Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Enflasyon 2024’e kaldı…’
28 Aralık 2022Asgari ücret belirlerken, öncelikle geçmiş enflasyonu yok saydılar; sonra artışta gelecek yıl öngörüsünde yıpranmayı yüzde 54’ye koydular. Demek ki gelecek yıl enflasyon artışındaki hızın minimum bu olacağını düşünüyorlar.
Öyle bir tiyatro oynanıyor ki, sahada yaşanan enflasyon yok sayıldığı gibi, onun faturası vatandaşa yüklendi, ardından da yüzde 54 diye bir oran belirlendi; yetmedi, iş dünyasına da hesaplarını yüzde 20 üzerinden yapması kibarca tavsiye edildi.
Bu arada tam emin değiller ki, enflasyondaki hız daha yüksek olursa ara bir zam yapılabileceği, çok da sorun edilmemesi gerektiği söylendi. Yapacakları kesin, ne de olsa seçim var. Ama o zamana kadar ne yaşanmışın, ne yapılmışın ne de yapılacak olanın çok da anlamı kalmayacak.
Bu tartışmaların henüz dumanı tüterken ve ısrarla yüzde 20 rakamı üzerinde durulurken, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Gaziantep’te bir toplantıda yaptığı konuşmada, gelecek yıldan itibaren enflasyonun, doğru tabirle enflasyon artış hızının düşme eğiliminde olacağını belirterek, gerçek çözümün 2024’te olacağını ifade etti.
Tüm bu filmin sonunda ne anlıyoruz? 2024 yılından önce enflasyon hızında bir gevşeme mümkün değil. Özellikle gıda fiyatları üzerinden meseleye baktığımızda zaten kolay da gözükmüyor.
Lakin meseleyi maliyet esaslı değerlendirmez, insanların alım gücündeki erime üzerinden okumazsınız, ‘bir yıldan ne olacak’ diye düşünebilirsiniz. Fakat iş öyle gerçekleşmiyor.
Bu süreçte insanlar geçinemediği gibi, sahtenin sahtesi oranlarda zam alarak, yaşama çabalarından kredi ödemelerine kadar tüm alanda giderlerini karşılaması imkansız bir hale sokuluyor.
Sanayicinin durumu da çok farklı değil. Bir yandan maliyetlerindeki artışa yetişemiyorlar, öte yandan yeni maliyetlerle uğraşıyorlar, bir taraftan ‘zam yapma’ mesajıyla muhatap oluyorlar, diğer taraftan çok ciddi bir kur riskini üstlenmiş durumdalar.
Elbette bu kadar net bir resim karşısında sergilenen umursamazlığın da tek bir çıkışı olacaktır. Geçim derdi ve işsizlik. Belki kur riskiyle finansal zorluk yaşayan firmalar ve yok pahasına yabancılara satılan işletmeler.
Tüm bunları alt alta koyduğunuzda 2023 yılının sonuna doğru dünyada da hızını azaltması beklenen enflasyonun yaratacağı yıpranma, sonrasında nasıl telafi edilecek, bu konuyla ilgili kimsenin bir fikri yok. Elbette olası bir stagflasyon düşünülmek bile istenmiyor; ama yüksek ihtimal.
Yurtdışında ülkeler süreci atlatmak için küçük işletmelerinin ve vatandaşlarının yaşam maliyetlerini kolaylaştırıcı destekler veriyorlar. Ama biz, nasihattan, daha da abartılırsa terslenmekten öteye bir tavırla muhatap olmuyoruz.
Sözün özü zor bir yıla giriyoruz ve gözüken o ki, 2022 yılının maliyetini vatandaşın ve reel sektörün üzerine yıkan yaklaşım, 2023’te de bizden kaldıramayacağımız fedakarlıklar istemeye devam edecek.