Gündem
EKONOMİNİZ BU KADAR KIRILGAN OLURSA GELEN VURUR GİDEN VURUR
CHP’Lİ ERDOĞDU: “EKONOMİNİZ BU KADAR KIRILGAN OLURSA GELEN VURUR GİDEN VURUR” -“ABD’NİN ‘SOYKIRIM’ DEMESİNİN EKONOMİK MALİYETİNİ ZAMAN İÇİNDE GÖRECEĞİZ” -“BİDEN’E…
CHP’Lİ ERDOĞDU: “EKONOMİNİZ BU KADAR KIRILGAN OLURSA GELEN VURUR GİDEN VURUR”
-“ABD’NİN ‘SOYKIRIM’ DEMESİNİN EKONOMİK MALİYETİNİ ZAMAN İÇİNDE GÖRECEĞİZ”
-“BİDEN’E ALT TONDA CEVAP VERİLMESİ EKONOMİK DEĞİL, BİREYSEL KAYGIDAN”
-“TÜRKİYE UZUN ZAMANDIR DEVLET AKLIYLA YÖNETİLMİYOR”
ANKARA – CHP İstanbul milletvekili ve KİT Komisyonu üyesi Aykut Erdoğdu, ABD Başkanı Joe Biden’ın yaptığı yazılı açıklama ile 1915 olaylarını “soykırım” olarak nitelendirmesini AKP iktidarının dış politikadaki başarısızlığının bir sonucu olduğunu belirterek, “Ekonominizi bu kadar kırılgan hale getirir, ekonomik ve sosyal anlamda güçsüzleşirseniz gelen vurur, giden vurur” dedi.
Erdoğdu, Türkiye’nin çok uzun yıllar sürekli önüne çıkarılan bu açıklamayı engellemede başarılı olduğunu, ancak AKP’nin iktidar olduğu dönem boyunca pek çok ülkenin 1915 olaylarını “soykırım” olarak kabul ettiğine işaret ederek şunları söyledi:
“Bu gelinen durum AKP’nin dış politikasındaki başarısızlığın bir sonucudur. Bu nitelendirmeyi yapanları eleştirdiğimiz kadar, onların böyle konuşmasına ortam hazırlayan sorumlu kişilerin de hatası olduğunu kabul etmek gerek. Türkiye’nin her an her yerde bu konunun önümüze getirileceği belli. O nedenle dış politikayı bu durumu göz önüne alarak kurgulamak gerekir. Ama AKP iktidarı ‘monşerler’ diyerek tanımladığı Dışişleri Bakanlığı’nın iyi yetişmiş kadrolarını bir tarafa iterek, dış politikayı ülkenin menfaatleri doğrultusunda oluşturmak yerine, iç politika aparatı haline dönüştürdü. Dışişlerinin yetişmiş kadroları yerine, diplomasi ile uzaktan yakından alakası olmayan Merve Kavakçı, Şaban Dişli, Egemen Bağış gibi pek çok AKP’li isim büyükelçi yapıldı. Bu gibi kadrolarla Türkiye’nin menfaatlerini koruyamazsınız. ABD’nin aldığı bu kararın ekonomik maliyetini zaman içinde göreceğiz. Bir süre sonra bu karar ileri evrelere gidecektir, bir süre sonra tazminat davaları açılmaya başladığını görebiliriz.”
DALGALANMALARI KONTROL EDEMEZLER
Türkiye’nin bu açıklamaya verdiği tepkinin çok alçak tonda olduğunu kaydeden Erdoğdu, “Oysa bu durum, Türkiye’nin dış politikadan kaynaklanan risklerini daha belirgin hale getirecek. Ama şu anda kurlarda ve faizlerde yaşanabilecek hareketliliği kontrol edebilme imkanları kalmadı. Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarını harcadıkları gibi rezevrleri de yok ettikleri için piyasadaki ani dalgalanmaları kontrol edebilmekten çok uzaklar. O nedenle gereken tepkiyi veremiyorlar. Ekonomiyi bu kadar kırılgan hale getirirseniz işte böyle gelen vurur, giden vurur” diye konuştu.
Ülkenin uzun zamandır ‘devlet aklı’ ile değil, yöneticilerin bireysel kaygıları ile yönetildiğini ifade eden Erdoğdu, “Özellikle son yıllarda uygulanan iç, dış ve ekonomik politikalara baktığınız zaman bunları devlet aklıyla izah etme imkanı yok. KÖİ projelerine bakın, Varlık Fonu’nda dönen işler, Merkez Bankası rezervlerinin eritilmesinde, BOP kapsamında yanımızdaki ülkeleri kan gölüne çeviren politikaların hangisinde kamu menfaati var? Ülke tamamen kamu menfaatleri, bireysel menfaatlere feda edilerek yönetiliyor” diye konuştu.
“Bir ülke, Merkez Bankası’ndaki rezervlerin tamamını harcayıp bir de eksiye düşer mi” diye soran Erdoğdu şöyle devam etti:
“Köşede paranız kalmamış. Üstelik bir de borçlandırmışsınız. Hangi ülkenin Merkez Bankası 2 yıl boyunca piyasaya dövizi düşüreceğiz diye elindekini harcar? 2 yıl içerisinde üst üste 4 MB başkanı görevden alındı. Burada çok ciddi bir şey olduğu, iktidarın yaşadığı sıkıntılardan anlaşılıyor. 128 milyar dolar harcıyorsunuz, memlekette ekonomik istikrar diye bir şey yok, kur yükseliyor, faiz yükseliyor. Aynı anda hem kuru hem faizi yükseltme başarısını kimse gösteremez. Yetmiyor enflasyon da artıyor. Bu nasıl istikrar? Üstelik sadece bugünü değil, geleceğin istikrarını da yok ettiler. Bu kadar yanlış kişisel menfaatler olmadan yapılmaz. Ekonomik gerekçelerle bunların yapıldığını düşünmek akla aykırı.”
MB BAŞKANI İKTİDARI ÖVEMEZ
Açıklamasında, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun televizyondaki bir canlı yayında yaptığı açıklamalara da değinen Erdoğdu, Merkez Bankası’nın en önemli özelliğinin “özerk olması” olduğunun altını çizerek, MB Başkanı Kavcıoğlu’nun TV’de açıkça AKP iktidarının icraatlarını övdüğünü söyledi. Erdoğdu şu görüşleri dile getirdi:
“Merkez Bankası Başkanı hükümetin bir teknokratıdır ve görevi de bellidir. Merkez Bankası, devletin piyasadaki görünmez elidir. Yani devletin piyasayı kontrol altında tutma aracıdır. MB, ekonomik dinamiklerin nasıl gelişeceğini öngörerek piyasayı yönlendirmeye çalışır. Görevi siyaset değil, enflasyon, faiz ve piyasa istikrarı konusundaki reel hedeflerdir. Vatandaş başkandan bu yönde çalışmalar bekliyor. Hükümetin pandemi konusunda çalışmaları veya dış politikadaki icraatları onun görev tanımı içinde değildir. Merkez Bankası’nın, iktidarın aparatı gibi çalışması riskleri çok artıracaktır. ”
Merkez Bankası’nın Hazine ile yaptığı protokol ile “Döviz rezervlerinin anahtarını Hazine’ye devrederek kendisinin kenardan izlediği” ifadesini kullanan Erdoğdu açıklamasını şöyle tamamladı:
“Biz bu dövizlerin kimlere satıldığını soruyoruz. Vatandaş olarak bunu sormaya hakkımız var. 128 milyar dolar konusunda kamusal sonuç, rezervlerin eksiye düşmesidir. Belli ki, bu yapılan işten rahatsızlık duyan banka uzmanları uyarmış ve işlemler yapıldıktan sonra geriye işletilerek bir protokol yapılmış. O dönemde bankanın dövizlerini kamu bankaları üzerinden kullanmışlar. Bunun da hukuki olmadığı bilindiği için bir protokole bağlanmış. Bankanın kendi bilançolarında gerçek gün gibi ortada. Bilançoya bakıldığında net rezervlerin Nisan 2020’de eksiye düştüğü görülüyor. O tarihte swaplar hariç Net Uluslararası Rezerv, eksi 9.2 milyar dolar olmuş. Mayıs ayında ise eksi 23.0 milyar dolara düşmüş. Ne tesadüf ki Merkez Bankası rezervlerinin eksiye düşmesi tarihi ile ‘hiçbir şey olmasa bile kesin bir şeyler oldu’ denilerek iptal edilen İBB seçimleri, daha doğru yerel seçimler aynı tarihe denk düşüyor. Bilançoya göre, Merkez Bankası’nın rezervleri Mart sonu itibariyle eksi 46 milyar dolar. İktidar mensupları rezervler konusunda söylediklerimizi yalanlama yarışına gireceklerine bankanın bilançolarına bakıp gerçeği görsünler.”