Çetin Ünsalan Yazdı: Sıkılaşmada sona mı gelindi?
23 Kasım 2023Merkez Bankası 500 baz puan faiz arttırıp, yüzde 40 seviyesini gördükten sonra yapılan açıklamada, parasal sıkılaşma döneminin sonuna yaklaşıldığı ifadesi kamuoyuna duyuruldu. Bu ifadenin sağlamasını yapalım.
Belki herkesi ümitlendiren, sıkışmışlığı açmak adına beklenen bir açıklama ama, iktisadi olarak baktığınızda durum çok öyle gözükmüyor. Öncelikle tüm hesapların hedeflenen enflasyon üzerinden yapıldığını ve gelinen faiz noktasının da tatminkar bulunduğunu anlıyoruz.
Soru şu: Hedeflenen enflasyon hangi kriterlere göre belirlendi ve tutmazsa ne olacak? Bu arada plansızca yapacağınız bir gevşemenin faturası nasıl ödenecek? Çünkü gerçekten bunu bir politikanın parçası olarak yapıyorsanız, düşünülebilir ve iç piyasanın da rahatlatılmaya ihtiyacı var.
Ama daha önceki beyanlardan anlıyoruz ki, bu iç piyasadaki rahatlama ücretlerde bir düzenleme üzerinden olmayacak. Zira eğer siz enflasyonun nedenini ücret artışları ve talep olarak görüyorsanız, bu her ne kadar sokağın gerçeğiyle uyuşmasa da, kendi içinizde tutarlılık gösterip ücretlerde anlamlı bir iyileşme yapmayacaksınız demektir.
O zaman yüzde 65 yıl sonu tahmini olan, an itibariyle de yüzde 61,5 enflasyon açıklanan bir ülkede yüzde 20’den fazla eksik faiz ortamı sizin mevduat ihtiyacını giderecek bir sonuç verir mi? Vermeyeceği çok açık.
Bu durumda talebin dolar ve altına olacağını da biliyoruz. Bu aşama kuru da kontrollü tavırla algıladığınıza göre, çok büyük bir para girişinin yaşanması lazım. Yapılan turlamalardan bu paranın gelmeyeceğini anladık.
İhracat gelirlerimizde de öyle anlamlı bir yükseliş olmayacak gözüküyor. Turizm gelirleri de yıl sonu itibariyle bırakın hedefleneni yakalamayı, 10 milyar dolar altında bir noktada kalacak gibi gözüküyor.
Şimdi bu yaklaşımı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TL’de değerlenme algısıyla eş zamanlı okuduğunuzda para nereden ve ne koşullarda gelecek sorusunu sormak elzem oluyor. Şayet para girişi de olmayacaksa, seçim atmosferinde biraz gevşeme öngördüğünüzü ve matbaayı çalıştıracağınızı anlarız.
Bu durumda da hem dolar karşısında TL’nin değerini nasıl tutacaksınız; hem de enflasyondaki yükselişe nasıl engel olacaksınız? İşte yanıtı bulunmayan sorular bunlar. Ama söylemlerden ve açıklamalardan anlıyoruz ki, seçim sathında faiz meselesi gündemden düşürülecek.
O zaman bir soru daha gündeme geliyor. Ortaya konulan bulgular, gelirdeki açmazlar ve dünya ekonomisindeki eğilimler eş zamanlı okunduğunda seçim sonrasında bizi ne bekliyor. Çünkü bu hesapsızlıktan sadece müthiş bütçe açıkları ve yeni, zam, vergi kalemleri çıkar.
Son soru da şu: Takati kalmamış bir vatandaş ve reel sektörden bunun faturasını ödemesini nasıl bekleyeceksiniz? Şimdi tekrar düşünelim. Gerçekten sıkılaşmada sona mı gelindi?