Yasadışı Bahis ve Kumar’ın Ekonomi-Politiği; Online Bahisin Boyut ve Etkileri
4 Mart 2019Değerli Youtube izleyicilerim ve ParaAnaliz okurlarım, Youtube videolarımda ekonomi deyince insanların aklına daha az gelen ama aslında ekonominin ciddi birer konusu, dahası diğer bütün konuları etkileyecek çapta önemi haiz olan şeylerden bahsediyorum. Bunlar genellikle anlatılmaz, sanki ekonominin bir konusu değillermiş gibi düşünülür. Nedir bunlar? Mesela uyuşturucu sektörü, mafya faaliyetleri, vs… Halbuki bunlar tamamen ekonomik amaçlı yürütülen faaliyetlerdir. Mesela mafya adam yaralıyor, öldürüyorsa sırf zalim, gaddar olduğu için değil, ekonomik çıkarlarını korumak adına yapıyor bunu.
Bazen de ekonomide tümüyle yasal ama ders kitaplarında bütün yönleri derli toplu ve çoğu kez de doğru anlatılmayan konuları anlatıyorum. Mesela para nasıl “yaratılır?” Bu hususta her nedense size bazı şeyler söylenmez veya eksik söylenilir.
Özetle Youtube kanalımın konusu ekonomi-politik bilimi… Fakat alışılmış bir ekonomi söyleminin epeyce dışında bir kanal… Ne var ki bu benim kanalın suçu değil, yıllar içinde doğduğu zamanki adını, yani “ekonomi-politik”i terk edip sadece “ekonomi”ye (İngilizcede sonradan icat edilen kelime ile “economics”) dönüştüğünde pek çok konuyu işlemekten feragat etti. Sonra da iyice “uslu ekonomi” oldu ve bazı “cızz” konulara da dokun(a)maz oldu. Biz dokunuyoruz. Çünkü toplumun, bunları bilmek hakkı! Demokrasi de toplumsal ve ekonomik ilerleme de “bilme hakkı” sayesinde gelişir.
**
Her ne ise… Uzatmayalım. Bugünkü video dizimizin konusu yasadışı bahis ve kumar, daha özelde de online bahis ve kumar!
1 Mart’ta Emniyet’in Ankara merkezli ama 13 ile yayılan bir operasyon yaptığı haberi medyada yer aldı. Online bahisle iştigal eden bir yasadışı örgüte yönelikti operasyon. 21 kişi gözaltına alınmıştı. Bunlardan biri M.G, bir televizyon kanalında programcı çıkmış. Bir diğeri A.U ise (bu aynı zamanda örgüt lideri) bir spor klübüne sponsor olmak üzereymiş. Varın onların bu yan faaliyetlerinin ne gibi sonuçlar doğuracağını siz hesaplayın.
Bu A.U aynı zamanda kripto para ile ilgili bir şirket de kurmuş. Çünkü kazandıkları paraları sadece altın ve dövize değil, Bitcoin gibi kripto paralara da yatırıyorlarmış. Bu örgütün “yasadışı terör örgütleri”ne taş çıkartan metotları ve örgütlenme şemasını Youtube videosunda daha ayrıntılı anlatıyorum. Gelelim işin ekonomik yani parasal boyutuna. Emniyet’e göre bunlar 1 yılda 340 milyon $ kazanmışlar ve çoğunu yurt dışına kaçırmışlar. Bunu hangi akla ziyan metotlarla yapabildikleri yine videoda var. Bu örgüt üyelerinin yurtdışına kaçırmayıp içeride mal mülk aldığı paralar ve o mallara el konulmuş. Çünkü artık Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) bu tür suçları bir cins “terör finansmanı” ve “para aklama” sayabiliyor. Peki el konulan mal varlıkları ve paranın değeri ne kadar? O da az değil 106 milyon TL.
“SEKTÖR”ÜN CİROSU 50 MİLYAR TL İMİŞ!
Doğrusu bana bir hayli abartılı geldi. Ne var ki medyadaki haberler MASAK’ın 2009’daki bir raporuna atfen, online bahis ve kumar sektörünün yıllık cirosunun 50 milyar TL olduğunu iddia ediyor. O yılın ortalama dolar kurunun 1,54 olduğunu düşünecek olursanız 32,5 milyar dolardan bahsediyoruz demektir. Yarısı hatta üçte biri bile doğru olsa şu yokluk günlerimizde fakir ülkemizin ne kadarlık bir servetinin yurtdışına bu faaliyet nedeniyle kaçtığını varın hesap edin. Üstelik rakam çok da abartı olmayabilir. BBC’nin 2013’te online yasadışı bahis konusunda yaptığı haberde dünyadaki cironun 500 milyar dolar olduğu yazılı. Dünyada yasal bahis ve kumar Türkiye’ye göre daha yaygın ve serbest olduğuna göre Türkiye’deki yasadışı faaliyetin, dünya ekonomisinde ülkenin genelinin kapsadığı boyuta kıyasla daha fazla yer kaplıyor olması şaşırtıcı gelmeyebilir.
