Sosyal Medya

Ekonomi

ANALİZ: TÜİK enflasyonu 24 yılın zirvesinde: TÜFE ve TL şimdi nereye?

TÜİK ekim tüketici fiyatları enflasyonunu aylık %3,54 olarak ilan etti ve yıllık TÜFe enflasyonu da böylece yükselmeye devam ederek %83,45’ten…

ANALİZ: TÜİK enflasyonu 24 yılın zirvesinde: TÜFE ve TL şimdi nereye?

TÜİK ekim tüketici fiyatları enflasyonunu aylık %3,54 olarak ilan etti ve yıllık TÜFe enflasyonu da böylece yükselmeye devam ederek %83,45’ten %85,51’e yükseldi. Sene başından bu yana birikimli TÜFE enflasyonu %57,8’le dikkat çekici seviyede yüksek. TÜİK için bile.

Ekim TÜFE detayları içinde ön plana çıkan aylık gıda fiyatları enflasyonunun %5,09’la yıllıkta %99,05’e yükselmiş olması. Giyim ve ayakkabıda aylık fiyat artışlarının mevsimsellik ve artan maliyet baskılarının etkisiyle %8,34 olması da önemli. Konut fiyatlarının Enag’ın belirttiği -%1,9’a karşılık TÜİK verisi içinde aylık %2,6 artmasını da not etmekte fayda var.

Çekirdek enflasyon “eyvah” dedirtiyor

Baz yılı etkisiyle Aralık 2022-Nisan 2023 döneminde manşet enflasyonun %90 sınırından 2022 sonunda %75 civarına, ardından da 2023 ilk çeyrekte %45-50 aralığına gerileyecek olması bir teselli değil.  Keza, enflasyonla savaşın faiz indirerek kazanıldığını savunmasını bu süreçte, tam da seçim öncesi yüksek sesle dillendirecek olan hükümetin çekirdek enflasyon eğilimlerini dikkate alması halinde manşet TÜFE’nin baz etkisinden (düz matematik) öteye gerileme eğiliminde olmadığı gerçeği ile karşılaşması kaçınılmaz. Geçen ay yıllık %74,6 olan Çekirdek-B enflasyonu ekimde yükselişine devam ederek %77,01’e sıçramış durumda. benzer şekilde Çekirdek-C enflasyonu da %68,09’dan %70,45’e çıkmakta.

Çekirdek enflasyon dinamikleri enflasyonla savaşın kazanılmaktan bir yana, enflasyon dalgasının para politikası yokluğunda devam ettiğini gösteriyor.

TL’nin ancak yüklü döviz satışlarıyla baskı altında tutularak enflasyona beslemesi engellediğinden, TL’de oluşacak bir yol kazası şeklindeki “değer kaybı” enflasyonda da beklenen baz etkisinin sıırlarını daraltmaya aday.

Üstelik üretici fiyatları enflasyonu tarafındaki gelişmeler, maliyet baskılarının tüm gücüyle devam ettiğinin altını kalın bir çizgiyle çizmekte.

Aylık ÜFE %7,83’le yıllık üretici fiyatları enflasyonunu %158 zirvesine taşıdı: Muazzam yükseliş Ekim 2021 faiz indirimleriyle başladı

Aşağıdaki grafik ve veriler TÜİK’in göreceli baskılamadığı enflasyonu yansıtması açısından değerli. Yıllık %158’e fırlamış üretici fiyatları enflasyonu bu uzun ve tek yönlü koşusuna Eylül 2021’deki faiz indiriminin ardından hemen Ekim 2021’de başlamış. Daha emerji şoku yokken hem de. Faiz indirimlerinin TL’de yarattığı hasara bağlı olarak üretim maliyetleri hızla yükselirken, enerji şoku da Ukrayna işgali ardından ÜFE’yi %158’lik dayanılmaz seviyeye taşımış.

Baz etkisi TÜFE için ne ölçekte olursa olsun, bu kadar kuvvetli bir maliyet enflasyonu varken, TÜFE’ye yansıması tüm zamanların en düşük seviyesindeyken (başka ifadeyle ÜFE-TÜFE makası anormal şekilde açılmışken) bu baskının tüketici fiyatlarını yükseltmeye devam etmemesi mümkün değil. Doğal akış içinde iç talebin düşen reel gelir eşliğinde gücünü kaybetmesi bu geçikenliği sınırlayabilecek olsa da tümden önüne geçmesi söz konusu değil.

%85-90 aralığından nereye doğru? TL’de nasıl bir yön?

Aralık 2021’deki aylık %13,6’lık verinin 12 aylık birikimli TÜFE enflasyonundan çıkıp bu sene aralıkta kabaca %4,0-4,5 civarı bir aylık enflasyon verisinin girmesi halinde dahi sene sonu TÜFE enflasyonunun %70’in altına inmesi matematik olarak mümkün değil.

İzleyen aylarda 2023 boyunca sabit %3,5 enflasyon varsaysak bile sene sonu enflasyonunun %50’nin az üstünde gerçekleşmesi normal beklenti.

Dolayısıyla mevcut TL seviyesinin “korunması” çabası TL’nin en azından söz konusu bu enflasyon patikasına göre değerine yönelmesi riskini barındırıyor. Ekonominin diğer göstergeleri arasında öne çıkan cari açık seviyesi, fonlama kalitesi ve ihtiyacı, başta bankalar olmak üzere dış borç çevirme oranlarının %100’ün altına inmesi, KKM’den çıkışların başlaması gibi gerçekler, TL’de potansiyel değer kaybının giderek daha yüksek bir risk haline dönüşüyor.

Mayıs 2023 seçimlerinde iktidarın değişip, güvenilir ekonomi politikalarının devreye girmesi halinde hem 2023 sonu TÜFE enflasyon beklentisi olan en az %50’yi ve Dolar/TL’de 24,00’e doğru değer kaybı beklentisini güncellemek de elbette gerekiyor.

GA.

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler