Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Kiracı çıkarsa…’
20 Haziran 2023Asgari ücrete zam tartışmalarının, ücretin açlık sınırıyla yarıştığı bugünlerde, kira problemi kronik bir sorun olmaya devam ediyor. Bu şartlar altında nasıl enflasyonla mücadele edilecek, işin garip tarafı tek bir yetkili de bunu açıklamıyor.
Konut satışları sürekli düşerken, son olarak konut bedellerinin yıllık yüzde 120’nin üzerinde artmasını nedense hiçbir ekonomi kurmayımız dikkate almak istemiyor. Elbette fiyatlar şişince, bu durum kira bedellerine de yansıyor.
Son olarak 1 Temmuz 2023 tarihinde sonuçlanacak yüzde 25 artış düzenlemesi, Bakan’ın ifadesine göre üzerinde çalışılan ve tarihi uzatılacak bir konu. Öncelikle bir haksızlığı gidermek için başka bir haksızlık yapamazsınız.
Ülkede enflasyonun altında kira artışını kimseye dayatamazsınız. Bunun çözümü için, garip konut bedellerine mercek tutmanız, hatta ekonominin kurallarına ters biçimde talebi olmayan ürünün fiyatının anormal artmasından kara para aklama gibi ihtimalleri de içeren değerlendirmede bir yaklaşım sergilemeniz gerekir.
Fakat bunların hiç biri tartışılmıyor ve iş topu taca atmaya geliyorsa, davalık olmayanların hiç birine uygulanmayan yüzde 25’i uzatacağınızı söylemeniz anlam da taşımıyor. Sadece iş yapmış görünüyorsunuz ama işin aslına neşter vurmuyorsunuz demektir.
Peki sahada ne yaşanıyor? Dün İstanbul Altunizade’de bir hanımefendinin telefon konuşmasına şahit oldum. Karşısında kim vardı bilmiyorum. Hanımefendinin sıfatı, mesleği neydi o konuyla da ilgili fikrim yok.
Ama söylediği cümle şuydu: “Kiracı çıkarsa müşteriniz hazır.” Bunu duyan muhatap nasıl tepki verdi bilemem. Fakat bir noktada kiracı varsa, sadece daha fazla kira geliri elde etmek için sözleşmesi olan insanı evinden ya da işyerinden çıkarmayı planlıyorsanız çok ciddi bir etik sorunu var demektir.
Yani biletinizi aldınız ve sinemaya gittiniz. Sonra yer gösterici gelip size şunu söyleyebilir mi? Aldığınız numaralı koltuktan kalkın; çünkü biz onu başkasına daha pahalıya sattık. Bu ne kadar akıl dışı ve etik olmayan bir hareketse, kiracısı içinde konut ya da işyerini de benzer metotla içindekini zorlayarak çıkarmak, hatta kiralamaya kalkmak aynı anlama gelir.
Öncelikle mukavelesi olan ve içinde kiracı olan bir yerin nasıl müşterisi oluyor? Hadi müşteri çıktı, sizin kiracıyı çıkarmak yerine, o noktanın dolu olduğunu söylemeniz gerekmiyor mu? Ayrıca bunu ev sahibine bile yansıtmanız aslında onların ilişkisini zedelemez mi?
Günün sonunda meseleyi bir meslek grubuna yıkmak da istemem. Çünkü telefonla konuşan kişi, emlakçı mı, gayrimenkul danışmanı mı, yoksa Terzi Fatma Abla ekstradan iş yapıp, komisyonculuk peşinde mi, onu da bilemiyorum.
Ama bildiğim bir şey var. Siz ortadaki çarpıklığı görmezden gelip, rantiyeyi destekler, sonra da belki de o kira ile geçinen insanları da enflasyonun altına mahkum ederseniz, iş kontrolden çıkar. Kontrolün kaçtığı noktada da ne izan kalır, ne de asgari ücretin satın alma gücü.