Türkiye’de yine resmî raporlara göre 18-50 yaşa aralığında 5 milyon kişi online bahis oynuyormuş ve 3.500 işyeri varmış. Bence yaş aralığı artık aşağıya ve yukarıya doğru daha da genişlemiştir. En azından benim duyumlarım bu yönde.
Bunların şeytanın aklına gelmez yöntemlerini isterseniz daha 2017’de MASAK Başkanı Osman Dereli’nin ağzından Hürriyet Gazetesi’nin haberinden dinleyelim,
“MASAK Başkanı Osman Dereli illegal bahisle mücadele çerçevesinde bir ayda 50 milyon liraya el konulduğunu söyledi. İllegal bahis sistemi içinde 500 binden fazla kişinin ilişkili olduğunu gördüklerini ifade eden Dereli, 10 bin 700 kişinin de bu sistemin para toplamasına aracılık ettiğini vurguladı. MASAK Başkanı uyardı:
İllegal bahis sitesini kuranların öncelikle bir organizasyon oluşturup bilgi işlem merkezi kurduklarını anlatan Dereli, canlı destek sistemi kurulduğunu, para toplayıcılarının organize edildiğini, aracı hesaplara yatan paranın nakit toplanması ve kendilerine getirecek olanları organize ettiklerini anlattı. Dereli, ‘Bu kişilere 2 bin lira verip hesapları üzerinden para topluyorlar. 2 bin lira için aracılık edip hayatınızı zehir etmeyin. Aracılık eden kişilere 3 ile 5 yıl arasında hapis cezası öngörülüyor’ uyarısında bulundu.”
YA YASA “İÇİ” BAHİS?
Bahis ve kumar sektörü sadece yasadışı bahis ve kumardan oluşmuyor; bu işin yasal olanı da var. Türkiye’de bahis faaliyetleri devlet tekelinde… Devlet bu yetkiyi bazı özel şirketlere, derneklere vb imtiyaz olarak verebiliyor. Devletin işlettiği Milli Piyango, uzun süredir özelleştirme listesinde… At yarışlarında halen değişen bir şey yok. At yarışı düzenlenmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na bağlı ise de Ganyan bayilikleri ve işin fiili yönetimi Türkiye Jokey Klübüne bağlı. Eskiden Spor Toto Teşkilatı’nın tekelinde olan futbol maçı bahisleri şimdi özel şirketlere de açılmış vaziyette. “İddaa” diye biliniyor artık bu faaliyet. Ayrıca son yıllarda yasal online bahis şirketleri kuruldu. En meşhurlarından biri Doğan Grubuna bağlı olan ve 2007’de faaliyete geçen Nesine.com… 2018 yılında sadece bu kuruluşun 3 milyon üyesi vardı. 2018 itibariyle böyle 6 şirket var. Fakat yasadışı online bahis şirketleri hemen her ölçümde yasal şirketlerin 4 katı büyüklükte olduklarını bizzat yasal şirket yetkilileri söylüyor.
NİYE “YASADIŞI” BAHİS TERCİH EDİLİYOR?
Oynayanların yasadışı bahisi yasal olana tercih etmesinin belli başlı birkaç sebebi var. Videoda bunları saydık. Fakat en belli başlısı ikramiye; yani kazanç oranlarının daha yüksek oluşu… Yasal bahiste devlet yüksek vergi alıyor, klüp payları var, bayi payları var, var oğlu var. Yasadışı bahis kuruluşları ise hazır organizasyonun sırtından geçiniyor. Yasal bahisin ikramiye dağıtma oranı ancak % 59 civarındayken yasadışı bahiste bu oran çok daha yüksek. Son dönemde devlet yeni düzenlemeler yaptı ve böylece bu oranın %70 hatta 80 seviyesine tırmanması bekleniyor.
Bu da kar ve cironun yasal bahiste de yükselmesi demek. Böyle olunca bu İddaa ve online bahis işleri daha da kârlı olacak. Tabi o zaman ihaleler de kıran kırana geçiyor. İddaa ihalesi 2004 yılında Spor Toto Teşkilatı tarafından Türkcell’in iştiraki İnteltek’e verilmişti. 2008 yılında ihale yenilendi ve İnteltek 10 yıllığına bu imtiyazı aldı. 2018’de yeniden yapılan ilk ihaleyi yeniden İnteltek kazandı. Fakat rekabete uygun olmayan bir ihale olduğu gerekçesiyle iptal edildi ve bu kez yenilenen ihaleyi kendisi o zaman aynı zamanda Futbol Federasyonu Başkanı olan Yıldırım Demirören’in şirketi (Aslında ABD’li Scientific Games ile ortaklık) Şans Girişim Ortak Girişim Grubu kazandı. Kamuoyundan gelen büyük tepkiler sonucu Yıldırım Demirören İddaa kazancından feragat etmektense federasyon başkanlığından feragat etmeyi seçti ve Futbol Federasyonu Başkanlığından istifa etti.
