Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Yok sayılanlar arttı…’
13 Şubat 2024Türkiye, TÜİK üzerinden işsizlik rakamını ısrarla düşürmeye ve orta vadeli programın hedeflerine ulaştığına dair kanıt yaratma çalışmalarına devam ediyor. Gerçekten işsizlik düşüyorsa, İŞKUR bağlantılı rakamlardaki çelişkiyi de birilerinin açıklaması gerekiyor.
Hoş bunun için herhangi bir kurumun açıklama yapmasına gerek yok. İnsanların çevresine bakması yeterli. Ya iş bulmaktan ümidini yitirenleri ya sürekli iş arayanları ya da yok pahasına çalıştırılmak istenen insanları görüyorsunuz.
Meseleye işveren tarafından baktığınızda maliyetteki yükselmeyi anlıyorum. Fakat maliyetteki yükselme çalışanlardan değil, girdilerden kaynaklanıyor. Ayrıca satın alma gücündeki aşırı erime de onların suçu değil. Bunu görmüyor ve muhatabına konuşmuyorsanız, maliyetlerden çalışanlara yakınmaya da hakkınız yok demektir.
İşsizlik meselesine hatta rakamlara gelirsek… TÜİK ısrarla kendi içinde bile çelişmeye devam ediyor. Son açıklanan veriye göre 2023 Aralık ayında işsizlik yüzde 8,8’e düştü. Nasıl? 0,1 puan gerileyerek.
Fakat aynı bültende geniş tanımlı işsizliğin 2,1 puan artışla yüzde 24,7 olduğuna dikkat çekiliyor. Sağlamasını yapsanız, 2 puana karşılık gelen aslında işsiz olan insanı yok saydığınız anlamına gelir.
Yani istihdam ortamı yaratamayan ekonomi yönetimi, istatistik kurumu üzerinden insanları yok sayarak işsizlik problemini çözmenin telaşına düşmüş vaziyette. Bir de çıkan rakamı orta vadeli program hedefi atfıyla makyajlamaya kalkıyorlar.
İşsizliğin alt kırımlarına baktığımızda genç işsizliği yüzde 15,5 seviyesine kadar indirdiler. Oysa ne eğitimde ne de çalışma hayatında olmayan genç işsiz oranının yüzde 30 civarında olduğu biliniyor. Hatta kurumun açıklamalarında da kabul ediliyor.
Türkiye bu kafadan bir türlü vazgeçmiyor ve vazgeçmedikçe sorunları ağırlaştırarak yarına taşıyor. Bir insanın eve ekmek götürememesi işsizliktir. Bunun tanımlaması ne yaparsanız yapın değişmez.
Sadece niyetiniz iyiyse buradaki fotoğrafı doğru okuyarak çözüm için sebepleri bulabilirsiniz. ‘İş beğenmiyorlar’ ile başlayan saçma sapan ve demode cümleler bile gerçekliği ortadan kaldırmaya yetmez.
Bu ülkenin insanını her şeyle suçlayabilirsiniz, ama tembellikle suçlayamazsınız. Yıllarca mesai kavramı olmadan çalışan bir Millet’in şimdi iş beğenmediğini söylemek ya işletmelerinizin çağ dışı kaldığının işaretidir ya da Çin misali insanları yok pahasına çalıştırma niyetinin tezahürü.
Eğitim ile başlayan ve mesleksizleştirme ile devam eden yılların hatasını, şimdi işsiz olanlara, istihdam edemeyenlere ya da iş aramaktan ümidini yitirenlere, hatta yok pahasına çalışmak istemeyenlere kesemezsiniz. Bu öyle bir kurgu ki, yok sayarsanız, yok sayılırsınız. Sonra ‘ne oldu’ demeyin.