Çetin Ünsalan: 4 kişi 1 yoksul etmiyor
1 Aralık 2022Asgari ücret belirleme sürecine girildi. Hatta ilgili Bakanlar Beştepe’de toplanarak EYT’lileri de içine alan bir ölçüde toplantı yapıldı. Tam olarak ne konuşuldu; bilmiyoruz. Ama bir emekli kaç yoksul ediyor; onu biliyoruz.
Şimdi çalışanlar için, ortalama ücret haline gelen asgari ücret adına pazarlık başlayacak. Herkes 4 kişilik bir ailenin kaç TL ile geçinebileceği üzerinden yorumlar yapacak; hesaplar ortaya konulacak; ama yine kriter açlık sınırı olacak.
Oysa Türk-İş 2022 Kasım ayı itibariyle yoksulluk sınırını açıkladı. 25 bin 365 TL… Açlık sınırı ise asgari ücretin yüzde 40 üzerine çıktı. Aradaki fark 2 bin 286 TL oldu. Tüm bunlar 4 kişilik bir aile olarak hesaplanıyor hatırlıyorsunuz değil mi?
Fakat bugün itibariyle asgari ücreti yoksulluk sınırı ile yan yana koyduğunuzda, ailede 4 bireyin tamamı çalışsa 22 bin TL ediyor. Yani sınırın 3 bin 265 TL altında kalıyor. Yeni zam ile bu oranın değişeceğini düşünüyorsanız ‘kaç ay’ diye sorarım.
Çünkü bu doğru bir mukayese de olmaz. 2022 yılı içindeki yıpranmadan söz ediyoruz. Ayrıca yılın ortasında sözde yapılan ikinci artışa rağmen, 4 kişi 1 yoksul etmiyorsa, o ülkede işler iyiye gitmiyor demektir.
Şüphesiz işverenin bu rakamları veremeyeceğinin ben de farkındayım. Ne kadar destek verirseniz verin bu oranlara ulaşılması mümkün değil. O zaman ülkede bir fakru zaruret halinin kabulü gerekmiyor mu?
Büyüme nağmeleri okunurken, bu tabloyu ‘başarılı ekonomi’ söyleminin neresine oturtacağız? Yani bu oranda zam yapılamayacak, kabul. Ama bu durum insanların yoksulluk sınırının altında çalıştığı ve yaşadığı gerçeğini değiştirmiyor ki.
Emeklilere, işsizlere, EYT’ye takılanlara girmiyorum bile. Onların bu rakamların yakınına dahi sokulabilme olanağı yok. Peki yepyeni bir ekonominin kapısındayken, insanların durumunu inkar ederek farklı bir söyleme girdiniz ve bir an için doğru yaptınız diyelim.
O zaman şunun da yanıtını verin. Yemeye, içmeye, kiraya, ulaştırmaya ve ısınmaya, yani anayasal haklarına erişime geliri yetmeyen insanlar, nasıl dünyayı takip edip, kendini geliştirecek ve bu ülkeden katma değerli buluşlar ortaya çıkacak?
Onun, bugünkü koşullarda bilhassa genç kuşak açısından tek bir çıkışı var; internet. Orada da çocuklara ‘çıkar telefonu’ gibi dünyanın en ahmakça, en ilkel, en çağ dışı yöntemiyle sorgulama yapanlarla dolu bir iklimde yaşıyoruz.
Türkiye’nin bir an önce bu tiyatroyu bırakıp, gerçekleriyle yüzleşmesi gerekiyor. Fakir ve borçlu bir Millet’in, kurtuluş yoluna girmesinin ilk adımı gerçeğiyle yüzleşmektir. Kendini dev aynasında görüp, başına gelenleri kader ya da dış güçlere bağlamak ancak bir acizlik göstergesidir. Şimdi şu tabloyu koyup önünüze, asgari ücret tartışmalarını yaparken hatırlayın. Elinizden bir şey gelmiyor mu? En azından ‘başarılı ekonomi’ ve ‘refah’ aldatmacasıyla insanlarla dalga geçmeyi bırakın.