Genel
Türkiye’de yalnız yaşayanların sayısı 5.2 milyon oldu
Osmanlı devletinin yıkılıp Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından 1927 yılında yapılan ilk nüfus sayımında ülke nüfusu 13 milyon 464 bindi. …
Osmanlı devletinin yıkılıp Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından 1927 yılında yapılan ilk nüfus sayımında ülke nüfusu 13 milyon 464 bindi.
Aradan geçen bir yüzyılın ardından Türkiye’nin bugünkü nüfusu 85 milyon 372 bin 377.
Ancak yıllık nüfus artış hızı binde 1,1’le tarihi en düşük düzeye indi.
Düşen nüfus artışı ve yükselen yaş ortalaması kimi çevreleri endişelendiriyor.
Zaman içerisinde tıpkı Almanya gibi çalışacak genç insan bulma sorunlarına yol açabileceği iddia ediliyor.
Ancak bu verilerin yanında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan bir başka veri daha dikkat çekti.
TÜİK verilerine göre evde tek başına yaşayanların sayısı son 10 yılda yüzde 77,2 artarak 5.2 milyon oldu.
Bir zamanlar kalabalık ailelerin olduğu Türkiye’de çekirdek ailenin veya çocuksuz çiftlerin yaygınlaşmasının ardından şimdi de tek başına yaşam yaygınlaşıyor.
Yalnız yaşama alışkanlığının uzun vadede nüfus artış hızına olan olumsuz etkisi ortada olsa bile kimi açılardan da ekonomiye olumlu etkileri de bulunuyor.
Örneğin PD’de 9 Aralık 2023 günü yayınlanan röportajında Doğanlar Holding Mobilya Grubu’nun CEO’su Mustafa Karamemiş, tüketici dinamiklerinin çok değiştiğine dikkat çekerek şöyle demişti:
“Özellikle 2020’nin ikinci yarısından tüketici alışkanlıkları çok ciddi bir değişim gösterdi.
Pandemi döneminde evde uzun süre kalmaların oluşturduğu konfor değişkenleri de bunda etkili oldu. Ve sonrasında ilave olarak evlenmeler, boşanmalar ve tekil yaşamın artması da diğer etmenler. Dolayısıyla evlenenler de bizim müşterimiz, boşananlar da bizim müşterimiz, tekil hayatı seçenlerde. Özellikle yeni kuşak yeni jenerasyon burada çok çok etkin bir rol oynuyor. Artık kalabalık ortamda yaşamayı tercih etmeyen, hatta bulunduğu ikamet ettiği şehirde bile okumak istemeyen farklı bölgelere gidip oralarda farklı deneyimler elde etmek isteyen bir kuşak var. Dolayısıyla bunların hepsi bizim yeni müşteri portföyümüz.”
Karamemiş’in de tespit ettiği gibi farklı nedenlerle yaşamını tek başına sürdürmeye karar verenler barınacakları evden, kullanacakları eve hatta tüketim alışkanlıklarına kadar birçok şeyi yenilemek zorunda kalıyor. Bu da yeni alışverişler demek.
Yalnız yaşama alışkanlığının toplumsal yaşama ve ekonomiye etkisini bu konuda geçmişte pek çok yazılar da yazan ve çıktığı programlarda dile getiren Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan’a sorduk.
Erdoğan öncelikle Türkiye’de yaşlılığa bağlı nedenlerden olduğu kadar boşanma, solo bir yaşamı tercih etme gibi sebeplerden dolayı tek hanelerin sayısında son yıllarda hızlı bir artış göründüğünü kaydederek, “Bu demografik dönüşüm, ekonomi içinde yeni tüketim modellerinin ortaya çıkmasına yol açmakta ve piyasa dinamiklerini şekillendirmektedir. Yalnız yaşayanlar, geleneksel aile yapısının dışında bir yaşam sürdürerek, tüketim alışkanlıklarında belirgin bir farklılık göstermektedir” diye konuştu.
Yalnız yaşamanın ekonomiye etkilerinin öncelikle konut piyasasından başlayarak geniş bir yelpazeye yayıldığına dikkat çeken Erdoğan, “Tek kişilik hanelerin artması daha fazla ancak daha küçük olan konutlara talebi artırmakta ve bu da inşaat sektöründe yeni trendlerin belirlenmesine neden olmaktadır. Ayrıca, tek başına yaşayan bireyler, ev eşyalarından, kişisel kullanım ürünlerine kadar geniş bir ürün yelpazesinde ürünler satın almaktadır. Normalde iki, üç kişilik ailenin kullanacağı ürünler tek kişi tarafından kullanılmaktadır. Bu durum perakende sektörü için çeşitlenmiş ve genişlemiş bir pazar anlamına gelmektedir” şeklinde konuştu.
Erdoğan’ın tespitleri bunlarla sınırlı değil. Sözlerini şöyle tamamladı:
Ayrıca tek başına yaşayan bireyler günlük yaşamlarını kolaylaştırmak için teknolojik çözümlere ve hizmet sektörüne daha fazla bağımlı hale gelmiştir. Yemek siparişinden temizlik ve bakım hizmetlerine kadar internet üzerinden erişilebilen birçok kolaylık, bu demografik grubun temel tüketim alışkanlıklarını oluşturmaktadır. Bu, hizmet sektörünün büyümesine ve çeşitlenmesine önemli bir katkı sağlamaktadır.
Erdoğan’ın da dile getirdiği gibi yalnız yaşamın en fazla etkilediği sektörlerin başında inşaat geliyor.
Bu alandaki etkisini Erguvan İnşaat Kurucu Ortağı Emre Maraşlı’ya sorduk.
Türkiye’de tek yaşayanların artmasının inşaat ve gayrimenkul sektörünü çeşitli şekillerde etkilediğini söyleyen Maraşlı bunlardan birinin daha küçük boyutlu konut talebi olduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Tek başına yaşayanların artmasıyla birlikte, daha küçük boyutlu konutlara olan talep de arttı. Bu durum, inşaat sektöründe daha küçük dairelerin ve stüdyo dairelerin inşa edilmesine ve geliştirilmesine yol açtı. Son yönetmelik ile stüdyo daireler yasaklanmasaydı bu yönde çok fazla konut geliştirilirdi diye düşünüyorum.”
Yalnız yaşayanların artmasının konut tasarımı ve planlamasına da etki ettiğini söyleyen Maraşlı, “Tek başına yaşayanlar için daha uygun konutlar geliştirmek için tasarım ve planlama alanında değişiklikler oldu. Örneğin, tek kişilik yaşam tarzını desteklemek için çok amaçlı alanlar, daha küçük mutfaklar ve daha fazla depolama alanı gibi özellikler konut projelerine entegre edildi” dedi.
Tek başına yaşayanların artmasının talep artışı nedeniyle konut fiyatlarını ve kiralarını da artırdığını iddia eden Maraşlı, “Bu durum, inşaat ve gayrimenkul sektöründeki geliştiriciler ve yatırımcılar için karlı fırsatlar sunabilir, ancak aynı zamanda konut erişimini zorlaştırdığı da bir gerçek” tespitinde bulunarak sonuç olarak şunları ekledi:
“Tek başına yaşayanların sayısındaki artış, inşaat ve gayrimenkul sektöründe yeni fırsatlar yaratabilirken, sektörün konut talebinin değişen dinamiklerine uyum sağlaması gerekiyor. Bu trend, gelecekte sektörde farklı konut modelleri ve geliştirme yaklaşımları görmemize neden olabilir.”
Ali Kemal ERDEM
patronlardunyasi.com