Sosyal Medya

Genel

‘Dünya demokrasi liginde de küme düştük!’

Türkiye kutuplaşma ile en çok otoriterleşen 5 ülkeden biri. Dünya Demokrasi Ligi’nde Türkiye ekonomik güç olarak yakınında bile olmayan ülkelerin gerisinde kaldı...

‘Dünya demokrasi liginde de küme düştük!’

Türkiye kutuplaşma ile en çok otoriterleşen 5 ülkeden biri. Dünya Demokrasi Ligi’nde Türkiye ekonomik güç olarak yakınında bile olmayan ülkelerin gerisinde kaldı. Raporda Türkiye’nin ‘toksik bir kutuplaşma’ içinde olduğu vurgulandı.

2022 Demokrasi Raporunda Türkiye’nin son 10 yılda en fazla anti-demokratik hale gelen 10 ülkeden biri olduğu ve Dünya Demokrasi Ligi’nde Cibuti ve Ruanda gibi ülkelerin dahi altında yer aldığı ifade edildi. Raporda ayrıca Türkiye’nin “toksik” bir kutuplaşma ile en çok otoriterleşen ilk 5 ülke arasında olduğu belirtildi. Bu demokratik resesyonda Türkiye, çoğulcu olmayan partiler tarafından yönetilerek en çok otoriterleşen 6 ülke arasında sayıldı.

Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Oktay Ekşi de dünkü yazısında; Türkiye’nin bir Avrupa Birliği ülkesi olacakken tam bir Ortadoğu sultanlığına dönüştüğünü ifade etti.

Oktay Ekşi yazısında şu ifadelere yer verdi;

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan dün, her zamankinden çok haber ve yorumla gazetelerimizi doldurmuştu. Bu defaki sebep, iki gece önce TRT’de yayımlanan mülakatı… En çok üzerinde durulan da yıllardır inatla sürdürdüğü “Faiz sebep, enflasyon neticedir” sözleriyle savunduğu “Benim alanım ekonomi! Neticesi ortada!” iddiası.

Bu, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne alınmayacağını anlayınca, “Onların Kopenhag kriteri gibi kriterleri varsa, bizim de Ankara kriterlerimiz var. Onların Avrupa Birliği’nde uyguladıklarını biz de Ankara kriterlerimizle Türkiye’de uygularız” diyen Erdoğan’dır.

Ne yazık ki Ankara kriterlerinin gerçek yüzü çok geçmeden ortaya çıktı ve Türkiye, bir Avrupa Birliği ülkesi olacakken tam bir Ortadoğu sultanlığına dönüştü.

Nitekim dünkü gazetelerden birinde “Dünya demokrasi liginde 2022 yılında 167 ülke arasında 103’üncü sırada” olduğumuz yazılıydı.

Araştırmayı, merkezi İngiltere’de olan Economist Intelligence Unit (EIU) yapmış. En fazla 10 puan verilen değerlendirmeye göre Norveç 9.81 puanla listenin başındaymış. Siyasi rejimler dörde bölünmüş. En iyiler “tam demokrasi” ile yönetilenler, ikinciler “kusurlu demokrasi”, üçüncü kategori “melez” (hibrit) rejim, dördüncüsü ise “otoriter rejim” diye nitelendirilmiş. Türkiye “kusurlu demokrasi” bile sayılmamış. “Melez” ülkeler arasında yer almış. Puanımız 2012’de 5.76 iken 2022’de 4.35’e inmiş. Listenin en altında neyse ki 0.32 puanlı Afganistan var. Ona da şükretsek mi dersiniz.

Bağımsız bir araştırma grubu resmimizi böyle çizerken Erdoğan AKP’nin “son 20 yılda (…) aşk ile yürüyerek ülkemizi hedeflerine taşıdıklarını, milletimizi hayallerine kavuşturduklarını” savundu durdu. Ayrıca “Ekonomiyi büyüterek refahı tabana yaymak suretiyle ülkemizi bütün fertleriyle birlikte zenginleştirdiklerini” ilan etti. Oysa her gün TV ekranlarında “pahalılıktan” ve “geçinememekten” şikâyet edenlerin feryatlarından geçilmiyor.

Türkiye’yi “demokratik” rejimden “melez” rejime sürükleyen, iletişim (basın) özgürlüğünü mahveden Erdoğan değil mi?

Türk ulusu Erdoğan’dan “ırzına geçilmiş bir hukuk” ortamı, mahvolmuş bir “yargı sistemi”, ayyuka çıkmış bir “soygun düzeni” mi istiyordu da “20 yılda hedefimize ulaştığımızı” söylüyor.

Gerçek şu ki Erdoğan Türkiye’yi kendi kişiliğine uygun şekilde yönetiyor. Ya da yönettiğini zannediyor. O yüzden belediye başkanlığı dönemindeki başarılı TOKİ uygulamalarının dışına çıkamıyor. O yıllarda TOKİ, gecekondu sahiplerini eve kavuşturan yeni bir modeldi. Ama artık o dönem geride kaldı. TOKİ de amacından sapıp kendisine umut bağlayanları hayal kırıklığına sürükleyen bir yapıya dönüştü.

Erdoğan Cumhuriyetin ilk yüzyılında yapılanları yıkarak ve çökmüş Osmanlı İmparatorluğu üzerine boş hayaller kurarak tarihte kendine parlak bir yer sağlamayı hayal ediyordu. Merhum Süleyman Demirel’in ifadesiyle “Cumhuriyet çok sağlam temeller üzerine inşa edildiği için” son yirmi senede ancak bu kadar tahrip edebildi.

Neyse ki önümüzde Millet İttifakı’nın açtığı bir ufuk var. İnşallah onlar bu ufku ve ümidi yıkmazlar da aydınlığa kavuşuruz.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler