Dünya Ekonomisi
Hindistan’da yapılacak G20 Zirvesi’nde öne çıkan başlıklar neler?
En zengin ülkelerin liderleri dünyanın en büyük sorunlarını görüşmek üzere bu hafta sonu Hindistan'da bir araya gelecek. Ancak aralarındaki güç çatışmalarının küresel sorunların çözümünü gölgeleme ihtimali yüksek
En zengin ülkelerin liderleri dünyanın en büyük sorunlarını görüşmek üzere bu hafta sonu Hindistan’da bir araya gelecek. Ancak aralarındaki güç çatışmalarının küresel sorunların çözümünü gölgeleme ihtimali yüksek
G20 zirvesinin yapılacağı Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’nin kalabalık caddeleri yeniden asfaltlandı. Binalar ve duvarlar parlak resimlerle boyandı, şehrin her tarafı çiçeklerle süslendi.
Bu hafta sonu dünyanın en zengin ve en güçlü ülkelerinin liderleri Hindistan’ın başkentindeki iki günlük konferansa katılacak.
Hindistan 2023 yılı için G20 başkanlığını devraldığından bu yana, daha önceki kilit tartışma noktalarının hiçbirinde ortak bir bildiri için fikir birliği oluşturamadı. En büyük engellerden biri Rusya ve Çin’in, Ukrayna işgaline atıfta bulunulan ifadelere itirazları oldu.
Zirvenin üye devletler arasında olağan bir anlaşma ve ortak bir liderler bildirisi ile sona ermesi ihtimali zayıf görünüyor, ancak bu durum zirvede neler olup bittiğini takip etmenin daha önemli olduğunu gösteriyor.
Gelişmekte olan ekonomiler Batı’ya karşı birleşiyor olabilir
BRICS ekonomik bloğunun genişlemesi ile küresel güç dengelerinde baskın etki alanını Batı’dan uzaklaştırmaya yardımcı olabilir.
Adını kurucu üyelerinden (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) alan grup, gelişmekte olan bu ekonomilerin küresel sahnede sesini yükseltmek ve aralarında ticaret ve kalkınmayı teşvik etmek amacıyla kuruldu.
Ekonomist Dennis Snower’a göre, Suudi Arabistan, İran, Etiyopya, Mısır, Arjantin ve BAE’nin de katılımıyla BRICS’in küresel ekonomi üzerindeki artan etkisi G20 zirvesinde “masaya yatırılacak”.
Düşünce kuruluşu Global Solutions Initiative’in başkanı olan Snower, dünyanın G20 kapsamında başlangıçta öngörüldüğü gibi küresel bir işbirliği konumundan, ayrı bloklardaki ülkelerin kendi aralarında işbirliği yaptığı ve diğer bloklarla rekabet ettiği ve hatta çatıştığı bir konuma sürüklenmesinin mümkün olduğunu öne sürdü.
Snower ikinci senaryonun “bir felaket olacağını” söyledi.
En büyük korku, iklim değişikliği, uluslararası güvenlik, siber güvenlik ve nükleer silahsızlanma gibi her ülkenin aynı yönde ilerlemesini gerektiren küresel konuların geri planda kalması.
“Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler bu sorunları çözmek için gereklidir. Her ikisinin de karşılaştırmalı üstünlükleri var ve birbirlerine ihtiyaçları var,” diyen Snower “Gelişmekte olan ülkelerden oluşan bu ittifakın (BRICS) küresel sorun çözme ruhu içinde ilerlemesini umuyoruz.”
Snower, “Farklı güç bloklarının küresel ortak yarar yerine kendi dar çıkarları doğrultusunda etki yaratmaya çalışması gibi korkunç bir tehlike var,” diye ekledi.
Ukrayna’daki savaşın ‘uzun gölgesi’
Snower’a göre şu ana kadar G20 toplantılarına “uzun bir gölge” düşüren bir konu var: Ukrayna’daki savaş.
Çatışmanın küresel güçlerin arasını daha da açtığı kesin.
