Çetin Ünsalan: Enflasyon düşecek; liralaşma artacak (!)
31 Mart 2023Ekonomide en tehlikeli olan nedir biliyor musunuz? Dolar, faiz, enflasyon, işsizlik, yatırımsızlık, büyüme sorunu veya başka bir şey değil. Bunların hepsi doğru bir kurgu yaptığınızda yönetilebilir sorunlardır.
En büyük problem güvendir. Bu da zannedildiği gibi siyasetle değil, rasyonel davranışlar içindeki devlet kurumlarıyla temin edilir. Siyasetin günlük beklenti, davranış ya da baskılarına karşılık, ekonominin gerçekleri doğrultusunda hareket eden kurumlar, yerli ya da yabancı iş dünyasına güven verir.
Biz önce istatistikler üzerinden güveni elimizden kaçırdık. Ardından Merkez Bankası’nda çekirdek enflasyonu baz alarak faiz hamlesiyle… Sonrasında bir süre daha ekonominin gerçekleri doğrultusunda hareket edilmesi umuldu.
Çünkü ekonomi politikası açısından yeni bir düzenleme, program ya da planlama yapılmadığını herkes görüyordu. Ortada sadece program diye anlatılan bir bankacılık ürünü vardı ki, onun da maliyet yaratacağı baştan belliydi. Tüm bunlar olmadan Merkez Bankası üzerinden arka arkaya yapılan hamleler güveni zayıflattı.
Yetmedi; baz alınan çekirdek enflasyon ile düşürülen faizin de ilgisi koptu. Artık o saatten sonra kimse faiz kararına bakmaz, hatta ciddiye almaz oldu. Bu bir kanaat değil. Piyasadaki faiz gerçekleşmeleriyle açıklanan politika faizi arasındaki fark net bir biçimde bunu ortaya koydu.
Bir de Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın akıl almaz hamleleri, baskısı, riski sahaya yıkma eylemleri gelince güvendeki sarsıntı devam etti. Tüm bunlara rağmen halen Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu (PPK) notlarına bakılıyordu.
Şu an üzülerek görüyorum ki, virüs oraya da sıçradı. Merkez Bankası’nda son derece nitelikli bürokratlar olduğunu biliyorum. PPK’nın da gerçekler doğrultusunda tartışmalar yaptığına eminim. Çıkan kararları ayrıca tartışırız, ama buradaki uzmanların gerçekleri ortaya koyduğundan asla şüphem yok. Buna Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu da dahil.
Ama ortaya çıkan metinler tamamen gerçeklikten ilgisini kopan bir noktaya doğru sürükleniyor. Ya aynı metni biraz değiştirip yayınlamayı tercih eden ya da hazır bir metni yayınlayan bir eğilim olduğu kanaati oluşmaya başladı.
Sadece iki başlıktan söz edelim. Bunlardan biri enflasyon diğeri liralaşma… Türkiye’de artan fiyatlara, maliyetlere baktığınızda, ortada ne düşen bir enflasyon var; ne de gerçekten düşme eğilimindeki bir görüntü var. Gerek basılan en büyük banknotun 6 paradan 5’i olması, gerek artan fiyatlar, gerek düşen satın alma gücü bunu kanıtlıyor.
Fakat halen enflasyonun düşeceğinden bahsediliyorsa ve orada görev yapan insanların bilgisinden de şüphe duyulmuyorsa, sıkıntı farklı bir noktaya sürükleniyor. Güven unsuru PPK notlarına da sıçrıyor. Keza ikinci konu da liralaşma…
Böyle bir kavram zaten yok da, takıldığım şey bu değil. Sadece KKM üzerinden 80 milyar dolar ile ekonomiyi daha çok dolarize ettiğiniz ve ekonomide tüm maliyetlerin piyasadaki kurun çok ötesindeki değerden maliyetlendirildiği bir ortamda hangi liralaşmadan bahsedeceğiz?
Enflasyon düşecek dendiği için düşmez, siz liralaşma dediğiniz için de dolarizasyon terse dönmez. Ama bu tümüyle Merkez Bankası’nın hatası değil. Ortada gerçekçi bir ekonomi programı yoksa, kurum sadece açıklanana uymaya çalışır. Bu da sadece sorunu büyütür. Olan da bu.