Arjantin Ekonomisine Ne Oluyor?
2 Mayıs 2023Arjantin Ekonomisine Ne Oluyor?
¿Qué le pasa a la economía argentina?
Matías Vernengo Bucknell Üniversitesi’nde Profesör olarak görev yapmaktadır. Daha önce Arjantin Merkez Bankası’nda (BCRA) Kıdemli Araştırma Müdürü, Utah Üniversitesi’nde Ekonomi Doçenti ve Kalamazoo College ve Rio de Janeiro Federal Üniversitesi’nde (UFRJ) Yardımcı Doçent olarak görev yapmıştır. Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Komisyonu (ECLAC), Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) gibi çeşitli Birleşmiş Milletler kuruluşlarına danışmanlık yapmıştır. Yedi editörlü kitabı, iki kitabı ve bilimsel hakemli dergilerde veya kitap bölümlerinde yayınlanmış yüz yirmiden fazla makalesi bulunmaktadır. Başta Latin Amerika olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin makroekonomik sorunları, uluslararası politik ekonomi ve iktisadi düşünce tarihi konularında uzmanlaşmıştır. Aynı zamanda Review of Keynesian Economics’in (ROKE) emeritus kurucu eş editörü ve New Palgrave Dictionary of Economics’in baş editörüdür.@NakedKeynes
Sizin açınızdan Arjantin ekonomisinin en temel ve güncel sorunları nelerdir ? Mevcut hükümet bu sorunları çözmek için ne yaptı? Neden başarısız oldu? Başarısız olan para politikası mı yoksa bunu etkin bir maliye politikasıyla destekleyememiş olmaları mı ? (@veridelisi @DenizhanKas @MSLHKRTL)
Temel sorun merkez bankasında dolar rezervi bulunmamasıdır. Bu, durgunluğa neden olan finansal bir dış kısıt getirmektedir. Bir tarafta ithalat için dolar ihtiyacınız ortaya çıkıyor ve diğer tarafta enflasyon nedeniyle pesonun sürekli devalüasyonu bu ithalatı giderek daha pahalı yapıyor. 2011 yılından bu yana, Macri hükümeti döneminde geçici olarak kaldırılan ancak aynı yönetim tarafından yeniden uygulanan döviz kontrolleri ile sorun çözülmeye çalışılmaktadır. Hem Frente para la Victoria hem de sonrasındaki hükümetler faiz oranlarını beklenen devalüasyonun üzerine çıkarmaktan kaçındı. Bunun farklı nedenleri var.
Popüler bakış açısıyla( ki çoğu hetorodoks ekonomist bu görüşü iyi niyetli olarak savunmakta), düşük faiz oranları finansal sermayenin getirilerini azaltmanın bir yolu ve aynı zamanda ekonominin genişlemesi ve daha iyi bir gelir dağılımı için gerekli bir koşuldur. Daha yüksek faiz oranlarının kredi, özel yatırım ve ekonomik faaliyetler üzerinde olumsuz bir etkisi olacağı varsayılmaktadır.
Ancak, özel yatırımlar faiz oranının bir fonksiyonu olmayıp, beklenen efektif talebe bağlıdır. Dahası, hükümet kamu bankaları aracılığıyla kredileri her zaman yönlendirebilir. Liberal bakış açısı için yüksek faiz oranı, özel yatırımlar üzerindeki etkileri nedeniyle daraltıcıdır. Ancak bu yanlıştır ve aslında reel faiz oranındaki artışa rağmen 2017 yılında özel faaliyetler ve yatırımlar artmıştır.
Dahası, 2017 sonunda hükümet daha fazla devalüasyonu teşvik etmek için merkez bankasını faiz oranını daha da düşürmeye zorladı. Faiz indirimi, devam eden sermaye kaçışı, dış kredilerin kısıtlanması ve rezervlerin tükenmesiyle hükümet IMF finansmanı aramak zorunda kaldı ve yeni bir temerrüde yakın bir durumda kaldı. Sonuç olarak, her iki akım da düşük faiz oranlarını gerekli ve hatta gerekli olmayan bir durum olarak görmektedir.
Bu hükümet de faiz oranlarını, beklenen devalüasyon artı risk priminin altında tuttu ve sonuç olarak döviz kuru bu seviyeye yükseldi. Para politikası başarısız oldu, bu da maliye politikasının sorunları çözmek için kullanılamayacağı anlamına geliyordu.
Faiz artışları ne enflasyona, ne doğrudan yatırımlara, ne rezervlere, ne cari dengeye fayda vermemiş. Sizce faiz artışları ne işe yaradı? (@istanbulekolu)
La subida de las tasas en Estados Unidos no han sido muy relevantes, porque aquí la inflación no es de demanda, y además han sido muy negativas para los países periféricos, donde pusieron presión sobre el tipo de cambio, y llevaron a devaluaciones inflacionarias. Brasil tuvo que subir la tasa a niveles altísimos para poder frenar el tipo de cambio, por ejemplo.
Benim için Arjantin’de kur yeterince yükselmedi. Şimdi, krizin ortasında, durum daha karmaşık, çünkü beklenen devalüasyon oranı hızlandı. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki faiz artışları, gelişmekte olan ülkelerde döviz kuru üzerinde baskı oluşturdukları ve devalüasyonlara yol açtıkları için çok olumsuz oldu. Örneğin Brezilya döviz kurunu kontrol altına almak için faiz oranını çok yüksek seviyelere çıkarmak zorunda kalmıştır.
Arjantin’de ortodoks programlar çöktü, neden çöktüklerini iyi biliyoruz.Ama heterodoks programlar da iyi sonuç vermedi. Neden? (@BahceSerdal)
Hangi heterodoks plan? Eğer 80’lerden bahsediyorsak, evet, sadece 90’lardakiler işe yaradı, çünkü Brady Planından sonra döviz kuru sürdürülebilirdi. Sözde heterodoks önerilerin hepsi döviz kuru devalüasyonu ve mali ayarlama öneriyor. Sanki ortada bir ayarlama yokmuş gibi ve sanki açığı kapatmak için resmi kurun devalüe edilmesi enflasyonist olmayacakmış gibi. Dolar girişi olmadığı sürece çözüm de yok. Bu hiper enflasyonun egemen olduğu 80’li yılların dersidir.
Mavi Dolar 3 ayda %45 yükseldi. Bu, son yıllardaki en hızlı artış. Seçim takviminin henüz netleşmemesi belirsizliği artırıyor. Merkez Bankasının IMF’ten gelecek kredi
dilimi haricinde bu gidişi yavaşlatabilecek bir politika aracı var mı? Enflasyonu iki basamağa çekmesi mümkün mü? (@e507)
Düşürülebileceğini sanmıyorum. Fon para koymaya karar verirse, devalüasyonların hızını yavaşlatabilir ve en azından enflasyonu bu seviyelerde sabitleyebilir.
IMF programından çıkmak düşünülebilir mi Arjantin için? Yerine tam istihdam hedeflemesi uygulanmalı mi? Politika faizini bu bağlamda post keynesyen çerçevede bir yere park edip finansal istikrar hedefleyen merkez bankası daha doğru olmaz mı?
(@drbakidemirel)
Fon’un programından nasıl çıkabileceğimizi göremiyorum ve sorun BCRA‘nın teorik çerçevesi değil, dolar eksikliği. Eğer Çin dolar teklif ederse ve biz de döviz kurunu koruyabilirsek, bu krizden yavaş yavaş çıkabiliriz. Dahası, önümüzdeki yıl ihracatta iyileşme ve Néstor Kirchner doğalgaz boru hattının açılışı nedeniyle enerji ithalatına olan talebin azalması nedeniyle dolar gelirse, belki o zaman durum istikrarı düşünmemize izin verir.
Faizi neden %150 yapıp beklenen enflasyon oranının çok üzerine cekmiyorlar ? Daha yüksek şok faiz artışları neden yapmadılar? (@meeeeenekseee) (@kelebekkafa )
Önemli olan beklenen enflasyon değil, faiz oranı farkıdır. Yurtiçi faiz oranı uluslararası faiz oranının altındaysa, buna beklenen devalüasyon ve risk primi de eklendiğinde, vatandaş için dolara geçmek daha uygun olacaktır ve bu durum değişmez. Arjantin’de dolarizasyonun doğaüstü bir yanı yoktur. Bu koşullarda doları tercih etmek rasyoneldir. Faiz oranındaki artış, rezerv biriktirmek, döviz kurunu korumak ve istikrarı sağlayabilmek için gerekli ama yeterli olmayan bir koşuldur.
Neden devalüasyon yapılmıyor ? Neden farklı kurlara izin veriliyor?( @gizIi_borsaci)
Bunlara izin verilmiyor. Bunlar döviz kontrolleri uygulandığında oluşturuldu. Şimdi soya fasulyesi ihracatçıları ve diğer ihracatçı grupların dolarlarını getirmelerini daha avantajlı hale getirmek için birkaç özel döviz kuru oluşturdular.
Sizin mevcut durum için çözüm önerileriniz nelerdir? (@veridelisi )
“Dolar cinsinden rezerv sorununun çözülmesini” içermeyen bir çözüm göremiyorum. Daha iyi bir dış durum kesinlikle yardımcı olacaktır. IMF ve Fon’un hesap verdiği ABD hükümeti müdahale etmezse ve Çin, Dilma Rousseff’in başkanlığını yaptığı Yeni Kalkınma Bankası ile yardım etmezse, bir çözüm göremiyorum. Bu durum patlayabilir.
Süper bono ve Arjantin maliyesine etkisi nedir? Mevcut sıkıntılara süper bonolarla neden olmuş olabilir mi? (@AylinSeckin2)
Anladığım kadarıyla bunlar peso cinsinden, değil mi? Eğer öyleyse, bunun sorunun nedeni olduğunu düşünmüyorum. Sorun yine dolar eksikliği. Devalüasyonlar, bunun sonucunda reel ücretlerdeki düşüş ve kayıpları telafi etmek için yapılan ücret artışları ve bunu takip eden döviz kuru/ücret sarmalı sorundur.