türünün ilk örneği olan kendi adını taşıyan ETF’sini başlattığını söyledi.
Ancak Çin’ı dışlayan ETF fikri, Pekin’in Jack Ma’nın Ant Group liderliğindeki özel gruplara yönelik baskısının Wall Street’te kote Çin teknoloji şirketlerinde bozguna yol açtığı 2021 yılına kadar benimsenmedi.
Çin’in pandemi sonrası toparlanması, süre gelen emlak krizi ve özel sektörün güven eksikliği nedeniyle sekteye uğrarken, Çin borsası inişli çıkışlı bir yolculuğa çıktı. Gösterge CSI300 endeksi, geçtiğimiz haftalarda devletin öncülüğünde yerel ETF satın alma dalgasının ardından kaybettiği zemini toparlamadan önce geçen Ocak ayından bu yana yüzde 20’den fazla düşüş yaşadı.
Dalgalanma, ABD’de kote Çin odaklı ETF’ler de dahil olmak üzere yabancı sermaye çıkışını tetikledi. Çıkışlar geçen Kasım itibarıyla ABD’de yerleşik kişilerin yaklaşık 23 milyar dolar değerindeki Çin ve Hong Kong hisse senetlerinin yüzde 7,7’sini oluşturdu.
52 milyar dolar yöneten Illinois Belediye Emeklilik Fonu’nun yatırım sorumlusu Angela Miller-May, “Çin’in büyümesi yavaşlıyor ve eskiye dönüş mümkün değil” dedi; ve fonunun dünyanın ikinci büyük ekonomisine “minimum” düzeyde maruz kaldığını ekledi.
Çin hisse senetleri 2023’te yüzde 11,4 düşerken, diğer gelişmekte olan piyasalar ekonomik reform ve destekleyici bir uluslararası ortam umutlarıyla toparlandı. ABD’nin tedarik zincirlerini Çin’den uzaklaştırma çabalarından yararlanan iki ülke olan Hindistan ve Meksika, geçen yıl gösterge hisse senedi endekslerinde yüzde 19 ve yüzde 16’lık artışlar bildirdi.
Bu arada, MSCI Gelişen Piyasalar (GOP) Endeksi’nin dörtte birini oluşturan Çin’in büyüklüğü, buradaki bir gerilemenin, diğer gelişmekte olan ülkeler ayakta dururken bile endeks yatırımcılarının para kaybetmesine neden olabileceği anlamına geliyor. Diğer gelişmekte olan piyasalardan ayrışması, daha fazla yatırımcının Çin riskini sınırlayan veya tamamen dışlayan GOP ETF’lerini tercih etmesine yol açtı.
Gelişmekte olan piyasalara yönelik dev pozisyonları ile tanınan 120 milyar dolarlık varlık yöneticisi GQG Partners’ın baş yatırım yetkilisi Rajiv Jain, “Gelişmiş piyasalarda Çin’e çok fazla odaklanılıyor, ancak gelişmekte olan piyasaların geri kalanı iyi durumda” dedi. GQG’nin amiral gemisi olan GOP Hisse Fonu, son beş yılda Çin’e tahsisini yüzde 40’tan yüzde 5’e düşürdü ve sermayeyi Hindistan’dan Suudi Arabistan’a kadar olan pazarlara yeniden dağıttı.
ETF’lerde Çin’den çekilme yarışı, yatırımcıların dünyanın en büyük pazarlarından birine olan ilgisini kaybettiği anlamına gelmiyor. Birkaç ETF yöneticisi, Çin’in büyüklüğü ve belirsiz politika ortamının, ülkeyi herhangi bir yatırım evreninin parçası olarak görmek yerine kendi başına ele almanın daha mantıklı olduğu anlamına geldiğini söyledi.
Geçen yıl gelişmekte olan Çin hariç bir ETF başlatan Matthews Asia’dan Dali, “Yatırımcılar Çin’i sevmiyor değil” dedi ve şöyle devam etti: “Sadece getiri elde etmek için çok karmaşık bir ülke haline gelen ülke portföylerini yönetmek için bir uzmanı tercih ediyorlar.”
Columbia Threadneedle’dan Zeitoun “Yaptığımız tek şey, yatırımcıların Çin’den kaçışını kanalize etmek değil, ne kadar risk istediklerini kalibre etmek” dedi.