Genel
AKPM Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını isteyen rapor ve karar tasarısını kabul etti
AKPM Genel Kurulu tarafından kabul edilen rapor ve kararda, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği ülkelerinden, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), “derhal serbest bırakılsın” kararına rağmen ısrarla cezaevinde tutulan Osman Kavala’nın serbest bırakılmamasında rolü olan Türk yetkililere yaptırım uygulanması isteniyor.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), tutuklu iş insanı Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını isteyen rapor ile, “Magnitsky mevzuatı” ve diğer yasal araçları devreye sokarak, Kavala’nın serbest bırakılmamasında rolü olan Türk yetkililere yaptırım uygulanmasını öngören karar tasarısını, 18’e karşı 44 oyla kabul etti.
AKPM Genel Kurulu’nda, sonbahar oturumları çerçevesinde, “acil gündem” başlığı altında “Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılması çağrısına” ilişkin rapor ve karar tasarısı ele alındı. Yapılan görüşmenin ardından, 62 milletvekilinin katıldığı oylamada hem rapor hem de karar tasarısı için 44 milletvekili kabul, 18 milletvekili ret oyu kullandı.
AKPM Genel Kurulu tarafından kabul edilen rapor ve kararda, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği ülkelerinden, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), “derhal serbest bırakılsın” kararına rağmen ısrarla cezaevinde tutulan Osman Kavala’nın serbest bırakılmamasında rolü olan Türk yetkililere yaptırım uygulanması isteniyor.
Bu konuda “Magnitsky mevzuatı” veya diğer yasal araçların devreye sokulmasını talep eden AKPM kararında, “Osman Kavala ve diğer siyasi mahkumların, Türkiye’de yasadışı ve keyfi olarak özgürlüklerinden mahrum bırakılmasına yol açan polis memuru, savcı, hakim, cezaevi görevlisi ya da başka görevlilerin şahsen hedef alınarak yaptırım uygulanması” talebi de yer alıyor.
AKPM üyesi parlamenterlerin mazbatalarının tartışmaya açılıp sorgulanması çağrısı
Kavala’nın 1 Ocak 2024’e kadar serbest kalmaması halinde AKPM üyesi Türk parlamenterlerin bir sonraki genel kurul toplantısında mazbatalarının tartışmaya açılıp sorgulanması çağrısı da yapılıyor.
Kavala’nın derhal serbest bırakılması için Türk makamlarıyla en üst düzeyde ilişki kurulması, Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve insan haklarının korunmasına yönelik iyileştirmeleri desteklemek için acilen harekete geçilmesi isteniyor.
Bu konunun aynı zamanda Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki müzakerelerin bir parçası olması ve bu bağlamda, Avrupa Birliği, “Türkiye’ye mali desteğini belirlerken bu ciddi durumu dikkate almaya” çağrılıyor.
“Kavala’nın serbest bırakılmaması AİHS sisteminin işleyişine ve Avrupa Konseyi’ne zarar veriyor”
AKPM Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu raportörü Sosyalist Grubu’ndan Avusturyalı parlamenter Petra Bayr, Genel Kurul’daki görüşmelerde, rapor ve karar tasarısı üzerine ilk sözü alarak, Kavala’nın serbest bırakılmamasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) sisteminin işleyişine ve Avrupa Konseyi’ne zarar verdiğini söyledi.
Kavala’nın tutukluluğunun Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti ilkesine de büyük hasar verdiğini savunan Bayr, “AİHM serbest bırakılmasını isterken, Pazartesi günü AKPM’nin Vaclav Havel insan hakları ödülü verdiği Kavala’nın ömür boyu hapis kararı onaylandı. Bu karar Türkiye’deki hukuk kuralları ve adalet için bir trajedidir. Avrupa siyasi tutukluların ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasını kabul edebilir mi? Raporumda Türkiye’yi, imza attığı sözleşmelere ve bu kurumun değerlerine saygı duymaya çağırıyorum” dedi.
Genel Kurul’da söz alan Fransız radikal sol parlamenter Frederic Mathieu da, AİHM’in 2019’da derhal Kavala’nın serbest bırakılması yönünde aldığı kararın uygulanması için gerekli her türlü tedbirin almasını istedi.
Alman parlamenter Frank Schwabe, “Türk hükümeti Osman Kavala ile hala gurur duymalısınız. İnsan Hakları Sözleşmesi’ni imzaladınız. Bu kurumun kurallarını kabul ettiniz. Şimdi bu kararı uygulamalısınız” dedi.
Norveçli parlamenter Ingjerd Schou da, “Pazartesi günü Kavala’ya insan hakları ödülü verdik. Bugün bu konuyu tartışıyoruz. Türkiye için istisna uygulanamaz, tüm üyeler AİHM kararlarına uymalı. Mesaj çok açık. Osman Kavala derhal serbest bırakılmalı” diye konuştu.
CHP’li Emre’den destek, AKP’lilerden eleştiri
Genel Kurul’da söz alan CHP’li AKPM üyesi Yunus Emre, “AKPM’ye bu çabasından dolayı teşekkür ettiğini” belirterek, “Osman Kavala’nın siyasi tutuklu olduğunu hepimiz biliyoruz. Gezi Parkı duruşmaları tümüyle siyasi. Kavala’yı cezaevinde tutmak için pek çok neden uyduruldu. Gezi eylemlerinde insanlar hükümetin Gezi parkını yıkma kararına karşı bir eylem gerçekleştirdi. Hükümeti yıkma girişimi değildi. Kavala ve diğer mahkumlar delilsiz, mesnetsiz iddialarla yargılandı. Türk muhalefeti olarak bu olayı çok yakından izliyoruz. AKP’nin, Türkiye’de hukuk devleti ve demokrasi için gösterdiği çabalara saygı duyuyoruz. Kavala’nın derhal bırakılması çağrısını destekliyoruz, bunun için elimizden geleni de yapıyoruz” diye konuştu.
AKPM Başkan Yardımcısı, AKP’li parlamenter Tuğrul Türkeş de, “Bu yıkıcı dilden ve çifte standarttan uzak durmalıyız. Buradaki tartışmalar sorunu çözmek yerine, daha da çözümsüz hale getirmeye hizmet ediyor. Kavala’ya Vaclac Havel ödülü vermek, Türkiye’ye karşı ağır bir adımdır. Burada Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulamadığını söylemek de doğru değil. Diğer pek çok ülkeye oranla bizim kararları uygulama oranımız, ortalamanın çok üstünde. Türk delegasyonu işbirliğine, birlikte çalışmaya hazır. Ben hala diyalogun yararına ve hala Türkiye’de insan haklarının ortak amacımız olduğuna inanıyorum” diye konuştu.
“Kurban Osman Kavala’dır”
Raportör Petra Byr eleştirilere, “Kimse burada durumu daha da kötüleştirmek istemiyor. Sadece Türkiye’yi imza attığı anlaşmalara uymaya çağırıyor” dedi.
İngiliz Parlamenter Christopher Chope de, Türkiye’nin Cumhuriyet’in 100 yılını kutladığını belirterek, “Hükümetin 100. yıl için vereceği en güzel mesaj Kavala’nın serbest bırakılması olurdu. Türkiye Avrupa Konseyi üyesi olarak buna zorunlu. Ne yapmalıyız, bir şey yokmuş gibi mi davranacağız. Burada Türkiye’nin kendisini kurban yerine koymasını istemiyoruz. Burada kurban Osman Kavala’dır” dedi.
AİHM’in Kavala kararı
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 10 Aralık 2019’da Gezi davasından suçlu bulanan Kavala’nın “mesnetsiz iddialarla, delilsiz ve haksız yere mahkum edildiğini” belirterek, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 18’inci maddesini ihlal ettiğine hüküm vermişti.
Türkiye’nin kesinleşen kararı uygulamaması üzerine Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Şubat 2022’de Türkiye aleyhinde “ihlal prosedürü” başlatarak yaptırımların yolunu açmıştı.
VoA