Sosyal Medya

Ekonomi

Daron Acemoğlu yazdı Dani Rodrik değerlendirdi: Neo-Liberalizm eleştirisi

Harvard profesörü, Türk Yahudisi ekonomist Dani Rodrik, Daron Acemoğlu’nun kitabına atıfta bulunarak neoliberalizmi eleştirdi: “Teknoloji ve ekonomi gelişiyor ancak sıradan…

Daron Acemoğlu yazdı Dani Rodrik değerlendirdi: Neo-Liberalizm eleştirisi

Harvard profesörü, Türk Yahudisi ekonomist Dani Rodrik, Daron Acemoğlu’nun kitabına atıfta bulunarak neoliberalizmi eleştirdi: “Teknoloji ve ekonomi gelişiyor ancak sıradan insanın hayat kalitesi yükselmiyor.”

İstanbul doğumlu Dani Rodrik, aslen Türk Yahudisi. “Küreselciliğin çıkmazı” olarak adlandırdığı teorisinde “Küreselcilik ve piyasa, sosyal dinamiklerle çatışıyor. Sosyal istikrarsızlığa sebep oluyor.

 

Küreselcilik sınırları kaldırdığı için yatırımlardan sadece belirli zümreler faydalanıyor. Ulusların kültürel farklılığı ortadan kalkıyor. Sosyal devletler vasıflarını yitiriyor” diyen Dani Rodrik, bir kez daha neoliberalizmi eleştirdi.

Dani Rodrik, Daron Acemoğlu ile birlikte Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD’de bir araya geldiği ekonomistlerden biriydi.

 

Project Syndicate sitesinde bir makale kaleme alan Dani Rodrik, Daron Acemoğlu’nun ünlü ekonomist Simon Johnson ile beraber yazdığı “İktidar ve İlerleme” adlı kitabına atıfta bulunarak, teknolojik gelişmelerin sıradan insanın hayatını iyileştirmediği tezini savundu ve neoliberalizmi topa tuttu.

 

“Teknolojiye Değil Üretkenliğe Odaklanmak” başlıklı makalesini Odatv çevirdi:

 

TEKNOLOJİ TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL

 

“Bilimsel ve teknolojik gelişmeler toplumların zenginleşmesi ve üretimin artması için gerekli olsa da yeterli değildir.

 

Bütünleyici politikalar olmadan teknolojik gelişim, refah seviyesini yükseltmez ve hatta ülkeleri daha da geriye götürebilir. İktisatçılar uzun zamandır üretkenliğin refahın temeli olduğunu tartışıyor. Bir ülkenin yaşam standartlarını yükseltebilmesinin tek yolunun, daha az kaynak ile daha çok ürün ve hizmet üretmesi olduğu kanısı hakim. Sanayi Devrimi’nden bu yana teknolojik gelişim ve üretkenlik birbiriyle eş tutulmuştur.

 

ŞİRKETLER İÇİN GEÇERLİ OLAN TOPLUMLAR İÇİN EDĞİLDİR

Teknolojik ilerlemenin üretimi arttırdığı algısı, şirketlerin yeni teknolojiler ile daha üretken hale gelmesi sebebiyle oluştu. Fakat üretken şirketler, üretken toplum anlamına gelmiyor.

 

İş dünyasında üretken olan bir şey, toplumsal hayatta etkili olmayabileceği gibi bazı durumlarda ters teper ve ulusal ekonomiye zarar verir. Şirketler sadece kendi istedikleri kaynaklar ile üretim yapma lüksüne sahiptir fakat toplumların tüm fertleri için üretkenliği arttırma zaruriyeti vardır.

 

DARON ACEMOĞLU’NA ATIF

 

Birçok iktisatçı bu ayrımın farkına varamıyor ve teknolojik gelişmenin nihayetinde tüm insanları yukarı çekeceğini sanıyorlar. Halbuki teknolojik gelişmenin faydalarından evvela belirli şirketler ve yatırımcılar yararlanıyor. Ekonomist Daron Acemoğlu ve Simon Johnson’ın harika kitaplarında belirttikleri üzere teknolojik gelişmenin halka refah getireceği tezi, tarihsel olarak doğru değildir. Sanayi Devrimi ile ekonomi gelişti ancak ortalama bir işçinin refah seviyesi, yüzyılın neredeyse tamamında yerinde saydı.

 

GELİŞMENİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER

 

Daha kötüsü, yeni teknolojik gelişmelerle birlikte bu genel algı daha da geçersiz hale geldi. Yeni teknolojiler insanların yaşam standardını yükseltmek şöyle dursun, sadece ufak bir grubun kazançlı çıkmasını sağlıyor. Yakışıksız kurumlar ve düzenlemeler, dışarıdakilerin bu modern sektörlere girmesini engelliyor. Teknolojinin doğası gereği sadece belirli birçok yetenekli işçi grubu ve uzmanlar bu gelişimlerden fayda sağlayabiliyor.

KÜRESELLEŞMENİN BEDELİ: GERİLEME

 

Dünya 1990’larda hızlıca küreselleşti. Gümrük vergileri azaldı, üretim tüm dünyada arttı. Küçük ve orta ölçekli firmalar bile tüm dünyada küresel ekonomiye entegre oldu. Fakat sonuçta ekonomiler gelişmedi. Mesela Meksika, küreselleşmenin önde bayrak taşıyanıydı. Serbest ticaret anlaşması imzalayan Meksika’da yeni teknoloji ile üretim hızlıca arttı. Fakat üretim artarken, yeni teknolojiler sebebiyle birçok işçi işinden oldu. Neticede çok üreten bir ekonomi olmasına rağmen Meksika’da halkın refah seviyesi eskisinden de düşük oldu. Tüm Latin Amerika’da ekonominin bütünü bundan etkilendi. Üretim yapan şirketler kazanırken, ekonominin kalanı geriledi.

 

Yeni teknolojik gelişmelere ayak uydurmak sermaye ve yetenekli iş gücü gerektiriyor. Dolayısıyla yoksul ülkelerdeki firmaların bu yarışa ayak uydurması zorlaşıyor zira kaynaklara ve yetenekli iş gücüne erişimi sınırlı. Dolayısıyla gelişip rekabet edemiyorlar. Kırsaldan kente göç eden işçilerin ise hizmet sektörü dışında şansı kalmıyor.”

 

 

 

 

 

Odatv.com

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler