İngiltere’deki meyve ve çiçek üreticileri yeni Brexit kontrollerinden tedirgin

Ülkenin en büyük tarım kuruluşu, İngiltere’nin meyve ve çiçek yetiştiricilerinin Brexit sonrası yeni sınır kontrolleri nedeniyle iş hayatına zarar verebileceği ve gelecek yılın mahsullerini etkileyebileceği “varoluşsal bir tehditle” karşı karşıya olduğunu bildirdi.

Avrupa Birliği’ne (AB) 1973’te üye olan İngiltere’nin, Birlikle 47 yıl sürdürdüğü tarihi birlikteliğe son veren Brexit referandumunun üzerinden 8 yıl geçti. Ancak Brexit ülkede gündemi koruyor. Birlikten ayrılan İngiltere’nin tarım sektörü, AB’den ithal ettikleri ürünler kontrolden geçeceği için, yaşanacak gecikmelerden dolayı oldukça endişeli.

Ulusal Çiftçiler Birliği (NFU), Nisan ayında ithalat kurallarında yapılan ve ülkeye gelen neredeyse tüm genç bitkiler için sınırda kontroller uygulayacak olan değişikliklerin uzun gecikmelere neden olabileceği ve bitkilerin zarar görmesine veya yok olmasına yol açabileceği konusunda uyardı.

PARA ANALİZ’in The Guardian’ın haberinden edindiği bilgilere göre, NFU’nun bahçecilik ve patates kurulu başkanı Martin Emmett, konuyla ilgili şunları söyledi:

“Sınır kontrol noktalarının bu ülkedeki bahçecilik işletmeleri için varoluşsal bir tehdit oluşturabileceğine dair endişeler var.”

Farplants adlı şirketi yaklaşık 20 milyon sterlinlik ürün büyütürken, yarısından biraz fazlası AB’de hayata başlıyor ve şunları söylüyor: “Yetiştiricileri korkutan şey, kullanılamayan teslimatlardır ve gereksiz gecikmeler, stokların yok olmasına neden olabilir ve bu da eninde sonunda bölgedeki işletmeleri etkiler. hayal edilebilecek en derin yol.”

Birleşik Krallık’taki yetiştiriciler, ekim için Birleşik Krallık’a ithal edilmeden önce Hollanda gibi ülkelerde hayata başlayan genç bitkiler konusunda AB’ye güveniyor.

Çilek ve ahududu gibi yumuşak meyve bitkilerinin çoğu genç olarak ithal edilirken, önemli sayıda domates, meyve ağacı ve fidanlık bitkileri de büyük seralara ve daha iyi koşullara sahip Avrupa ülkelerinde hayata başlıyor.

Mevcut kurallara göre, ithal edilen bitkiler fidanlıklarda ve çiftliklerde kontrollü koşullarda tutuluyor, ardından bazıları hükümet müfettişleri tarafından kontrol ediliyor ve kontroller genellikle riske göre önceliklendiriliyor.

Ancak 30 Nisan’da yürürlüğe girmesi planlanan yeni kurallara göre hükümet, yeni sınır karakollarından gelen sevkiyatların %100’ünü kontrol etmeyi planlıyor.

Bu durum, sınır karakollarının bu hacimdeki ithalatı karşılayabilme yeteneği konusunda endişeleri olan yetiştiriciler arasında yaygın bir hoşnutsuzluğa yol açtı.

Yeni noktalardaki gecikmelerin ve koşulların önemli bitki ithalatlarının zarar görmesine veya yok olmasına yol açabileceğine ve gelecek yılın mahsullerini tehdit edebileceğine inanıyorlar.

Guardian, Bahçıvanlık Ticareti Birliği (HTA), İngiliz Elma ve Armut, İngiliz Domates Yetiştiricileri Birliği ve İngiliz Berry Yetiştiricileri (BBG) dahil olmak üzere, NFU’nun endişelerini dile getiren meyve ve çiçek yetiştiricilerini temsil eden kuruluşlarla görüştü.

BBG başkanı Nick Marston, sınır kontrollerinin, büyük ölçüde AB genç bitki ithalatına bağımlı olan ve geçen yıl yaklaşık 100 milyon bitki getiren İngiltere çilek endüstrisi için büyük endişelere yol açtığını belirterek şu ifadelere yer verdi:

“Hükümetin gelen tüm bitkileri zamanında işleme yeteneğinden ve gecikmeler sonucunda yetiştiricilerin yüzbinlerce liraya varabilecek zararlarından büyük endişe duyuyoruz.”

HTA, sınır karakollarının hazır olduğuna dair henüz güvence verilmediğini ve bunların sektörün en yoğun olduğu sezon olan bahar için planlandığı konusunda ciddi endişeleri olduğunu söyledi.

Kontroller, halihazırda beş kez ertelenen Sınır Hedefi Operasyon Modeli (BTOM) olarak bilinen, Brexit sonrası yeni sınır rejiminin bir parçasını oluşturuyor. Bu, Avrupalı ithalatçıların 31 Ocak’tan itibaren “orta ve yüksek riskli” hayvan ve bitki ürünleri için sağlık sertifikaları sunmasını gerektirecek ve bu malların fiziksel denetimleri Nisan ayının sonunda başlayacak. Neredeyse tüm genç bitkiler yüksek riskli kabul edilir.

Hükümet, sınır stratejisinin “Birleşik Krallık’ı biyogüvenlik tehditlerine karşı korumak” olduğunu ve yeni kontrollerin “Dünya çapındaki mallara yönelik ithalat kontrollerini basitleştirmek için Brexit özgürlüklerini” kullanacağını söyledi.

Yetiştirici grupları, hükümetin biyogüvenlik hedeflerini desteklerken, bazılarının depolara yan yana boşaltılan farklı bitkileri içerebilecek gönderilerin bu amaca ulaşacağına ikna olmadıklarını kaydetti.

Domates Yetiştiricileri Birliği teknik komitesinin eş başkanı Robert James, sınır karakollarının çiftliklerde görülen kontrollü koşulların aynısından yoksun olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Yetiştiricilerin mahsullerini büyük bir mali mahsul kıtlığı riskiyle karşı karşıya bırakabilecek, gerçekten önemli bir enfeksiyon veya zararlıların ortaya çıkışı noktasını devreye sokuyoruz.”

Geçtiğimiz ay Hollandalı çiçek satıcıları, kontrollerin ertelenmesi çağrısında bulunarak, ürünlerinin sınırda “önemli hasar ve kayıplara” maruz kalabileceğinden endişe duyduklarını uyarmıştı.

Yeni sınır kontrol noktaları, Dover’dan yaklaşık 20 mil uzaklıktaki Sevington’daki yeni büyük sınır karakolu da dahil olmak üzere, Birleşik Krallık’ın en büyük limanlarından bazılarının yakınında kuruldu.

Hükümet, yetiştiricilerin fiilen sınır karakolu haline gelebileceği bir sistemi denemeyi umuyor ancak bunun için şirketlerin büyük miktarda yatırım yapması gerekiyor.

NFU, hükümete, tesislerin “varış yeri” kontrolleri ile bu noktaları atlamasına izin verirken, kontrol sayısını azaltmak için daha risk bazlı bir yaklaşım benimsemesi çağrısında bulunuyor.

Çevre, Gıda ve Köy İşleri Bakanlığı sözcüsü şunları kaydetti:

“İşletmeleri desteklemek ve AB ile Büyük Britanya arasında verimli bitki ticaretinin sürdürülmesini sağlamak için bu yeni ithalat kontrollerini aşamalı olarak uygulamaya koyduk. Mevcut ‘varış yerleri’ planı, sınır kontrol noktalarında denetimler başlatılana kadar her zaman geçici bir önlem olarak tasarlandı. Yeni modelin getirdiği kontroller, Birleşik Krallık’ı güvende tutmada, gıda tedarik zincirlerimizi ve tarım sektörümüzü zararlı hastalık salgınlarından korumada hayati bir rol oynuyor.”

PARA ANALİZ