Çetin Ünsalan: Gençler bizi sınıfta bıraktı
27 Şubat 2023Dünyanın haftada dört gün çalışarak, insanların sosyal yaşamlarına zaman ayırmasını sağlamayı, bu yolla bir yandan verimliliği artırırken, bir yandan da yetenekleri elinde tutmayı amaçladığı bir zamanın içinde gençlerle didişen bir eski kuşak problemi yaşıyoruz.
Bu eski kuşak her yerde. Siyasette, ticarette, sanayide, hizmet sektöründe, sokaktaki röportajda, okulda… ‘Sen bilmezsin’ diye başlayan cümlelerle parmak sallanan bu gençlik ise, duyarlı olunması gereken her konuda ortaya çıkıp, ülkeye ders veriyor.
Önce eleştireni ‘çıkar cep telefonu’ diye yargılayan, teknolojinin geldiği, ekonominin gittiği yerden bihaber olan bu kitle, ardından bu söylemiyle komik duruma düşünce ‘sen bilmezsin’ ile devam etti. Ama hiç kimse dönüp kendine sormadı: Ben biliyordum da o zaman durum niye bu hale geldi?
Günün sonunda ‘gidersen git’lerle devam eden, hakaret eden, küçümseyen, iş beğenmediği söylenen, geleceğin dünyasını bırakın, bugünü bile doğru okuyamayan bir fotoğrafın içinde gençlerimizi ilk fırsatta yurtdışına gitmek isteyen bir kuşak haline dönüştürdük.
Bir çok gençle konuştuğunuzda ise zannedildiği gibi sorun ülke sevgisizliği ya da para kazanma arzusu değil. Tek kelimeyle özetleniyor yanıtlar: Huzur… O zaman bu huzursuzluğun sağlamasını yapalım.
İstanbul Ekonomi Araştırma’nın 18-30 yaş grubuyla yaptığı bir çalışmanın sonuçları, bize daha iyi bir yaşam için göçmeyi tercih edeceklerin oranının yüzde 61 olduğunu gösterdi. Bu, az önce paylaştığım tespitin de neredeyse sağlaması niteliğinde.
Youthall Türkiye ise yaptığı araştırmada sessiz istifa ya da buna yatkın olanların oranının yüzde 70,7 düzeyinde olduğu bilgisini paylaştı. Yetmedi; her ile üniversite kampanyalarıyla, mesleki eğitimi ya da geleceğin mesleklerini ıskalayarak, işsizliği istatistiklerden silmeyi amaçlayan projeyle üniversite mezunu genç işsizler ordusu yaratıldı.
Peki o her şeyi bilen sokaktaki amca, teyze, iş yerindeki işveren, siyasetteki yukarı perdeden ama boş konuşan kesim günün sonunda nasıl bir tablo ortaya çıkardı? Onun da sağlamasını gençlerden alalım.
“…Konrad-Adenauer-Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nin Türkiye Gençlik Araştırması’na göre ise, gençler yaşadıkları en büyük sorunları sırasıyla; ekonomik durumun kötü olması (yüzde 17,8), işsizlik (yüzde 16,1), kalitesiz eğitim sistemi (yüzde 15,8), ‘adam kayırma’, yolsuzluk ve rüşvetin yaygın olması (yüzde15,4)…”
Toplamda yüzde 65’e vuran, memnuniyetsizlik ya da endişenin sebebi olarak gösterilen cevaplar kimin eseri acaba? Üst perdeden bakıp, gençlere parmak sallayacağınıza önce kendinizi sorgulayın ve yarattığınız ortamın yaşattığı hissiyatın cevabını kendinize verin. Çünkü şu tablo çok açık gösteriyor ki; gençler bizi sınıfta bıraktı.