Ekonomi
YASED: Kurumlar vergisi artışı rekabet gücümüzü sarsıyor
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Engin Aksoy, Türkiye’nin önümüzdeki dönem çekebileceği yatırımları değerlendirdi. Aksoy, son düzenlemeyle artırılan kurumlar vergisinin ülkenin…
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Engin Aksoy, Türkiye’nin önümüzdeki dönem çekebileceği yatırımları değerlendirdi. Aksoy, son düzenlemeyle artırılan kurumlar vergisinin ülkenin rekabet gücünü sarstığına dikkat çekti.
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Engin Aksoy Türkiye’nin önümüzdeki dönem için yatırım çekme potansiyelini değerlendirdi.
YASED’in düzenlediği basın toplantısında uluslararası doğrudan yatırımlara (UDY) ilişkin değerlendirmelerde bulunan Aksoy, şunları kaydetti:
“2022 yılı küresel UDY rakamının, küresel olumsuzlukları yansıtan ve beklediğimiz bir şekilde yüzde 12 düzeyindeki bir düşüşle 1,3 trilyon dolara gerilediğini gördük. Türkiye küresel UDY akışlarından almayı hedeflediği pay 1,5 civarındadır. Geçtiğimiz sene ve bu sene 13,3 milyar dolar düzeyinde bir yatırım çektik. Kompozisyona baktığımızda gayrimenkul satışlarının toplam UDY girişlerinin yüzde 50’sini oluşturduğunu görüyoruz. Bu rakam ve kompozisyon, ülkemizin iddiasını ve potansiyelini yansıtmamaktadır.
Aksoy, Türkiye’nin konumu, pazar büyüklüğü, altyapısı, genç nüfusu ve insan kaynakları ile gerçek bir potansiyel taşıdığını vurgulayarak, “Üye şirketlerimiz, yatırım ortamına dair güven verici gelişmelerin hayata geçirilmesi halinde önümüzdeki dönemde, 7,1 milyar dolar tutarındaki yatırımı programlarına almayı planlıyor” ifadelerini kullandı.
“Ekonomi politikası sadece para politikasına indirgenmemeli”
YASED Başkanı Aksoy, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) 3 Temmuz tarihinde açıkladığı kademeli sadeleştirme ve makro ihtiyati önlemlerine ilişkin değerlendirmesinde, ekonomi politikasının para, maliye, gelirler ve sektörel politikalar olarak bir bütün olduğunu dile getirdi.
Söz konusu unsurların hepsinin bir uyum içinde birbirlerini destekler nitelikte yürütülmesi gerektiğini kaydeden Aksoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dolayısıyla biz ekonomi politikasının sadece para politikasına indirgenmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye üretimi artıracak uygun finansman koşullarını sağlamak için para politikasından bazı değişikler yapmayı tercih etti. Ancak bu değişim tercihi beraberinde çok fazla düzenlemede değişiklik ihtiyacı doğurdu. Bu düzenleme değişiklikleri çok sık ve çok kompleks değişiklikler oldu ve para politikasının öngörülebilirliğini azalttı. Bu değişiklikler finansal piyasalarda ciddi verimsizliklere sebep olabiliyor ve firmaları finansmana erişim olanakları açısından zorluyor.
Son dönemde gerçekleştirilen vergisel artışların geçmekte olduğumuz zor dönemde ihtiyaç duyulan bütçe için hasıl olmuş olduğunu anlıyoruz. Bu tarz geniş ve önemli düzenlemelerin yatırım ortamının öngörülebilirliğini ve şeffaflığını temin açısından daha uzun vadeler içerisinde ilgili STK ve özel sektör ile istişare edilerek ve gerekli etki analizleri yapılarak gerçekleştirilmesinde fayda görüyoruz.”
“Daha rekabetçi bir kurumlar vergisi uygulamasına geçilmesi katkı sağlar”
Öngörülebilir düzenleyici bir çerçevenin temininin Türkiye’ye yönelik risk algısının olumlu yönde değişiminde büyük rol oynayacağının altını çizen Aksoy, kurumlar vergisi oranının yüzde 20’den yüzde 25’e yükseltilmesinin küresel rekabet ortamı dikkate alındığında, Türkiye’nin rekabet gücünü sarstığını ve dünyadaki kurumlar vergisi oranları düşürme trendinin aksine bir uygulama olduğu düşündüklerinin altını çizdi.
Aksoy, “Acil ihtiyaç üzerine getirilen bu vergilerin 2024 yılında kaldırılması, daha rekabetçi bir kurumlar vergisi uygulamasına geçilmesi ve buna ilişkin bir bilgilendirme yapılması, öngörülebilirliğe ve rekabetçiliğe katkı sağlayacaktır.” açıklamasında bulundu.
bloomberght.com