Ekonomi
Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Ekonomiyi bütçeden dinleyin’
Türkiye ekonomisinin ne kadar çarpık bir yapıya sahip olduğunu uzun zamandır anlatmaya çalışıyoruz. Paketler açılıyor, kapanıyor, yine aynı şeyleri konuşuyoruz.…
Türkiye ekonomisinin ne kadar çarpık bir yapıya sahip olduğunu uzun zamandır anlatmaya çalışıyoruz. Paketler açılıyor, kapanıyor, yine aynı şeyleri konuşuyoruz. Çünkü temelde radikal bir değişime gitmiyoruz; gidemiyoruz.
Herkesin gündeminde FED’in sabit bıraktığı ya da Merkez Bankası’nın nasıl bir faiz kararıyla ekonomiye etki edeceği var ama, taşın altında eli olanların ne dediklerine kimse bakmıyor.
Açık veren bir bütçe, acil finansman ihtiyaçları, savruk ve plansız bir ekonomik yolculuk, nedenlerle değil, dolar, faiz gibi çıktılarla uğraşan bir anlayış tam bir kısır döngü içerisinde yıpranmamızın boyutunu arttırıyor.
Ne dediysek anlatamadık. Ya ‘bize karşı çıkıyorlar’ gibi kendine fazladan önem atfeden bir duygu içerisinde ya da danışmanların etkisinde gerçeklere gözlerini kapatmış bir tavırla söylemlere yaklaşıyorlar.
Oysa sadece yılın iki ayında ortaya çıkan bütçe gerçekleşmesi bile bize çok şey anlatıyor. Vergi gelirlerindeki artışlardan bahsediliyor ama bunun yapılandırmanın etkisiyle geçici olduğunu kimse konuşmuyor.
Herkes Şubat ayında bütçenin fazla verdiğinden bahsediyor ama açık veren Ocak-Şubat dönemine de, gelirlerin ve giderlerin yapısına da göz atmıyor. Elbette bakan bakıyor ama çoğu kesimin de bunları dillendirmek işine gelmiyor.
Tutturulmuş bir faiz dışı fazla meselesi, sanki faiz ödenmiyormuş gibi bir performans analizi yaparak kendini kandırmanın şahikasını memlekete yaşatmaya devam ediyorlar.
Geçen sene ilk iki ay fazla veren bütçe, bu yılın iki ayında 984 milyon TL açık vermiş kimse bununla ilgilenmiyor. Hadi bunu da geçtim. Şubat ayında bütçenin fazla vermesi nasıl gerçekleşmiş? Bari buna baksalar.
ÖTV gelirlerinde yüzde 22, dış ticaretin ithalatından kaynaklanan KDV gelirlerinde de yüzde 48 artış var. Aslında bu performans, Türkiye ekonomisinin en büyük arızasını bize anlatıyor.
Dolaylı vergilerle, gelir gözetmeksizin toplanan bir salma, ithalattan elde edilen dolaylı vergi. Şayet bu yapı kimseyi rahatsız etmiyorsa, diyecek bir sözüm yok. Ama sürdürülemez olduğunu belirtmek durumundayım.
Bu yapı avaz avaz ‘üretmiyorum’, ‘ürettiğimi de ithal ederek yapıyorum’, ‘gelir gözetmeksizin herkesten vergi topluyorum’ diye bağırıyor. Peki toplanan gelirleri konuşuyoruz da, giderlerimiz içinde iki ayda faiz giderlerimizin yüzde 29 arttığını niye konuşmuyoruz? Yani kazandığımız da faize gidiyor.
Hadi herkes kötü niyetli. Bütçe de mi yalan söylüyor?