ŞİKE, RÜŞVET VE FUTBOL
Bir futbol federasyon başkanının bahis şirketi yöneticisi olması elbette dünyanın neresinde olsa büyük skandal sayılır. Fakat futbol dünyası skandallara alışık… Mafya ve siyaset, hatta cemaat ve tarikatların eli sürekli futbolun üstünde… Videoda 2-3. Bölümlerde bunları bir miktar anlattım. Bu konuda yazılmış ve ne yazık ki daha çok hasıraltı edilmiş bazı kitaplardan da bahsettim. Bahis siteleri ve şirketlerinin özellikle yasadışı olanların şikelerle, maç bağlamalarla ne kadar büyük ilgisinin olduğu sır değil. BBC’nin daha önce bahsettiğim haberinde dünya çapında 680 tane önemli futbol maçında şike yapıldığının tespit edildiği Europol’a dayanarak ifade edilmiş; online bahisin artışıyla şikenin de arttığı vurgulanarak…
Türkiye’de siyasetin elinin futbol üzerinde ne kadar baskın olduğunu anlatmaya gerek yok. Bir ara Fethullah Cemaatinin Galatasaray ve Fenerbahçe’ye ayrı ayrı yöntemlerle nasıl el attığını ve Fenerbahçe’nin o örgüte bağlı savcıların nasıl hedefi haline getirildiği de malum. Videoda anlattığım Malatyaspor olayı ve onun sırasıyla hayali ihracatçı, uyuşturucu kaçakçısı, eski uluslararası katil ve terörist başkanları neredeyse uluslararası çapta incelenecek bir vaka; ne var ki Malatyaspor en meşhuru olmasına rağmen ne yazık ki tek örnek değil. Videoda bahsettiğim kitaplarda daha pek çok örnek var.
YA YASADIŞI KUMAR
Eskiden beri her ülkede olduğu gibi, batakhaneler ve yasadışı kumar Türkiye’de de vardı. Buralarda barbut atılır, poker, yanık oynanır, kılıç açılır, her tür “geleneksel” kumar icra edilirdi. Bazen buraların “profesyonelleri” oraya ayağı alışan “iyi aile çocukları”nı, saf tüccarları “ketempere”ye getirir, “çapraz”a alır, cıvalı zarla ya da işaretli kağıtla soyar soğana çevirirlerdi.
Sonraları modern “casino”lar türedi. Bakmayın adlarının gazino oluşuna, müzikle, sanatla, normal eğlenceyle işleri ancak göstermelikti. Asıl işleri kumardı. Bunun dünyaca meşhur ilk örnekleri, neredeyse kumarla geçinen bir “ülke” olan Monaco” Prensliği benzeri Güney Avrupa’nın sosyete tatil merkezleriydi. Sonra tam tersine ABD’de çölün ortasında meşhur mafya lideri Bugsy Siegel, Nevada eyaletinde çölün ortasında resmen kumar amaçlı “casino”larıyla meşhur bir şehri, Las Vegas’ı kurdu desek yalan olmaz.
Türkiye’de de büyük tel zincirlerinin, görünüşte sadece “yabancılara açık” casino’ları 90’larda iyice yaygınlaşmıştı. Türklerin de oralarda boy göstermesine göz yumuluyordu. 1996 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla bu kumarhaneler yasaklandı.
Peki yasaklandı da ne oldu? Bugün Türkiye’nin Gürcistan sınırını 7 kilometre geçin Batum şehrine gelirsiniz. O güzelim şehir de artık bir kumar ekonomisiyle ayakta duruyor. Halk arasında adı da, oranın müdavimi olan bizim Karadenizli vatandaşlar sayesinde “Laz” Vegas’a çıktı.
Dönün batı sınırımıza, Bulgaristan sınırından 10 km. içeride Svilengrad bir başka kumar merkez ve neredeyse sadece Türkler sayesinde ayakta duruyor. Kuzey Kıbrıs da “casino”ları sayesinde ayakta duran bir yer haline geldi. 7.500 kişinin çalıştığı 29 kumarhane var küçücük yerde. Senede büyük kısmı kumar maksadıyla 600 bin turist gidiyormuş oraya. Hiç değilse paranın en azından cüzi bir kısmı yabancıya değil de Kıbrıslı soydaşlara gidiyor. Ya komşu ülkelere kaptırılan milyarlarca dolar?
Öyleyse çözüm ne? Bu video haberinin konusu doğrudan çözüm değil. Ancak ilgili videonun altındaki yorumlara kendi önerdiğiniz çözümleri de yazarsanız memnun oluruz. Zira işin bu kısmı da muhakkak tartışılmalı. Belki bir başka video dizisinde…