Çetin Ünsalan: Gevşemeyin
18 Haziran 2023Türkiye ekonomik olarak zor bir süreçten geçiyor. Ne yazık ki bu zor süreç sadece bizimle ilgili değil. Tüm dünyanın eş zamanlı sıkıntılı dönemden geçtiği günlerdeyiz. Fakat şu yanlış bilgiyi ve kara propagandayı düzelterek işe başlayalım.
Dünya ekonomik olarak problemli olduğu için biz sorun yaşamıyoruz. Herkeste işler yolunda gitse bile bizim problemlerimiz, kendi yaptığımız hatalardan, tercih yanlışlarından, kuralsızlıktan, bilim dışılıktan, programsızlıktan ve maalesef kötü yönetimden kaynaklanıyor.
Dünyadaki durum, bu sıkıntılı süreçlerimizde sorunu borçlanarak ötelememizin önündeki bir engel sadece. Daha önceki krizlerde, yani dünya ekonomisinin nispeten rahat olduğu süreçlerde, uluslararası arenadan borç bulup, sadece halının altına süpürdüğümüz problemlerimiz vardı. Şu an durum buna müsait değil ve gerçeğimizle yüzleşeceğiz.
Bu, meseleye nasıl baktığınıza bağlı. Aslında hakikaten çözüme niyetliyseniz, böylesi çaresiz durumlar, çareyi bulmanın ve uygulamanın da gerekçesi haline gelir. Ama popülizm, gerçek dışılık ve politik tercihlerdeki savrulma, günü birlik hamaset sadece sorunları ağırlaştırır.
Finansçılar, ki burada kast ettiğim bankacılar değil finans üzerinden paradan para kazananlar, ısrarla FED’in son kararının ne kadar iyimser bir hava yarattığını anlatmaya ve bunun üzerinden yine algı yönetmeye çalışıyorlar.
Ama durum öyle değil. Hem yapılan açıklamalarda sıkılaşmanın devam edeceği söyleniyor; hem de son açıklamada yüzde 2 enflasyon hedeflemesine kadar büyümenin istenen seviyelerde olmayacağının üzerinde duruluyor.
Bu hem dünya ekonomisi açısından pazarlarda daralma, hem kaynak bulmada zorluk, hem bulunan kaynağın maliyetinin yüksek olacağı, hem de borç çevirmede problemli bir durumun yaşanacağını bize anlatıyor.
O nedenle gevşemeyin. Üreticisinden tüketicisine, kamu idaresinden finans kesimine kadar zorlu bir süreç bizi bekliyor. Bu süreçte hesap yapmayan, verimlilik konuşmayan, fayda / maliyet dengesini tutturamayan ve her bir kuruşu doğru yönetmeyenlerin ağır bedeller ödediği finallere şahit olacağız.
Bize düşen, artık kendi kendimizi kandırmayı bırakıp, dünyanın zenginlikten enflasyon, bizim üretimsizlikten ve fakirlikten problem yaşadığımızı hatırlayıp, doğru bir rotaya yelken açmamız gerektiğidir.
Eski model kafalarla, dünyayı anlamamış, fikir zenginliğine önem vermeyen, ortak akıl geliştirmeyen, ben bilirim diye düşünün, yönetim biçimini değiştirmeyen, her şeyi bildiğini zanneden kıymeti kendinden menkul duruşlarla bu problemleri aşamayız.
Hele ki hamasetin gölgesinde, dünyayı örnek gösterip, 20. yüzyıl söylem ve eylemleriyle gevşemeye kalkarsak, çok büyük bir tokat yeriz. Bu tokadın ağırlığını kaldıracak kimse yok. Çünkü gerçek şu ki fakru zaruret içinde, dayak yemiş biçimde ve ‘cep delik cepken delik’ diyerek Orhan Veli tadında ortalarda dolaşıyoruz. Gevşemeyin.