Sosyal Medya

Erol Taşdelen: Bankacılık sektörü 2022 yılındaki kar patlamasına karşı panikte

31 Ocak 2023

BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU – BDDK Bankacılık sektörü 2022 yılı mali verileri açıkladı. 2021’de 93 milyar TL Net Karlılık açıklayan sektör; 2022 sonunda karlılığını %366 artırarak 433 milyar TL Net Karlılık açıkladı.

2021 Aralık aylık bazda 17,6 milyar TL Net kar yapan sektör, 2022 Aralık ayında ise 2,5 kat artış ile 44,4 milyar TL Net Karlılığı yakaladı.

Bilanço büyümeye devam etti

2021 yıl sonunu 9,2 trilyon Aktif Büyüklük ile kapatan sektör 2022 yılında %56 büyüme ile 14,3 trilyon bilanço büyüklüğüne ulaştı. 2021 sonunda 4,9 trilyon TL olan Nakdi Krediler ise %55 artış ile 7,6 trilyon TL seviyesine yükselirken;  Takipteki Krediler 3 milyar TL artışla 163 milyar TL seviyesini korudu. Buna karşılık ön izleme, yakın izlemede, takip edilip; yapılandırılan kredilerden oluşan Sorunlu Krediler ise Haziran ayında 860 milyar TL’yi ( 46 milyar USD ) geçmesi Sektörün yumuşak karnı olarak kendini gösteriyor. 2022 yılında Beklenen Zarar Karşılıkları da 258 milyar TL’den 370 milyar TL’ye yükselirken son 1 ayda 25,5 milyar TL artmış durumda.

2021 sonunda 5,3 trilyon TL olan Mevduat toplamı da %67 artış ile 2022’de 8 Trilyon 862 milyar TL seviyesine ulaştı. Bankalarda bulunan Mevduatın %35,5’ine denk gelen 3,1 trilyon TL ise vadesiz mevduattan oluşuyor. Vadesiz oluşturulmasında her ne kadar Ekim sonuna doğru TCMB’nin uyarısı ile yapısı değişse de Ticari kredilerin %25-30’luk kısmının kredi vadesince vadesizde tutma koşulu sonucu kredilerden yaratılan mevduatın etkisi büyük oldu. Enflasyon ortamında bankalardaki mevduatın artması ise Türk Bankacılık sektörünün müşterilere dayatmasından ne kadarının oluşturulduğunun tespiti yönünde bir çalışma TCMB ve BDDK tarafından yapılmış değil.

Net Karlılık % 366 arttı

Bankacılık sektörü bilanço büyümesinden daha fazla karlılık artışı yaptı. 2021 yılında 265 milyar TL Net Faiz Gelir sağlayan sektör; 2022 yılında 764 milyar TL seviyesine ulaşarak %188 artış gerçekleştirdi. Bunda KKM hesaplarında faizlerin sabitlenmesinin önemli katkısı oldu. Zira, bankalardaki tasarruf mevduatlarının üçte biri KKM’ye dönerek  yıl sonunu kısmı düşüş ile 1 trilyon 385 milyar TL seviyesinde kapamış durumda. Bankaların elinde bulunan yüksek faiz ile alınan Devlet Tahvilleri ise faizlerin düşmesi nedeni ile karlılıkta önemli katkısı oldu. Bankalar 2021 yılında 160 milyar TL Faiz Dışı Gelir elde ederken; 2022 yılında bu gelirini %95 artırarak 312 milyar TL seviyesine yükseltti. Bunda kredi faizlerin düşmesi nedeni ile kredi koşullarında dış ticaret paketi, sigorta, masrafsızlık paketi gibi komisyon gelirleri artıracak koşulların krediye bağlanmasının da etkisi büyük oldu.

Kar artışına rağmen CEO’ların yüzleri gülmüyor

Bankacılık Sektöründeki bu Kar artışına rağmen; TCMB’nin BDDK’nın ani düzenlemeleri sonucu; Kredi alanının daralması, Kredi – Mevduat Karşılıklar şartlarının hızlı ve  sık sık değişmesi; Finans sektöründe Vergi oranının %20’den %25’e çıkması; Uzun Vadeli Tahvil almaya zorlanmaları ve ileride bu Tahvillerden zarar etme olasılığı; seçim sürecinde bankaların aktif kullanılacağı algısı girilmesi; Enflasyon muhasebesine geçilememesi; Sorunlu Kredi potansiyeli; BİST’de bankalar üzerinde spekülatif işlemler gibi nedenlerle yüksek gözüken karlılıklara rağmen yüzler gülmediği gibi; orta-uzun vadede yaşanan kaygılar daha sık  dile getirmeye başladılar. Diğer taraftan, sektörün çevirmesi gereken ciddi hacimde Sendikasyon Kredilerinin de maliyetleri artması, ana parayı dahi çevirememesi, sendikasyon çevirme oranlarının %60’lara kadar gerilemesi; bankalar üzerinde yeni stres merkezi oluşturmuş durumda.

Sektör Katılım Bankaları formatına sokuldu

Ticari Kredilerde Sektörün Katılım Bankası formatına sokulup sadece fatura karşılığı kredi kullandırılabilmesi “fatura kaosu” yaratırken; Ticari segment firmaların bankalara fatura sunamadıkları leasing taksiti, kredi geri ödemeleri, maaş ödemeleri için ana harcamalarda kredi kullanamaması reel piyasaları da tam anlamı ile germiş durumda. Kanun koyucu bu uygulamayı sadece Kamu bankalarında yapsaydı bu kadar tepki gelmezdi fakat tüm sektöre dayatması bankacıları da rahatsız etmiş durumda. Tüm çabalara karşı KKM dışında Dolarizasyonun önüne geçmek için yeni ürünler sunulamaması bunun yerine bankalar üzerinden Ticari Kredilere fren uygulamalar içine girmesi özellikle Sanayi firmalarında küçülme sürecini de beraberinde getirdi. Sanayide Enerji tüketimi azalırken, küçülme anlayışı ile birlikte işten çıkarmalar da başlamış durumda. Bankacılık üzerinden dolarizasyonun faturası Ticari Segment firmalara çıkarılırken, ithalatın %80’ni hammadde olan reel piyasada tam karşılığının olmaması da iş dünyasında huzursuzluk yaratmış durumda. Firmalara döviz almayın demek faaliyetinizi küçültün demekle eş anlamlı gelmekte. Ocak ayı sonunda Ticari Segment Kredi faizleri de %28-30 seviyesine yükselmiş durumda. İlk defa bu dönemde Rating Notu yüksek olan firmalar da kredi kullanmakta zorlanıyor. Bankacılık tarihinde ilk defa “Rating notu yüksek” diye kredi vermeme deneyimi yaşıyor. Zira, ekonomi kurmaylar açıklanan yeni KGF Paketinde dahi Rating notu yüksek firmaların desteklenmemesi reel piyasa şaşkınlıkla karşıladı. Bu kararlarla finansal yönetimi iyi yapan firmalar da cezalandırılmış oldu. Sorunlar kar topu gibi büyüyerek kontrol edilemez noktaya doğru giderken reel piyasalarda yıkıcı etkiler başlamış durumda!

Erol TAŞDELEN – Bankacılık Uzmanı, Ekonomist   www.bankavitrini.com

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları