Döviz
FED enflasyon mücadelesinde zafer ilan etmeyi reddetti
Amerikan Merkez Bankası (FED) yılın ilk FOMC (Açık Piyasa Komitesi) faiz toplantısında üst üste dördüncü kez olmak suretiyle politika faiz…
Amerikan Merkez Bankası (FED) yılın ilk FOMC (Açık Piyasa Komitesi) faiz toplantısında üst üste dördüncü kez olmak suretiyle politika faiz oranını %5,25 – %5,50 bandında -beklentilere paralel- sabit tuttu. Karar üyelerin tamamının oyuyla alındı. FED’in dün akşamki kararı arkasında, Amerikan ekonomisinin güçlü seyrini korumaya devam ettiğine yönelik son açıklanan verilerin yattığını pekâlâ biliyoruz.
Sayıların dili ile konuşursak, 2023 yılını beklentilerin üzerinde bir büyüme hızıyla tamamlayan ABD ekonomisinde işsizlik oranı %3,7 ile tarihi dip seviyelerde yer alıyor. Bunun yanı sıra, bu hafta açıklanan tüketici güveni multi yılları zirvesine yükselirken, açık istihdam verisi (JOLTS) beklentilerin de üzerinde gerçekleşerek ekonominin güçlü olduğunu teyit etti. Sadece, bu güçlü veriler arasında FED’in favori enflasyon göstergesi olan PCE verisinin beklentilerden de hızlı gevşediği gördük. Hatırlamak gerekirse, çekirdek bazda endeks yıllık %2,9 artışla Nisan 2021’den bu yana en düşük düzeyde gerçekleşti.
Yukarıda sıraladığım makro ekonomik verilerin tamamı, FED’in şu anda var olan duruşunu teyit ederken, FED de benzer bir şekilde faiz indirimine soyunmadan önce orta vadeli enflasyon hedefi olan %2’ye doğru kalıcı bir düşüşün kendilerini ikna etmesini beklediklerini paylaştı. Lâkin, FED’in üzerinde erken bir faiz indirimi için de baskıların özellikle piyasalar cephesinden artmaya devam ettiğini not etmek gerekiyor. Bu minvalde, Mart ayına yönelik faiz indirim beklentilerini törpüleyen FED’in Mayıs toplantısında faiz oranlarını düşürmeye kapıyı açık bıraktığını düşünüyoruz.
Vadeli faiz kontratları bu sabah itibariyle Mayıs ayında 25 baz puan indirime %58 ihtimal tanırken, 2024 sonu itibariyle toplam faiz indirim beklentisi 144 baz puan ile (en az 5 faiz indirimi) değişmedi. Bizim baz senaryomuz, FED’in Mayıs ayı toplantısını da pas geçerek faiz indirimlerine Temmuz ayında başlayarak bu yıla 4 kez (toplam 100 baz puan) faiz indirimi sığdıracağı yönünde bulunuyor.
ABD’de en büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi, FED’in Mart ayı faiz indiriminin olasılığını elinin tersiyle itmesi ve teknoloji şirketlerinden gelen zayıf kârların da gölgesinde Eylül ayından bu yana en büyük düşüşünü gerçekleştirerek %1,6 gerilerken, risk iştahı denince akla gelen ve teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksi %2,2 geriledi. FED’in enflasyonla savaşmakta daha kararlı bir duruş sergilemesine paralel 10 yıllık ABD tahvil faizi geçen hafta test ettiği %4,15 seviyesinde %3,95 seviyesine kadar gerilerken, faiz getirisi olmayan ve yönsüz bir şekilde 2,020 dolar civarında son dönemlerde seyreden ons altının yeniden 2,050 dolar seviyesine yaklaştı.
