Döviz
Güldem Atabay: İki büyük merkez bankasının yolları ayrılırken…
Fed sert ve kararlı adımlarla enflasyonu aşağı çekme yolunda ilerlerken, olası ekonomik daralma dönemleri Avrupa ekonomisine göre daha yumuşak geçecek.…
Fed sert ve kararlı adımlarla enflasyonu aşağı çekme yolunda ilerlerken, olası ekonomik daralma dönemleri Avrupa ekonomisine göre daha yumuşak geçecek.
Dünyanın İki büyük merkez bankası olan Fed ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) küreselleşen finansal sistemin yarattığı 2008 Krizi’nin oluşmasında, ardından pandemiyle gelen ikinci krizle mücadele yöntemleriyle göstere göstere gelen yüksek enflasyonla mücadelede finansal piyasaları ürkütmemek adına geç harekete geçmiş olmakla bugün yaşanan enflasyon sorununda pay sahibi. Şimdilerdeyse Fed ve ECB enflasyonun artık tahammül edilemez seviyelere ulaşması nedeniyle harekete sert geçmekte tereddütsüz.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) ise Fed’e kıyasla daha zorlu bir dönemeçte çünkü elinde çok yüksek enflasyon var, ufuktaysa ekonomik daralma. Bankanın enflasyonla sert mücadelesi doğası gereği ekonomik büyümeyi yavaşlatacak nitelikte ve ekonomideki daralmanın kökleri ise tamamen kontrolü dışında.
Pandemi ardından yükselen enflasyona müdahalede Fed’e kıyasla geç kalmasının nedenlerinden başlıcası elbette Euro Bölgesi’ni oluşturan ülkelerin çoklu ekonomik yapısı, risk seviyeleri farklı bankacılık ve finans sistemleri. Ukrayna’da çıkan savaş, Rusya işgali de bankanın elini yavaşlatan nedenler arasında doğal olarak. Fakat perşembe günü açıklanan 75 baz puanlık faiz artışı ECB’nin kuruluşlundan bu yana attığı en cesur ve en büyük adım. Keza, manşet TÜFE enflasyonu Euro Bölgesi’nde pandemi öncesi %1’in altındayken şimdi %9,1. Gündemdeki doğalgaz krizi ise ECB’nin sorumluluğundaki enflasyonun birkaç ay içinde üç haneye ulaşması riskini beraberinde taşımakta. Banka enflasyonu talep tarafından besleyen dinamiği törpülemekte kararlı, üstelik ufukta doğalgaz krizi ile birlikte beliren ekonomik daralma riskine rağmen.
Atlantik’in öte yanında Fed Başkanı Powell ise ABD merkez bankasının 21 Eylül faiz kararı öncesi yaptığı açıklamalarda dünyanın yapısal olarak yüksek enflasyona kaydığını anlamak gereğinden bahsederken, ABD ekonomisinin mevcut aşamadaki gücüne ve istihdam piyasasındaki duruma bakarak iki hafta sonraki toplantı için yine 75 baz puan daha faiz artıracaklarının da açık sinyalini verdi. Dolar Endeksi yeniden yönünü yukarıya çevirdi. Hem gelişmiş ülke para birimleri hem de gelişmekte olan ülke para birimleri değer kaybetmeye devam etti.
ECB’nin tahmin setine bakınca, yüksek faiz artışını rasyonalize ederken, büyüme beklentisini aşağıya çekmesine rağmen halen iyimser olduğunu düşünmek için çok fazla neden var. 2023’te %0,9 büyüme bekleyen bankanın aksine, 20232’te Euro Bölgesi’nde %1 civarında daralma beklentisi daha genel kabul görmekte. Üstelik üç haneye ulaşması sadece zaman meselesi olan Euro Bölgesi enflasyonunun 2024 ikinci çeyrekten itibaren %2,2 civarına inmesini beklemek de iyimser bir yaklaşım banka adına.
Özetle, Fed sert ve kararlı adımlarla enflasyonu aşağı çekme yolunda ilerlerken, olası ekonomik daralma dönemleri Avrupa ekonomisine göre daha yumuşak geçecek. İşsizlik diplerden yukarı mutlaka dönecek ancak %3,7’den %4,5 civarına ancak ulaşacak görünen.
ECB tarafı ise, enflasyon şoklarına daha ağır maruz kalacak, yapısal enflasyon enerji krizini çözmesi için gerekli yatırımlarla daha yapışkan hale dönüşecek, ekonomisi daha sert daralacak ve Euro Bölgesi işsizlik oranı mevcut %6,6 seviyesinden yeniden %8-8,5 seviyesine yönelecek.
İki büyük merkez bankasının farklılaşan talihleri ve yolları EUR/USD paritesini de baskı altında tutmaya devam edecek. Sene sonunda ve hatta 12 aylık dönemde 0,90-0,95 aralığı çok makul bir seviye Fed ve ECB’nin iyice farklılaşacak tempolarına bakınca. Üstelik, küresel büyümede geniş bir toparlanma, yatırımlarda artış, enerji fiyatlarında keskin bir düşüş veya Fed’in faiz indirimi görmeden EUR / USD’nin daha aşağılara yolu olması da son derece mümkün.
Dış borç ödemelerinin ve ithalat harcamalarının önemli kısmı dolar bazında, ihracat gelirlerinin de ağırlıklı kısmının Avrupa’ya euro bazında yapan Türkiye açısından bu gelişmeler önemli.
Malum, Yeni Ekonomi Modeli Türkiye ekonomisini başarıdan başarıya savurduğu için cari açık GSMH’nin %7’sine dayanmış, merkez bankası rezervleri swaplar hariç eksi 52 milyar dolara kazık çakmış durumda döviz kıtlığı yaşamaktayız. Resmi enflasyonu %80 olan ülkemiz bu gelişmelerden, EUR / USD’nin parite altına kaymasından, faiz artışlarının yarattığı finansman yükünden olumsuz etkilenecek.
+Gerçek