Sosyal Medya

Çetin Ünsalan: Sorunu çözmek

13 Şubat 2023

Bilmem kaç vatandaşımızın imar affı yoluyla sorununu çözdük. Bu cümle, her ilde söylendi ve o sorunu çözenlerin birçoğu şu an ya yaşamıyor; ya afetzede ya da her şeylerini kaybetmiş halde.

Meselenin temelinde bunu aramak lazım. Sorunu çözmek… Bir konuda sorunun ne olduğunu tam kavrayamıyorsanız, kendinizce durum kurtarır ve yaptığınız hamleyle de sorunu çözdüğünüzü zanneder, daha büyük soruna neden olursunuz.

Sorunu doğru tespit etmek, ortaya konulan çözümün de anahtarını oluşturur. Bunun içinse önce sorunlarla yüzleşmek gerekir. Aksi tavır olumsuz manada iş bitiricilik olarak nitelendirilebilir ve genellikle de günü kurtarmak üzerine eylemle hayat bulur.

Bugün 10 ilimizde sorunu çözülenleri görüyoruz. Fakat mesele sadece bu illerde değil ki. Bugün oradan canımız yanıyor ve konuşuyoruz. Ama konuşmadığımız, Türkiye’nin geriye kalan 71 sorunu çözülmüş ili daha var.

Sistemsizlik, bilim dışılık, soruna battaniye olma ya da halı altına atma gibi yaklaşımların artık bu ülkeyi terk etme zamanı gelmedi mi? Liyakatsız kişilerin atandığı noktalarda yapılan liyakatsız ve isteğe bağlı işleyişten, artık bilimi esas alan yaklaşıma geçmemiz gerekmiyor mu?

Bütün bu acının içinde bir nokta var ki en çok onun konuşulması gerekiyor. Hatay’ın Erzin ilçesi… Tek bir bina yıkılmadığı gibi, bunun kadar önemli olan Belediye Başkanı Ökkeş Elmasoğlu’nun söyledikleri…

Diyor ki, “Tek bir kaçak yapıya izin vermedim. Bana herkes kızdı, memlekette tek doğru adam sen misin dediler. Şu anda vicdanım rahat.” Bu sözler üzerine roman yazılır.

Her bir cümlesi o kadar anlamlı ki. Öncelikle yasalar ile ilgili bir sorun olmadığını, kişilerin olayı problemli hale getirdiğini gösteriyor. Ama elbette bunu bugün söylemek rahat.

O gün muhtemelen sorunu çözdük denilen noktada, bu kişi sorun çıkaran olarak nitelendiriliyordu. Kaçak yapıya izin vermemenin önemli olduğu kadar, esas kaçak yapıya izin verebilme imkanın sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü olay orada.

Vatandaşın o an için kızması normal. Ama zaten kamu görevi, kimin ne dediğine bakmadan doğrusunu yapmak değil midir? Lakin en acısı da sonraki cümlede gizli. Memlekette tek doğru adam sen misin?

Bir tarafta ülkenin içinde bulunduğu kokuşmuşluğu anlatırken, öte yanda doğruyu yapmaya çalışanı suçlayıcı bir tavırla doğrunun dışına atma isteğinin de mercek altına alınması gerekmiyor mu?

Peki bugünün güncel olayında durum bu da, diğer konularımızda farklı mı? Ekonomide, eğitimde, turizmde, sosyolojide, şehirleşmede, tarımda ve aklınıza ne gelirse gelsin her konuda sorunu çözmek adı altında, daha büyük sorunlara imza atılmıyor mu?

Gerçeği söyleyenlerin şucu, bucu olarak nitelendirildiği, sorunla kimsenin yüzleşmediği, veriler üzerinden problemlerin küçük gösterildiği bir fotoğraf içinde sorunu bu manada çözmediğimiz hangi konu var?

O zaman neye ağlıyoruz? Kaybettiğimiz insanlara mı, yoksa ellerimizin çıkarcılığımızdan kirli olmasına mı?

[email protected]

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları