Sosyal Medya

Veysi Dündar yazdı: Korona Günlerinde Yandaş Gazeteci Olmak

8 Mayıs 2021

Geçen hafta çok da yapmadığım şekilde bir twitimi sildim. Bazı dostların sitemine yol açan konu “yandaş” ekran gediklisi Zafer Şahin’in CNN Türk’de A.Hakan’ın “sözde Tarafsız” özde “karşıTarafsız” bölge programında üstlendiği AKP için “vekaletsiz avukatlık” faaliyetine dairdi.

Malum AKP döneminin alameti farikası “Kuvvetler Birliği”dir. Yasama-Yürütme-Yargı erklerini tekeline alan siyasi iktidar bu 3 kuvveti tekleştirip oluşturduğu “Türk Tipi Başkanlık” sisteminin propaganda faaliyeti içinse ciddi bir medya gücünü bünyesine dahil etti.

Bu gücün önemli bir kısmı Milliyet-Hürriyet gibi bir dönem Türk basın tarihine damga vurmuş gazetelerin ele geçirilmesinden sağlandı. Sabah gibi önemli bir markayı da kadroya dahil eden AKP, bu gazetelerin tarihsel bilinirliklerini son zerresine kadar sömürdü. Bu gazetelerin kullanılmış peçeteye döndüğü sürece ek olarak özellikle Çukurova grubuna el konularak yaratılan sözde basın ise yandaşlığın teknik tabirle “hard core”unu teşkil etti.

Bu grubun en önde giden atlısı Takvim’in (hergün “Emekliye Zam” sürmanşeti ile çıkar 🙂 ) simaları arasında Turgay Güler, Ergun Diler gibi isimlerle beraber Zafer Şahin de vardır.

Ben yandaş kalemlerin AKP’yi her yerde her koşulda savunma görevi üstlenen misyonunu zaten sorgulamam.
Bizzat iktidar partisinin Pandemiyi lebaleb kongrelerle günde 5 binden 70 bine çıkartmasını eleştirmesini de beklemem. Pandemide ülke vatandaşının kaderine terk edilerek 5 kuruşsuz bırakılırken dünyanın makul ülkelerinin tamamında ayrımsız yardım ile sağlanan desteği, görmezden gelmesine de şaşırmam.

Bunlar bu kabil “gazeteciler” için beklenen tavırlardır.
AKP Jenga gibi tek bir taşın oynaması ile yok olacağı için burada tek görev o tek taşı yerinde tutmaktır. Siyaseti de bürokratı da medyası da sadece bunun için vardır. Çünkü oyun yıkıldığında altta kalacak bizzati kendileridir.

Bütün bunlarla beraber Zafer Şahin’in Pandemi döneminde yardım konusunu Thomas Moore’un Ütopyası yada Marx’ın Dünyada Cenneti misaline benzeterek iktidarı aklaması beni hiç ikna etmemişti.
Tam da bu yüzden “Zafer Şahin”’in “gazetecilik” faaliyetlerinin; yeni Türkiye’nin bizi kabuslara sokan distopyasına gayet uyduğunu yazmıştım twitimde.

DM’si açık bir twitter kullanıcısı olarak Zafer Şahin’in “ben bu kelamı etmedim” ifadesini mesaj kutumda görünce kendi başıma gelen linç faaliyeti geldi aklıma.
Ki burada (Zafer Şahin’in de dahil olduğu) bir koro beni ağır biçimde suçlamıştı. Bir görüş beyanından ve durum tespitinden ibaret sözlerim, sağından solundan çekiştirilerek hedefe konmuştum. Bir çok vesileyle ifade edilen benzer sözler ortadayken, hem ben trol saldırısına uğramış hem de Halk TV’ye hak etmediği şekilde RTÜK ceza vermişti.

Damdan düşmüş olarak ikna olmamakla beraber sadece doğrudan bir mesaj ile “ben bu sözü etmedim” dediği için ben kendi twitimi sildim. Bir insan sizden bir şeyi makul bir dille talep ederse yapmamak kabalıktır. Veysi Dündar hiçbir zaman kabalıkla anılamaz.

Onun yerine Zafer Şahin’in konuşmasını içeren bu twiti kaleme aldım. https://twitter.com/VEYSIIDUNDAR/status/1387084296406589442
Aslında twitin ekindeki videoyu izlediğinizde;  Pandemi döneminde halkın geneli için dile getirilen  yardım talebini ütopik  olmayla itham eden ve  bunu savunma mekanizması yapan klasik bir “AKP gazetecisi” tarzında açıklama görülüyor…

Endişelenmeyin, kimse bu ülkede iktidardan sonsuz yardım falan beklemiyor ama durmuş bir ekonomide “birey ve işletmelerin” tereddütsüz biçimde yanında olmasını talep ediyor.

Bunun dünya uygulamaları zaten ortadayken  bunları kulaktan dolma ve kaynaksız ifadelerle aşağılayan Zafer Şahin’in tavrı ise işin bir diğer boyutu.

Zaten az çok mürekkep yalamış herkes patates soğan çuvalları ile yukardakiler arasındaki farka vakıftır.  Pandemiye İBAN talebi ile giren siyasi iktidarın durumuyla, yukarıdaki linklerde yer alan “destek çeklerini, aile desteklerini, gelir telafilerini” veren ülkelerin durumu kabili mukayese değildir.

Kanada’da çocuklar Pandemi bitmesin diye dua ediyor. Çünkü devlet onlara da pandemi maaşı veriyor!! https://www.ontario.ca/page/get-ontario-covid-19-child-benefit

Korona döneminde devletten talep edilen destekle, Ütopik bir dünyada cennet fikri arasındaki farkı anlamak için aslında “Einstein” değil, sadece yandaş statüsünün dışında olmak kafidir.

Türkiye’yi işinize geldiğinde dünyayla atbaşı giden, dünyaya ayar veren ülke olarak çağ atlamış göreceksiniz, işinize gelmeyince vatandaşa ekonomi durduğunda verilecek asgari ücreti “ütopya” statüsüne sokacaksınız.
Öyle bir ülke de yok, dünya da yok, gazete de yok, gazeteci yok.

Devlet ekonomi kapandığında devreye girmeyecekse o devlete zaten ihtiyacımız da yok. Böyle dönemde yardım edecek devlete ütopya demek, ütopyaya hakaret demektir.
Ütopya’nın müellifi Thomas Moore eserinin böyle bir işe alet edildiğini görse her halde çok kızardı.
Onun sözüyle keselim kelamı :
“Uyuyanlar uyanır mı günün birinde?
Halkın yoksulluğu kralın varlığını korur.”

Analiz, Veysi Dündar 8.5.2021

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları