Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Gerçekten bihaber…’
23 Şubat 2023Deprem nedeniyle ilan edilen OHAL kapsamında işten çıkarmalar yasaklandı. Üstelik bunu bir de Resmi Gazete’de yayımlayarak güvence altına aldık. İlk başta duyduğunuzda kulağınıza hoş gelebilir.
Muhtemelen fikri ortaya atan da bunu böyle anlattı. Ama önünü arkasını düşünmedikleri gibi sahadan da yaşananlardan da bihaber oldukları o kadar net ortaya çıkıyor ki… Bir kişinin de aklına ‘ne yapıyoruz’ sorusunu sormak gelmedi mi?
Öncelikle bu kadar hassas bir dönemde yine aynı bakış açısı ve yaklaşımla, yukarıdan kural koyan, hatta kuralı da tehditkar bir tavırla haber yaptıranların, tüm konsantrasyonunun şirin gözükmekten ibaret olduğu da böylece ortaya çıkıyor.
Yani insanlar kaybettiklerinin üzüntüsü ya da yarının endişesi içindeyken, ‘ben bilirimci yaklaşım’ yine devreye girmiş, bu yolla muhtemelen oy kazanacaklarını düşünerek hamle yapmışlar.
Oy meselesini niyet okuyarak ifade etmiyorum. Engin Ardıç isimli şahsın kaleme aldığı yazı, gerçek bakış açısının bu olduğunu bize anlatıyor. Çünkü iktidar cephesinden bir kişi bile buna tepki göstermedi.
Oysa TOBB, alt kalemde İSO, ASO ya da bölge esnaf odalarının açıklamalarına bakarsanız, yaşamın kendisinde gerçeklerin böyle olmadığını görüyorsunuz. Şehirlerin göç verme tehlikesi yaşadığı, firmaların ve şehir ekonomilerinin ayağa tekrar kalkabilmek için endişe duyduğu bir süreçte bu nasıl bir yaklaşım?
Orada öyle bir yaklaşım, ihtiyaç ve nitelikli insan kaynağı kadrosu var ki, siz üzerine para verseniz kimse personelini kaybetmek istemez. Ama işin içinde deprem var. İnsanların hayat endişesi duyduğu bir ortamda onları orada tutabilmenin yollarını arayacakken, yine konuyu anlayamadığını ortaya koyan bu bakış açısı çok üzücü.
Bölgede iki ihtimal var. Ya firmalar tekrar üretime geçecekler ve göçmemişse insan kaynaklarını toplayabilecekler ya da üretime geçemeyecekler; o zaman da zaten çıkarılacak bir iş ortada olmayacak.
Tüm bunları bir arada değerlendirdiğinizde ise hem yaklaşım, hem gerçek durumu okuma, hem meselenin çözümüyle ilgili üslup geliştirme, hem de olası riskleri görmeme noktasında yine bir geleneğe imza atıldığını görüyoruz.
Sizin ipek kozasında gibi davranmanız gereken illere ve o şehrin çalışanıyla işvereniyle yaşayan halkına şefkatli bir yaklaşım sergilemek yerine, halen yasaklardan medet umuyor olmanız ve bunun şu koşullarda şirin gözükeceğini düşünmeniz, gerçekten bihaber yaklaşımlarınıza bir yenisinin daha eklenmesini sağladı sadece.
Fakat bunu nasıl bilebilirsiniz ki? Dinlemiyorsunuz; görmüyorsunuz; sadece konuşuyor ve üst perdeden talimatlar veriyorsunuz? Dinlemeyenler gerçekleri anlayamazlar, o zaman da kaş yapayım derken göz çıkarılır. Ve ne yazık ki bu acının gölgesinde yine aynı şey yapılıyor.