Covid-19: Uzmanlar uyarıyor: Aşı yoksa, salgın bitmez

Türkiye 16 günlük tam kapanma yaşadı, ve doğal olarak Covid-19 vakaları da azaldı. Ancak, salgına karşı tek kalıcı önlem olan aşı tedariki ve aşılamanın hızlanması gerçekleşmedi.  17 Mayıs’ta vatandaşın kentine dönmesi ve işbaşı yapması sonrası, epidemi de bir dalga daha başlayacak.

Bu derlemde çeşitli basın organlarında tıp uzmanlarından gelen uyarıları sizin için birleştirdik.  Mesaj net ve çok basit:

Türkiye yönetilemiyor.

Yeterli miktarda aşılama yapılmazsa, salgının önüne geçilemez.

Bu noktada, turizm sezonun kurtarma odaklı icraatlar beyhude ve gurur kırıcı.

Normalleşme kararlarının Pazartesi açıklanmasına Davutoğlu’ndan tepki

Artan koronavirüs vakaları (Kovid-19) nedeniyle 29 Nisan’da uygulamaya koyulan ‘tam kapanma’ 17 Mayıs’ta sona erecek. Kademeli normalleşmeye geçileceği konuşulsa da henüz net bir açıklama yapılmadı. Normalleşmenin nasıl başlayacağı ise vatandaşların kafasında soru işaretleri yarattı.

Davutoğlu, yeni normalleşme kararlarının açıklanması için Pazartesi gününün beklenmesine tepki gösterdi ve “Plansız, programsız ülke yönetilmez” ifadelerini kullandı.

Davutoğlu’nun paylaşımında yer verdiği ifadeler şu şekilde: “Yeni normalleşme kararlarını açıklamak için neden pazartesi gününü bekliyorsunuz?

Sizin göreviniz millete hizmet mi, millete eziyet mi? Eğitim ne olacak? Dükkanlar, restoranlar açılacak mı? Neresi kapalı, neresi açık olacak?

Plansız, programsız ülke yönetilemez!”  (Kaynak:  Karar)

‘Normalleşmede aşı olmazsa vakalar patlar’ uyarısı

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Yönetim Kurulu Üyesi ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Önder Ergönül, şunları söyledi:

“Toplumsal bağışıklığı sağlayacak kadar aşı yapılmadığı sürece bu açılıp kapanmanın sonu gelmez. Ekonomiyi ve turizmi düşünüyorsanız aşıyı çok iyi planlamalıydınız. Bu planlama aylar öncesinden yapılsaydı ve aşılar temin edilseydi, şu an bu problemler yaşanmazdı. Şimdi de sırf turist gelsin diye bu halkı aşağılayıcı maskeler yapılıyor.

Kasım ayındaki 35 binli vakalardan sıkı tedbirlerle ocak ayında 5 binlere kadar indirdik. Daha sıkı tedbirler o dönem alınmalıydı; ama alınmadığı için şubat ayında başlayan artış, mart ayındaki normalleşmeyle beraber yeni bir pike sebep oldu. Şimdi ‘5 bin vakaya inmesi lazım’ deyip tedbirlerin kaldırılması demek, vakaları tekrar artıracaktır. Günlük 5 bin vaka, haftada 100 binde 40’ların üzerinde demektir ve bu da oldukça yüksek bir sayı.”

İlk hedefin okulların açılması olması gerektiğini belirten Prof. Dr. Üner, “Açıkçası biz bu kapanma döneminde aşılama fırsatını kaçırdık. Bu 17 günlük süreçte mümkün olduğu kadar çok kişiyi aşılamamız gerekiyordu; ama biz bunu yapamadık.

Aynı zamanda Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu ile Okul Sağlığı Çalışma Grubu üyesi de olan Dr. Tomris Cesuroğlu, “Bu yaz çok sivri pikler beklemediğini” ancak esas riskin sonbaharda olduğunu söyledi. Cesuroğlu, “Salgın yönetimi böyle devam ederse 2021 sonbaharı 2020’den çok farklı olmayacak gibi duruyor. Türkiye Kuzey yarıküredeki OECD ülkeleri arasında ilkokulları açık ara ile en uzun süre kapalı tutan ülke. Düğünlere, kongrelere, toplu açılışlara devam ederken, AVM’ler, restoranlar, fabrikalar ve iş yerlerini açık tutarken okulları kapatarak pandemi yönetmeye çalışan başka bir ülke yok dünyada. Filyasyon ise kısa sürede evlere ilaç dağıtım sistemine dönüştü” dedi.  (Kaynak:  BirGün)

Mehmet Ceyhan’dan tam kapanmanın bitimine sayılı günler kala kritik uyarı

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’dan kritik uyarılar geldi.

“Hala vaka sayımız çok yüksek. Kolay olmayacak. Ve şu bizi yanıltıyor; vaka sayılarındaki azalmaların şu anda bizim aldığımız tedbirlerle falan alakası yok. Onun büyük etkisini daha görmeye başlamadık. Eğer o eklenirse daha hızlandığını göreceğiz. Şu anki azalma; hiç aşı yapmayan, doğru dürüst tedbir almayan ülkelerde de var. Bu paralel bir şekilde bütün ülkeleri etkileyen bir süreçtir”.

Vakaların görülme yaş ortalaması giderek aşağıya iniyor. 65 yaş üzerinde vakalar daha çok belirti gösteriyor. Yaş aşağı indikçe belirti verme oranı azalıyor. Çocuklarda yüzde 5’e kadar iniyor. Biz sadece belirti verenlere test yaptığımız için artık oran düşüyor ve bizim yakaladığımız kişi sayısı azalıyor. Vaka sayısı dediğimiz virüs pozitif kişi sayısı çok değişmeyebilir ama hasta sayısı yani bizim yakaladığımız kişi sayısı belirgin derecede azabilir. Bu bizi yanıltmasın. Eğer böyle yaparsak, ‘normalleşme’ adı altında tedbirleri kaldırırsak hızlı bir artışla karşı karşıya kalırız. Bu sebeple ‘normalleşme’ kısıtlamadan daha zor ve dikkatli yapılması gereken bir düzenlemedir.”   (Kaynak:  Cumhuriyet)

COVID-19 SONRASI TOPARLANMADA “7 ENGELLİ” KOŞU

Covid-19 Hindistan’da kontrolden çıktı

FÖŞ yazdı: Kapanmanın ekonomik ve politik maliyeti