Genel
Emre Balıca yazdı: FEDAKARCA BİR SABIR
Merhaba Sevgili Okurlar, Sevinçten çıldıracağınız bir haberim var size. Ama öyle böyle sevinmek değil bu. Yerinizde duramayacaksınız okuyunca. Filenin sultanları…
Merhaba Sevgili Okurlar,
Sevinçten çıldıracağınız bir haberim var size. Ama öyle böyle sevinmek değil bu. Yerinizde duramayacaksınız okuyunca. Filenin sultanları bile bu kadar sevindiremez diyeceksiniz. Gerçi ona sevinmeyen mikroplar yakınınızda gezebilir o ayrı ama, temelde öyle böyle sevinmeyeceksiniz. Sıkı durun. Hazır mısınız?
2026 yılında gelişmiş ülkeler kategorisinde yer alacakmışız. Hem de kişi başı gelir kalemi ile girecekmişiz. Gene hadi as bayrakları as, diyeceğim ama geçen haftaki yazımın tekrarı olur diye demiyorum. Siz en iyisi daha kaldırmayın bayrakları seçime kadar daha çok asarız.
Şimdi haliyle bunu diyen ben değilim. Sayın Mehmet Şimşek hafta içi yaptığı açıklamalarda kredilerden, kredi kartları kullanımından, enflasyondan ve bir sürü konudan daha bahsetti ama sanki bu açıklaması biraz gölgede kaldı gibi geldi bana. O yüzden yazdım. Ya kimse inanmadı ya da öyle bir inandı ki tartışmaya bile gerek görmedi.
Bu tarz ileri vadeli hayallere alışık ülkemde 2023 yılı için zamanında öyle şeyler söylenmişti ki, sayın Şimşek de hatırlasa söylemeye korkardı muhtemelen. Her şeyden önce milli ekonomist Sayın Erdoğan bir vaadinde 2023 yılında ilk 10 ekonomi içerisine gireceğiz kişi başı gelirimiz de 25000 usd olacak demişti. Ekonomi dışındaki vaatleri yazmayayım diyorum da benim daha ümidimi yitirmediğim aya iniş projesi var. Sert mi iner yumuşak mı bilemem ama 2023 yılı sonuna kadar bekliyorum merakla.
Konuyu çok dağıtmadan bu kadar açıklama içerisinde sadece bu dikkatimi çekmedi tabi ki. Kredi kartlarındaki sınırlama da soru işaretleri bıraktırıyor insanda. Çok uzun süreden beri kredi ve kredi kartları ile borçlu yaşayan ve hatta seçim dönemlerinde bu ürünlerin kullanımına teşvik ettirilen toplum sınırlamalar ile nasıl kendini çevirecek bunu merak ediyorum.
Daha geçen seçim öncesinde Merkez Bankasının aldığı bir karar ile kredi kart limitlerinde nakit kullanım sınırlaması geldiğinde ses yükselmişti de sehven yapılan bir uygulama diye kaldırılmıştı birden. Ve hatta seçim öncesi kredi musluklarının açılması yönünde bankalar yapılan baskıları her yerde okuyorduk. Yahu çok değil mayıs ayında oldu ilk tur. Hatırlamadınız mı?
Perşembe’nin geleceği Çarşamba’dan belli değil miydi?
Bana göre sıkıntılı durum, enflasyon düşüşü sağlanacak beklentisi ile kredi kartı vb. ürünler ile hayatını çevirmeye kalkan toplumun çok büyük kesimi olan bizlerde nelere yol açacağı. Kabul talebin kısılacağını düşünebiliriz ve yine kabul harcamaların daralacağı bir gerçek. Bu durumun talep açısından enflasyonda düşmeye sebep olması da tamam. Peki süreç böyle mi gerçekleşecek? Kağıt üzerinde görüldüğü gibi mi çözülecek? Şirketler dahil iflas ve icra sayılarında çarpan etkili bir artış olmayacak mı?
Enflasyonu bu şekilde dizginlemeyi düşünüyorsak, bekleyişlerin fiyatlar üzerindeki etkisini boş mu vereceğiz? Rasyonel kararlar aldığını düşündüğüm bir ekonomi kadrosu toplumsal etkiyi bu kadar göz ardı edebilir mi bunu anlayamıyorum.
Açıklamalarında kesinlikle katıldığım cümlesi “… krediyle, kredi kartıyla başkasının parası ile zenginlik olmaz.”
Ama bunu bu hale getiren bir dönem kendisinin de olduğu iktidar. Şimdi ikinci, üçüncü konuta kredi desteği olunmayacak diye açıklamada bulunuyor ama bu iktidar döneminde konut satışları bu kadar teşvik edildi. Konut piyasasının sürekli hareketli olabilmesi için bir o kadar beslendi bu sektörler.
Başka bir sektörden başka bir bilgi size. Araç aldınız kredi ile. Kredi faizleri haliyle artacak ama aldınız diyelim. Hesabı büyüğünden değil küçüğünden yapalım. Aracınıza trafik sigortası kestirmek istiyorsunuz. İlk aracınız bu araç. Sigortanız ortalama 7500 TL tutuyor. Taksit de olmuyor.
Araba almışsınız kasko da yaptırmak lazım. Ortalama bir araba diyelim bu, ikinci el değilse en uygun sıfır araba 700-750 bin lira civarında. Kaskosu da sizi sevdim biraz ondan biraz bundan indirdim 10.000 TL. Bu taksitle ama yeni düzenleme ile kaç taksit olur bilemem. Eski haliyle 8 taksit.
Yani kartınızdan bir anda yeni keyfiniz için 17500 TL çektim. Kart limitiniz buna uygunsa tabi.
Masa başında düzenleme güzel de iş rakamsal hayata gelince sorunlar keşke sadece araç sigortanız kadar olsa. Elbette ben de tarafım kredi kartı ve kredi düzenlemelerine ama enflasyon sadece bu ürünlerdeki daraltma ile çözülebilecek gibi değil.
Senelerdir kredi kartı ile hayat kurmuş bir toplum var. Kredi kartını maaşı ile takla attıran, ay sonuna kadar dayanabildiği kadar dayanabilen bir kitle var karşınızda ve siz yapısal hiçbir temel soruna yanaşmadan buradan başlıyorsanız başka problemleri beraberinde getirirsiniz. Bu arada Mehmet Şimşek yaptığı açıklamaların birinde yapısal reformlardan bahsetti. Verimliliğin ihracatçılar için artması gerektiğini, sadece kur rekabetine dayalı ihracatın başarı getirmeyeceğini falan anlattı. Ama sanırım Sayın Şimşek, Türkiye’den fazla uzak kalmış. İhracatçının bu durumu bildiğinden eminim de ihracatçının mevcut olanaklarının verimliliği teşvik ettiğinden pek emin değilim. MB ’sına ihracatçıların aktarmak zorunda kaldığı dolardan, enerji maliyetlerinden, ithal hammaddeye dayalı hale gelen üretim yapısından, kredi bulma koşullarından, çalışan maliyetlerinden sanırım bahsetmek istemiyor.
Ama gün sonunda açıklamaların bağlandığı yer alıştığımız sonuç.
Fedakarlık ve sabır gerekiyor.