Döviz
Güldem Atabay: TCMB toplantısında “erken” faiz indirimi yok ama faiz indirimi var
Toplantıdan anlaşılan Erdoğan'ın ısrarına rağmen, Haziran ve Temmuz PPK toplantılarından faiz indirimi gelmeyeceği. Temmuz-Ağustos aylarında ise yıllık enflasyonda baz yılı etkisi ile düşüşler başladığında "aranan haklı gerekçe" bulunmuş olduğundan Ağustos ayından itibaren faiz indirimi kapısının açılmış olacağı.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu yatırımcılarla bir video konferans gerçekleştirdi. Toplantıya katılanlar arasında ben de vardım.
Basında öne çıkan Kavcıoğlu’nun “Ekonominin yeniden dengelenmesini sağlayacak ılımlı bir iç talep ve kredi büyümesi sağlanması için sıkı para politikası duruşu gerekiyor. Dezenflasyon süreci boyunca politika faizini enflasyonun üzerinde tutma kararlılığımız devam edecek” sözleri ön plana çıktı. Başkan, erken bir faiz indirimi yapılmayacağını vurguladı. Faiz indiriminin haksız gerekçelere dayanmayacağını söyledi.
Başkan’ın anlattıkları arasında Mayıs ayı enflasyonun düşüşe işaret edebileceği fakat Haziran ayı enflasyonun yüksek çıkabileceği yönündeydi. Dezenflasyon patikasının Temmuz-Ağustos aylarında elle tutulur ilerleme sağlayacağı, dış dünyada yaşanan enflasyon dalgasının Türkiye’nin enflasyon seyrini etkilemeyeceği beklentisi hakimdi.
Ekonomist Murat Sağman’ın beklenenin dışında bir durum olması halinde faiz yükseltebilecek misiniz sorusuna Kavcıoğlu’nun cevabı öyle bir senaryo öngörmedikleri, Temmuz-Ağustos döneminde yıllık enflasyonda düşüşün elle tutulur hale geleceği şeklindeydi. Yine de Başkan kısacık da olsa dış gelişmelere göre gerekeni yaparız dedi.
Soru cevap kısmında Fed’in olası para politikası duruşunun değişmesi ve yılın son çeyreğinde küresel enflasyonun iyice yükselmesi halinde faiz indirimi olup olmayacağını sorgulayan sorularda ise, Türkiye ekonomisinde aynı dönemde enflasyonda düşüş yaşanacağı vurgulandı. Bu dönemde “sıkı para politikası” olarak tanımlanan “politika faizinin gerçek ve beklenen enflasyon” oranının üzerinde tutulacağı söz hatırlatılarak gelişmekte olan ekonomilerde sermaye kaçışı olsa dahi Türkiye piyasalarının bundan olumsuz etkilenmesinin beklenmediği söylendi.
Teknik sunumdan anlaşılan dış talepteki güçlü seyrin devamı beklenirken ikinci çeyrekten itibaren iç talebin gücünde zayıflama başlayacağı. Kredi artış hızının düştüğü ve enflasyon baskılarının azalma eğiliminde olduğu. Merkez bankasının sözel ve raporlar üzerinden yaptığı yönlendirmelerle güven sorununun iyileşme doğrultusunda olduğuna dair inanç var.
Soru hakkımı kullanamadığım için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TL üzerinde yeni bir deprem yaratan TRT’deki faiz konusundaki açıklamalarını soramadım. Soran başkası da olmadı. Erdoğan dün gece bir kez daha Merkez Bankası’nı faiz indirimine davet etmişti.
Toplantıdan anlaşılan Erdoğan’ın ısrarına rağmen, Haziran ve Temmuz PPK toplantılarından faiz indirimi gelmeyeceği. Temmuz-Ağustos aylarında ise yıllık enflasyonda baz yılı etkisi ile düşüşler başladığında “aranan haklı gerekçe” bulunmuş olduğundan Ağustos ayından itibaren faiz indirimi kapısının açılmış olacağı.
Negatif reel faiz 2020’de olduğu denge bozucu şekliyle gündemde olmayacak. O da net. Ancak, üretici fiyatları tarafında biriken baskıların düşecek faizle birleştiğinde talepte yaratacağı etkinin TÜFE enflasyonunu artırma potansiyeli, küresel ekonomide Fed kaynaklı dalgalanmaların TL’ye ve dolayısıyla enflasyona olası olumsuz etkisi de göz ardı edilecek.
Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan faizlerin inmesini istiyor.
TL’nin senenin ikinci yarısından itibaren yeni dip rekorlara koşması da kimse için şaşırtıcı olmayacaktır haliyle.
GA.