Bir tarafta Ukrayna, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nin desteğiyle savaşıyor. Diğer tarafta ise en yakın müttefiklerinden biri olan Çin’in desteğiyle ayakta duran Rusya var.
Çin ve Rusya, Ukrayna’daki çatışmanın savaş olarak adlandırılmasına karşı çıktıkları için, şimdiye kadar tüm önemli G20 toplantılarında bağlayıcı anlaşmalar yapılmasını engelledi.
Snower’a göre Rusya’nın işgali yakın tarihin en büyük krizlerinden biri olsa da, ülkeler diğer küresel meseleler üzerinde çalışırken farklılıklarını bir kenara bırakmayı öğrenmeli.
“Bu savaş önemli bir sorun, ancak bizi savaşla ilgili olmayan diğer alanlarda işbirliğine dayalı çözümler bulmaktan alıkoymamalı,” diyen Snower “Ukrayna’daki savaş yüzünden iklim değişikliğini unuttuğumuzu söylersek gelecek nesil bizi affetmeyecektir,” ifadelerini kullandı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin mart ayında Ukrayna’da savaş suçu işlediği iddiasıyla hakkında tutuklama kararı çıkarması nedeniyle Hindistan’daki zirveye katılmayacak.
Pekin’in pazartesi günü yaptığı açıklamaya göre Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de etkinliğe katılmayacak. Başbakan Li Qiang onun yerine ülkenin delegasyonuna liderlik edecek.
Şi’nin yokluğuyla ilgili resmi bir açıklama yapılmadı ancak bazı analistler bunun Ukrayna’daki çatışmayla ilgili olarak Rusya ile aynı safta kalma arzusundan kaynaklanabileceğini söylüyor.
Ayrıca Çin ile ev sahibi Hindistan arasındaki ilişkiler de pek iyi değil. İki ülke arasında uzun süredir devam eden bir sınır anlaşmazlığı var ve Yeni Delhi şu sıralar kuzeydoğu sınırı boyunca askeri tatbikatlar düzenliyor.
Hindistan da son zamanlarda Çin’in uzun süredir rakibi olan ABD ile ticaret, teknoloji ve askeri bağlarını derinleştirdi.
Dolayısıyla, ülkeler arasındaki tüm bu güç çatışmalarıyla birlikte, bu hafta sonu yapılacak zirvenin sonunda bir uzlaşmaya varıp varamayacaklarını göreceğiz.
Ya hep ya hiç değil
Ortak bir karar alınamaması, G20 üyelerinin hepsinin tartışılan önceliklere ortak bağlılığını yansıtan liderler deklarasyonuna katılmadıkları ilk sefer olmayacak.
Snower “2017 yılına kadar G20’de her şeyin her zaman uzlaşmayla karara bağlandığı varsayılıyordu,” dedi. Grubun o yılın Temmuz ayında Almanya’da düzenlenen zirvesinden önce, dönemin ABD Başkanı Donald Trump ülkesinin Paris İklim Anlaşmasından çekileceğini söyledi.
Zor koşullara rağmen Almanya’nın G20 Dönem Başkanlığı, ABD ile diyaloğu sürdürürken Paris Anlaşmasını bloğun politikalarına yerleştirmeyi başardı.
2017 liderler bildirgesinde 19 üye iklim eylemine tam olarak bağlı kalırken, ABD’nin farklı tutumunu ortaya koyan bir paragraf ortak bildiride iklim politikasına ilişkin bir pasajın kabul edilmesini mümkün kıldı.
Snower, “Almanya 19+1 kuralı ile tarih yazdı” dedi.
Snower’a göre Hindistan, Rusya ve Çin gibi iki inatçı rakiple karşı karşıya kalsa da, “kendilerini ayıran meselelerle dikkatleri dağılmadan pek çok küresel soruna odaklanabilecek 18 üye” olacak.
Peki, Almanya’nın izinden giderek, bu kez neden 18+2 kuralı olmasın?
euronews.com