FED toplantısı ardından doların genel olarak güçlü tarafta kalması (son 7 haftanın zirvesinde) para birimleri üzerinde de baskı kurdu. EURUSD paritesi 6 haftadır devam eden düşüşünü koruyarak 1,08 seviyesinin hemen altını test ederken, teknik göstergeler ile uyumlu emin adımlarla 1,0760 seviyesindeki hedefimize doğru ilerlemeye devam ediyor. Bültenimizi takip eden kıymetli yatırımcılar, yılın ilk çeyreğinde doların göreceli olarak daha güçlü bir performans sergileyeceğini akabinde ise sahne sırasının değeri dolar ile ölçülen diğer enstrümanlarda olacağını hatırlayacaklardır. Bu bağlamda, yılın ilk çeyreğinde yaşanan satış baskısının kademeli olarak pusuda bekleyenler için alım fırsatı doğuracağının altını çizmek isteriz.
Dün Almanya’da Ocak ayı enflasyonu %2,9 olarak açıklanarak (Aralık %3,7) Haziran 2021’den bu yana en düşük seviyeye geriledi. Çekirdek ve gıda enflasyonunu da benzer bir şekilde gerilerken, Almanya’da açıklanan zayıf verilere ilaveten enflasyondaki sert düşüşün de Avrupa Merkez Bankası (ECB) üzerinde var olan faiz indirim beklentilerini artıracağını düşünüyoruz.
Türkiye cephesinde ise dün açıklanan dış ticaret verilerine göre 2023 yılında 106 milyar dolar dış ticaret açığı verilirken (bir önceki seneye göre %3,2 azaldı), turizm geliri ise %17 artışla 54,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Hazine Müsteşarlığı dün iç borçlanma stratejisini yayımladı. Buna göre Şubat ayında 200 milyar TL iç borç geri ödemesine rağmen 250 milyar TL düzeyinde iç borçlanma tutarı hedeflendi. Yüklü ihalelerin faiz oranları üzerinde baskı kurabileceğini, lâkin Batı alemi ile yeniden dirsek temasında olan Türkiye’nin arzuladığı yabancı girişleri için de söz konusu ihalelerin fırsat olarak görülebileceğini düşünüyoruz.
USDTRY kuru kamunun izin verdiği ölçüde her gün bebek adımları ile kademeli bir şekilde yukarıya gitmeye devam ederek 30,37 seviyesine dayandı. TL, Aralık ayını %2,2 değer yitirerek 29,5300 seviyesinde kapatması ardından, Ocak ayını da yaklaşık %2,7 değer kaybıyla tamamladı. Sene sonu USDTRY kuru beklentimiz (bilanço çalışma kurumuz) 40 seviyesinde bulunuyor. Dün hisse senetleri sessiz bir gün geçirirken, Türkiye’nin 5 yıl vadede risklerini gösteren CDS risk primi 330 baz puan seviyesine yükseldi. 2 yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi ise %43,27 seviyesinde yer alarak önemli bir değişim göstermedi.
Bugün Türkiye’de açıklanacak imalat sanayi PMI verisi ve İstanbul bölgesi enflasyon rakamları ön planda olacak. Her Perşembe olduğu üzere TCMB ve BDDK’nın haftalık verilerini yakında takip edeceğiz. Dün ABD’de açıklanan özel sektör istihdam verisinin beklentileri karşılayamaması ardından her ayın ilk Cuması olduğu üzere yarın açıklanacak ve ABD ekonomisinin sağlığı açısından en önemli veri olduğuna inanılan tarım dışı istihdam verisi de yakından takip edilecektir.
Yeni gün ve ay başlangıcında, Asya piyasalarının karmaşık bir seyrin hâkim olduğunu görüyoruz. Gösterge endeks Tokyo borsası %1’e yakın gerilerken, Çin’in lokomotif endeksi CSI300 ve Hong Kong borsaları %1 civarında artıda işlem görüyor. Benzer bir şekilde, ABD borsalarının dün akşam sert satışlara sahne olması ardından bu sabah %0,5 civarında tepki alımlarına sahne olduğunu da not edelim.
iktisatbank.com