Döviz
FT/Adam Samson: Global fonlar Türk tahvil piyasasına ısındı
Aslında ne kadar kolaymış yabancı sermaye cezbetmek, bir şu Gazze faciası olmasaydı...
Kapsamlı ekonomik reformlar ve getirilerdeki artış ülke tahvillerinin cazibesini giderek artırırken, uluslararası yatırımcılar Türkiye’nin uzun süredir terk edilmiş olan tahvil piyasasına geri dönüyor.
Merkez bankası verilerine göre, yabancı fon yöneticileri bu yılın ikinci yarısında yaklaşık 860 milyon dolarlık lira cinsinden Türk devlet tahvili satın aldı. Bu, 2021’in başından bu yana bir yarıyıl dönemi için en büyük giriş oldu.
Erdoğan “ortodoks” oldu, para geri döndü
Yeni yatırımlar Erdoğan’ın Mayıs ayında yeniden seçilmesinin ardından başlayan geniş ekonomi politikası revizyonunun, yatırımcıların yıllardır kaçındıkları Türk varlıklarına olan ilgisini nasıl artırdığının son işareti.
Fidelity International gelişmekte olan piyasa tahvil fonu yöneticisi Paul Greer, “Her şey oldukça hızlı değişiyor” dedi ve Türkiye’nin lira ve yerel para cinsinden tahvillerinin “şefin spesyali” olduğunu ekledi.
Haziran ayında atanan yeni ekonomi yönetim ekibinin, kontrolden çıkan enflasyonu ve büyüyen cari açık gibi dengesizlikleri ateşleyen, yıllardır uygulanan “heteredox” politikaları terk etmesinden sonra daha iyimser bir hava ortaya çıkıyor.
Beklenmeyen faiz artırımları, mali piyasaların serbestleşmesi
Eski Goldman Sachs bankacısı Hafize Gaye Erkan liderliğindeki merkez bankası, hâlâ yüzde 60’ın üzerinde seyreden enflasyonu soğutmak için faizleri Haziran başından bu yana altı kez yüzde artırarak, yüzde 8,5’ten 40’a yükseltti.
Para otoriteleri TL’nin serbestçe alınıp-satılmasına bir kez daha izin verirken, vergi artışları ve iç talebi soğutmaya yönelik diğer önlemler yoluyla maliye politikası da önemli ölçüde sıkılaştırıldı.
Allianz Global Investors portföy yöneticisi Carlos Carranza, yeni para ve maliye politikalarının “olumlu sinyaller” gönderdiğini söyledi. Şöyle ekledi: “Türkiye enflasyonla mücadele ediyor, merkez bankasının bağımsız olmasına ve faiz artırımına izin veriyor ve bütçe istikrarsızlığı ile mücadele etmeye çalışıyor.”
Yüksek faizi “tüm kötülüklerin anası ve babası” olarak nitelendiren Erdoğan’ın yıllardır dile getirdiği düşük faiz politikalarından aniden cayması, Türk tahvil piyasasında şok dalgaları yarattı.
Türkiye’nin yerel para birimindeki tahvillerinin değerini ölçen ve dev fonlar tarafından takip edilen JPMorgan endeksi bu yıl yaklaşık yüzde 53 değer kaybetti. Bu, gelişmekte olan büyük piyasalar arasında açık ara en kötü performans.
Analistler, getirilerin hâlâ mevcut enflasyon seviyesinin oldukça altında kaldığını, ancak artık beklenen seviyelere yaklaştığını ve potansiyel olarak yatırımcılar için fırsatlar yarattığını söylüyor.
Refinitiv verilerine göre, örneğin yüzde 35 seviyesindeki iki yıllık gösterge getiri, şu anda merkez bankasının 2025 sonundaki yüzde 14 enflasyon tahmininin oldukça üzerinde.
Yatırımcılar, bu yıl liranın dolar karşısında yüzde 35 oranında değer kaybetmesinin de Türk varlıklarının daha cazip görünmesine yardımcı olduğunu söylüyor.
Amundi’de gelişen piyasalar sabit getirili menkuller birimi eş başkanı Sergei Strigo, “Uzun zamandır piyasadan uzak duran yatırımcılar, açık pozisyonlarını kapatmaya başlıyor” dedi.
Geçmişin parlak günlerine kıyasla, yabancı yatırımlar hala çok cüzi. Maliye bakanlığı verilerine göre, uluslararası yatırımcılar ülkenin yerel para birimindeki devlet tahvillerinin yüzde 1’inden azını elinde tutuyor; bu oran 2015 gibi yakın bir tarihte yüzde 22 idi.
Pek çok fon yerel seçimleri bekliyor
Pek çok yatırımcı, Erdoğan’ın gelecek yıl Mart ayında yapılacak önemli yerel seçimler öncesinde alışılmadık ekonomi politikalarına geri dönebileceği kaygısıyla temkinli davrandıklarını söylüyor. Analistler, TCMB aylık beklenti anketinin TL’nin dolara karşı 29’dan 40’a düşeceğini öngördüğüün altını çiziyor. Yani, liranın önümüzdeki aylarda daha da düşebileceği beklentisi bazı fonları saha kenarında tutuyor.
Bir de ABD’yle ilişkiler yoluna girse….
BlueBay Asset Management’ın gelişmekte olan piyasalar stratejisti Timothy Ash, “İnsanlar etrafı kokluyor ve bazı girişler gördük, ancak şimdi alım yapmak için gerçekten çok iyimser olmalısınız” uyarısını yaptı.
Bazı yatırımcılar, Türkiye ile batılı müttefikleri arasında artan gerilimin daha büyük çapta yatırım girişlerini engellediğini söylüyor.
ABD, Hamas’ın 7 Ekim saldırısından bu yana İsrail’i güçlü bir şekilde destekliyor. Ama Erdoğan, İsrail’i “savaş suçları” işlemekle suçladı ve ABD’nin terör örgütü olarak kabul ettiği Hamas’ın bir “kurtuluş” hareketi olduğunu söyledi.
ABD geçen hafta Hamas’ın Türkiye üzerinden uluslararası finansmana eriştiğine dair “derin kaygıları” olduğu konusunda uyarıda bulundu. Beyaz Saray da Rusya’nın savaş makinesi için hayati öneme sahip olduğunu söylediği Türkiye’nin mal ihracatındaki artıştan duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi.
Fon yönetim şirketi Ninety’nin gelişmekte olan piyasalar eşbaşkanı Grant Webster, “Yatırımcılar ABD’den gelen uyarılardan nem kaptı” dedi.
“Eminim ki Beyaz Saray açıklamaları olmasaydı Türk varlıklarına ilgi daha yüksek olurdu.”