Sosyal Medya

Döviz

Rus gazına tavan fiyatı tartışıyor. Putin: Kurdun kuyruğunu donduracağız!

Rusya Devlet Başkanı Putin, dün ekonomik bir forumda yaptığı konuşmada, Rus enerji ihracatına Avrupa Birliği’nin (AB) fiyat tavanı getirilmesi hâlinde,…

Rus gazına tavan fiyatı tartışıyor. Putin: Kurdun kuyruğunu donduracağız!

Rusya Devlet Başkanı Putin, dün ekonomik bir forumda yaptığı konuşmada, Rus enerji ihracatına Avrupa Birliği’nin (AB) fiyat tavanı getirilmesi hâlinde, Rusya’nın doğalgaz ve petrol arzını tamamen durduracağını açıkladı. AB ve Rusya arasındaki anlaşmazlık, AB ülkelerinin halihazırda ödedikleri astronomik doğalgaz faturalarını daha da artırabilir.

AB, Rusya’nın Batı tarafından getirilen yaptırımlara karşılık enerji arzını silah olarak kullandığını belirtmiş, Rusya ise yaptırımların doğalgaz arzında sıkıntılara yol açtığını ifade etmişti.

AB’nin enerji bakanları yaklaşan enerji krizin çözmek için yarın olağanüstü bir toplantı yapacaklar. Avrupa Komisyonu Başkanı Leyen, Rus doğalgazına fiyat tavanı getirilmesi, buna ek olarak AB’nin yoğun saatlerde elektrik kullanımında zorunlu azaltıma gitmesi ve doğalgaz kullanmadan elektrik üreten şirketlerin gelirlerine tavan getirilmesi konusunda teklif sunacaklarını açıklamıştı.

Putin, tavan fiyat olması durumunda sözleşmelerin ‘yırtılabileceğini’ belirtirken, ünlü Rus peri masalı “The Sister-Fox and the Wolf”tan bazı cüretkar benzetmeler de yaparak “Yapacak tek bir şeyimiz kaldı: Ünlü Rus masalında olduğu gibi kurdun kuyruğunu dondurmaya mahkum edeceğiz” dedi.

Suudi Arabistan’dan sonra dünyanın en büyük ikinci petrol ihracatçısı ve dünyanın en büyük doğalgaz ihracatçısı olan Rusya’dan gelen arzın kesilmesi, küresel enerji piyasalarını alt üst edecek ve dünya ekonomisini daha da yüksek enerji fiyatlarıyla karşı karşıya bırakabileceğinden endişe ediyoruz. Avrupa genellikle gazının yaklaşık %40’ını ve petrolünün %30’unu Rusya’dan ithal ediyor. Putin, Ukrayna’ya 24 Şubat askeri operasyonunun emrini verdiğinden beri, ABD ve müttefiklerinin modern tarihin en ağır yaptırımlarıyla Rusya’ya ekonomik savaşa giriştiklerini ve bunun sonucunda bir enerji kriziyle karşı karşıya kalacaklarını söyledi. Putin ayrıca, Brüksel’in Rus gazının fiyatını sınırlandırma önerisiyle devam etmesi hâlinde, Ukrayna’nın Karadeniz üzerinden tahıl ihracatı için BM aracılığı ile varılan anlaşmayı da kısıtlamayı ön plana çıkardı.

Avrupa’da gösterge niteliğindeki TTF gaz fiyatları, hatırlanacağı üzere, Nord Stream’den gaz akışının durması ardından haftanın ilk iş günü 284 Eur/MWs seviyesine kadar yükselerek Cuma kapanışının %35 üzerine çıkması ardından, yarın düzenlenecek AB enerji bakanları toplantısı öncesinde dün yeniden Cuma kapanış seviyeleri olan 209 Eur/MWs seviyesine geriledi. Almanya’da ise 1 yıl ileriye yönelik elektrik fiyatlarının hafif bir gerileme ile 527 Eur/MWs seviyesinden işlem gördüğünü not edelim.

Hazır enerjiden söz etmişken, patlak veren yeni gelişmeler ve beliren resesyon kaygıları ardından brent cinsi ham petrolün varil fiyatı dün yaklaşık %5  düşüşle 88 dolara kadar gerileyerek Ocak ayı (savaş öncesi) seviyelerine indi. Son günlerde, OPEC+’nın arz kesintilerinin petrol fiyatlarını ‘kurtaramayabileceğini’ söyleyerek petrol cephesinde riski aşağı yönlü gördüğümüzü belirtmiş ve 92 dolar seviyesine azami dikkat edilmesi gerektiğini salık vermiştik. Dün yaşanan gelişmeler ardından Brent petrol 88 dolar seviyesine kadar gerileyerek önemli bir teknik kırılımı da gerçekleştirmek üzere olduğunu görüyoruz. Teknik mânâda haftalık kapanış seviyesinin de 92 doların altında olması durumunda, daha da aşağıda 78 dolar seviyesine kadar büyük bir alan olduğunun altını çizelim. Petrol fiyatlarının gerilemesi, Türkiye ve KKTC gibi net enerji ithalatçısı olan ülkeler açısından, hem enflasyonla savaş (!) hem de enerji faturasının azalacağından cari açık için önemli bir gelişme. Akaryakıt fiyatlarının da bu bağlamda gerilemesini bekliyoruz.

Rusya haberlerine karşın, küresel mali piyasalar, günlerdir devam eden sert satışlar ardından dün bir nebze de olsun günü soluklanarak tamamladı. ABD borsaları geceyi %2 civarında artışla tamamlarken, risk iştahı dendiğine akla gelen Nasdaq ve teknoloji hisseleri dün günün en iyi performans gösteren borsası olarak ön plana çıktı. Nasdaq’ın son iki haftada %13 gerilediği bir ortamda, yaşanan sert satışların ardından biraz da olsa tepki iyimserliğini olağan karşılamak gerekiyor.

Avrupa cephesinde baş gösteren enerji krizi ve buna paralel ekonomik büyüyememe sorununa rağmen bugün günün ikinci yarısında olağan bir şekilde toplanacak olan Avrupa Merkez Bankası’ndan %9,1 seviyesi ile multi yılların zirvesine yükselen enflasyonla mücadelesinde kararlılığını göstermek adına 50 veya 75 baz puan faiz artırımı bekleniyor. Takdir edileceği üzere, ekonomik büyümeye zarar verecek yükselen faiz hadleri ve beraberinde soğuk ve sert kış da düşünülürse, EUR’da hâlen daha risk aşağı yönlü görünüyor. Öte yandan, dün GBPUSD paritesi 1,1403 seviyesine kadar gerileyerek 1985 yılından bu yana en düşük seviyeyi test etti. İngiltere ekonomisinin stagflasyona girmiş olması, Sterlin için de daha da aşağı seviyelerin mümkün olduğunu bize gösteriyor. Aylardır pandemi döneminde test edilen 35 yılın dibine işaret ettiğimiz analizimiz gerçekleşti. Pekâlâ Sterlin aldık mı? Hâlen daha kenarda bekliyoruz.

Bunun nedenini ise dün bültenimizde ele almaya çalıştık. Aslında değer kaybeden Sterlin ve EUR’dan ziyade değer kazanan para birimi dolar. Daha da basit bir yaklaşımla, her şey dolar ile kote edildiğinden, kapanan her pozisyon ardından dolar talep edilmesi de doların elini hızla güçlendiriyor. Mesela, savaştan en uzak ve en az etkilenecek olan ülke ABD. İstihdam piyasası ise hâlen daha güçlü. Avrupa ve İngiltere’den çok daha hızlı faiz silahını çekti ve yakın bir zamanda FED’in politika faizini de %4 seviyesine getirebileceğini düşünüyoruz. Öte yandan, Çin ve Türkiye gibi ülkeler faiz indirimine gidiyor; Japonya ise faiz artıramıyor! Hâl böyle olunca da, paranın fiyatı eğer faiz ise, faizin yükseldiği yere paranın yöneldiğini düşünürsek, satılan bitcoinden tutun altın ve gümüşe kadar sonrasında dolar talep edilmesi, doların rezerv para ve güvenli liman statüsüne bağlı olarak da değer kazanmasına neden oluyor. Bu minvalde, ekonomik sorunlar ile uğraşan Avrupa ve İngiltere para birimlerinin bu ortamda değer kazanmasını beklemiyoruz. Örneğin, dün agresif faiz artırımlarına devan eden Kanada’nın para birimi CAD, bu sene dolar karşısında sadece %4,7 değer kaybetti. Kanada merkez bankası, politika faizini dün %2,50’den %3,25’e yükselterek son 14 yılın zirvesine yükseltti. Öte yandan faiz indirimlerine devam eden Türk Lirası, dolar karşısında sene başına göre %40; EUR son 20 yılın, GBP son 37 yılın, JPY ise son 24 yılın en kötü performanslarını sergiliyor!

Son günlerde Türkiye cephesinde yaşanan bayram havasından söz ederek, Borsa İstanbul bankacılık endeksine atıfta bulunuyorduk. Dün sert alımlar ardından bankacılık hisseleri günü kâr satışlarının gölgesinde kırmızıda tamamladı. Bazı bankalarda kayıplar %5’lere ulaşsa da XBANK endeksi günü %2 kayıpla tamamladı. Tahvil cephesinde ise, TCMB’nin yüksek faizli ticari kredilere karşı getirmiş olduğu menkul kıymet tesis etme yükümlülüğü ile 5 ve 10 yıl vadeli gösterge tahvillerin bileşik getirileri sırası ile %12,19 ve %11,43 seviyelerinde ve TCMB’nin politika faizinin de altında işlem görmeye dün de devam etti. Ekonomik gerçekler ile bu fiyat davranışını tam olarak açıklayamasak da, ekonomi kitaplarında bu olgu finansal baskılama (financial repression) “piyasa mekanizmalarının enflasyon karşısında tepki vermesini önlemek ve borçlanmanın fiyatını ve tasarrufların getirisini düşük tutmaktır” olarak geçiyor.

ABD borsalarının geceyi tepki alımların ile %2 civarında yükseliş ile tamamlaması ardından bu sabah Pasifiğin diğer ucunda biraz kararsız bir seyir görülüyor. Gösterge endeks Tokyo borsası %2 yukarıda işlem görürken, diğer borsalarda hafif de olsa düşüşler görülüyor. İhracat odaklı Japonya ekonomisinin zayıf Yen’den fayda sağlayacağı umutlarının yanı sıra, yerel COVID-19 kısıtlamalarının kaldırılması tüketici ve işletme harcamalarını artırdığı için Japonya ekonomisinin ikinci çeyrekte başlangıçta bildirilenden daha fazla büyümesi de, hisse senetlerine alım getirdi.

Bugün gözler, yukarıda da belirttiğim üzere Avrupa Merkez Bankası (ECB) faiz toplantısında olacak. KKTC saati ile 15:15’te açıklanacak olan kararda 50 baz puan faiz artırımına kesin gözüyle bakılırken, 75 baz puan artırımının da ihtimali dâhilinde olduğunu düşünüyoruz. Faiz kararı kadar, akabinde mikrofon karşısına geçecek Başkan Lagarde’nin basın toplantısı ve vereceği ileriye dönük sinyaller de EUR’nun akıbetini belirleyecektir. Her hafta Perşembe günü olduğu üzere, ABD’de işsizlik maaşı başvuruları, içeride ise TCMB’nin para ve banka istatistikleri takip edilecektir.

 

 

 

iktisatbank.com

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler