Sosyal Medya

Ekonomi

Tarım ve hayvancılıkta alarm veriyor! Korkutucu tehlike kapıda

Büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısında ciddi azalma yaşanıyor. Tarımda artan maliyetler ise üreticinin belini büküyor.

Tarım ve hayvancılıkta alarm veriyor! Korkutucu tehlike kapıda

Büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısında ciddi azalma yaşanıyor. Tarımda artan maliyetler ise üreticinin belini büküyor.

 

Çiftçiden köylüye, İş insanından akademisyene, bürokrattan siyasetçiye herkesin ortak düşüncesi aynı; Tarım can çekişiyor. Tarım politikaları yanlış politikalar yüzünden enkaz altında kaldı.

 

Hayvancılıkta yem fiyatları, tarımda mazot ve gübre maliyetleri üreticiyi zora sokmaya devam ediyor. Maliyetlerle baş edemeyen üreticiler hayvanlarını kesime gönderiyor. Türkiye’de haziran sonu itibarıyla yılbaşından bu yana sığır, manda, koyun ve keçi sayısı azaldı.

 

Türkiye, alım gücüne göre dünyada etin en pahalı olduğu ülkelerden biri haline geldi. Sürekli artan nüfusa rağmen hayvan sayısının giderek azalmasından dolayı Türkiye, et tedarikinde dışa bağımlı hale geldi.

 

NÜFUS ARTTI HAYVAN SAYISI AZALDI

Türkiye İstatistik Kurumu, Haziran 2023 dönemine ait Hayvansal Üretim İstatistikleri’ni açıkladı.

 

Buna göre Türkiye’de büyükbaş ve küçükbaş hayvanların sayısı yılın başından bu yana azalma gösterdi. Büyükbaş hayvan kategorisinde, sığır sayısı haziran ayı sonu itibarıyla bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 2,0 azalarak 16 milyon 521 bin baş, manda sayısı ise yüzde 2,9 azalarak 167 bin baş olarak gerçekleşti. Küçükbaş hayvan kategorisinde, koyun sayısı haziran sonu itibarıyla bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 4,7 azalarak 42 milyon 565 bin baş, keçi sayısı ise yüzde 7,5 azalarak 10 milyon 709 bin baş olarak gerçekleşti.

KIRSAL ARTIK TUTANAMIYOR

Öte yandan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, akaryakıt ve gübre fiyatlarına yapılan zamlar nedeniyle tarımda artan maliyetlere dikkat çekti. Bayraktar yaptığı yazılı açıklamada ülkenin önemli temel ürünlerinden olan ve Türkiye’deki ekiliş alanlarının yüzde 40’tan fazlasını kapsayan buğday, arpa ve kırmızı mercimekte ekime kısa süre sonra başlanacağını bildirdi.

 

Üreticilerin gübrenin yaklaşık yüzde 50’sini, akaryakıtta peş peşe yaşanan fiyat değişimlerinin ardından tarımda toplam kullanılan mazotun yüzde 25’ini bu dönemde kullandığına dikkati çeken Bayraktar, son aylarda girdilerdeki fiyat artışlarına işaret etti.

 

Bayraktar, 2023-2024 ekim dönemi öncesi üreticilerin desteklenmesi çağrısında bulunarak, şunları kaydetti: “En ucuz üretim sürdürülebilir üretimdir, sürdürülebilir üretim için de üreticilerimizin yeterli girdi temin etmesi ve alın terinin karşılığını alması gereklidir. Ekim ayında verilecek mazot ve gübre destekleri bir an önce artırılarak verilmeli, sezona başlayan üreticilerimizin önü açılmalıdır. Aksi takdirde üreticilerimizin üretme isteği ve tüketicilerimizin gıdaya erişimi açısından zor günler bizi bekliyor.”

 

 

 

YOKSULLAŞAN VE BORÇLANAN ÇİFTÇİLER​

 

Türkiye’de tarım politikalarının serbestleşmesi çiftçi eline geçen fiyatlarla girdi fiyatları arasındaki makasın giderek açılmasına ve tarımsal üretimin daha zorlu hale gelmesine neden oldu.  Gıda egemenliği ve güvenliği açısından da önemli olan buğdayın ürün girdi pariteleri incelendiğinde ciddi bir düşüş yaşandığı görülüyor. Benzer ürün girdi pariteleri düşüşleri, mısır, ayçiçeği, çeltik, pamuk, süt, kırmızı et gibi birçok üründe görülmekte.

 

Gübre sektöründeki kamu kuruluşlarının özelleştirilmesiyle milyonlarca çiftçinin temel üretim girdilerinden birisini oluşturan gübre fiyatları birkaç tekelci şirket tarafından belirlenir hale geldi. Devletin neoliberalleşmesi, yani girdi ve ürün piyasalarından çekilmesi, tarım kredisi piyasasını bankalara terk etmesi, tam da anlatılan eşitsiz ilişkiye izin veren ortamı yaratıyor. Küçük üretici piyasadaki büyük ve çoğunlukla da tek alıcı veya satıcı konumunda olan şirketlerle karşı karşıya gelmekte; onların dayattığı fiyatları ve koşulları kabul etmek zorunda kalıyor.

 

 

 

 

 

Para Analiz

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler