Borsa
Ekonomistler anlattı: Borsada neler oluyor?
Diken, Borsa İstanbul’daki gelişmeleri ve ekonomi yönetiminin konuya ilişkin açıklamalarını ekonomistlere sordu. Borsada dolar bazında rekor olmadığını belirten Ali Ağaoğlu,…
Diken, Borsa İstanbul’daki gelişmeleri ve ekonomi yönetiminin konuya ilişkin açıklamalarını ekonomistlere sordu.
Borsada dolar bazında rekor olmadığını belirten Ali Ağaoğlu, sürdürülebilir bir yabancı girişi konusunda şüphelerini aktardı.
Konuştuğu bazı büyük yatırımcıların da durumu açıklayamadığını bildiren ekonomist Güldem Atabay, borsaya girişin ‘normal yabancı’ olmadığını söyledi.
“Bizim anladığımız yolların dışında paralar gelip de borsaya girmiş olabilir” diyen Emrah Lafçı’ysa Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin ‘yatırım tavsiyesi’yle ilgili “Aşağı gittiğinde insanlar para kaybederse ne olacak” diye sordu.
BIST 100 endeksi bir sene önce 1474 puandayken şimdiyse 3308 seviyesinde. Yani son bir senedeki artış yüzde 124.
Bu yaz aylarındaysa hızlandı. Borsa, küresel piyasaların resesyon ve enflasyon ikilemiyle negatif bir seyir izlediği ağustosta rekor üzerine rekor kırarak, yüzde 22,33 değer kazancıyla son 13 yılın en iyi aylık performansını sergiledi.
Son bir ayda yabancı yatırımcının girişi, özellikle de bankacılık endeksinin hükümetin önlemlerinin karlılığı düşüreceği endişelerine rağmen hızlı bir ralliye girmesini sağladı. Pandemi döneminde net karını beş kata kadar artıran bankaların hisseleri yükselişe öncülük etti.
Bu tabloyla ‘coşan’ Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, borsaya yatırımı tavsiye ederek, “Doğrudan yatırımlar ve çeşitli enstrümanlarla Türkiye’ye bir giriş olduğunu gözlüyoruz, bunun yansıması nerede? BIST’te. BIST’e giren miktar 300 milyon doların üzerinde. Dünya güvenli bir liman arıyor ve Türkiye dünyada bu güvenli limanların başında geliyor” demişti.
Nebati, Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlere 1-18 Ağustos arasında 13,6 milyar lira (750 milyon dolar) yabancı yatırım girdiğini belirtti.
Ama BIST 100 endeksi, dolar bazında 2013’teki rekorun gerisinde. Endeks, Mayıs 2013’te dolar/TL kuru 1,81 seviyesindeyken dolar bazında 5,10 sentlik seviyeyle rekor kırmıştı.
Uzmanlar bu durumun sağlıksız olduğunu belirtiyor.
Ekonomist Ağaoğlu: Dolar bazında bir rekor yok
Diken’e konuşan ekonomist Ali Ağaoğlu, borsada aslında ‘rekor’ denecek bir durumun olmadığını söyledi: “Rekor dediğimiz şeyler aslında nominal rekorlar. Yani gerçek değerini yansıtmıyor. Örneğin bir ons altın 1700 dolar. Dolar, 5 TL seviyesindeyken bir ons altın 8 bin 500 lira ediyordu. Şimdi TL değer kaybetti ve ons altın 30 bin lirayı geçti. Yani bu durumda ons altın rekor kırmamıştır, TL değer kaybetmiştir. Borsa için de dolar bazında aynı şey geçerli. O yüzden bunlara rekor olarak bakamıyorum. Borsanın dolar bazında değeri 1,83 dolar. Biz 5,1’leri yaşamıştık. Bu durum servetinizin neredeyse üçte ikisini kaybetmişsiniz anlamına geliyor.”
Borsanın enflasyona karşı küçük tasarruf sahiplerinin sığınabileceği yegane yerlerden olduğunu belirten Ağaoğlu, büyük yatırımcıların da bu durumu kullandığını ama yine de bunun büyük bir performans olmadığını söyledi.
Ağaoğlu şunları söyledi: “Gittikçe kendi içine kapanan piyasalarda olduğu gibi yerli yatırımcılar aralarında alıp satarak trafiği yukarı çekiyorlar. Benim gördüğüm bu. Açığa satışta da engeller var. Fiyat dengeleme mekanizmaları ortadan kalktığı için tek taraflı hareketler çok hızlı değişimler yaratabiliyor.”
Enflasyon böyle devam ettiği sürece borsanın yükseliş trendini koruyacağını belirten Ağaoğlu, şöyle uyardı: “Dolar uzun süredir yatay gidiyor. Bu yükselişler dolar bazında da kazançları arttırdı. Dolar bazında servetini saklayan birisi varsa yüzde 40-50 para kazanmış oluyor. Onlar da karlarını cebine koymak isteyebilirler. O yüzden sürekli yukarı çıkacak demek normal olmaz. Ama enflasyon arttıkça yükseliş trendi sürebilir.”
‘Yabancıların kalıcı geldiğinden emin değilim’
Cari açığın ağustosta 11 milyar doları aştığını vurgulayan Ağaoğlu, borsaya ‘yabancılar’dan gelen 800 milyon doların girmesiyle kurtarılacak bir tablonun olmadığına işaret etti.
Yabancıların gerçekten yatırım yapmaları için önce tahvil piyasasına gelmeleri gerektiğini belirten Ağaoğlu, “Bir ülkenin para piyasasının gerçekten sağlıklı işleyip işlemediğini gösteren şey tahvil piyasasıdır. Ama bizim tahvil piyasalarımız kamu eliyle tuhaf bir şekilde çalışıyor. Enflasyonun yüzde 81 olduğu bir yerde bono faizi nasıl 15 olur? Bu makul ve mantıklı bir şey değil. O yüzden yabancıların kalıcı bir şekilde geldiğinden emin değilim” dedi.
‘Sürdürülebilir bir yabancı girişi konusunda şüphelerim var’
Ağaoğlu, “Yabancı kurumlar üzerinden Türkiye’ye fon girişi olabilir ama bu da net değil. Sürdürülebilir yabancı girişi olduğu konusunda şüphelerim var. Yurt içindeki yatırımcılar bu yükselişleri kolayca yönlendirebiliyorlar” dedi.
‘Bu bir vitrin süslemesi’
Kamunun borsanın yükselişini hoş karşıladığını ma gerçekte bir başarı göremediğini belirten Ağaoğlu, “Aslında bu bir vitrin süslemesi. Borsa bugünkü koşullarda 5,1 dolara çıksa da sağlıklı olmaz. Çünkü gelir dağılımı bozuk, hiçbirimiz zengin hissetmeyiz” dedi.
Kamu bankaları başta olmak üzere bankacılık sektörüyle borsanın yükselmesinin kendisinde soru işareti yarattığını belirten Ağaoğlu, enflasyon muhasebesi geldiğinde gerçek karların ortaya çıkacağını söyledi: “Bankaların dolar bazında ve enflasyondan arındırılmış karlarına baktığımızda önemli rakamlar görülmüyor.”
İktisatçı Güldem Atabay: Şaibeli hareketler var
İktisatçı Güldem Atabay, Nebati’nin borsayla ilgili ‘yatırım’ açıklamasının ardından gelişen hamleleri şüpheli bulduğunu söyledi.
Hükümetin eksi 60 milyar dolara kadar düşen Merkez Bankası rezervleri nedeniyle önümüzdeki kış için döviz arayışında olduğunu belirten Atabay, seçim ortamını da hatırlatıp şunları söyledi: “Böylesi bir ortamda faiz indirimi öncesi bankalarda anormal bir hareketlilik başlıyor. Yatırımcıların Türkiye’ye gelip yönetim riskini alıp bankalara yönelmesini rasyonel olarak açıklamak kolay değil. Böylesine bir durumun arkasından faiz indirimi geliyor ve devam edeceğini de duyuyoruz. Bütün bunlar şaibe yaratıyor. Kar ettiği söylenen bankalarla faiz sınırı ve enflasyon muhasebesi de düşünüldüğünde bu hareketin açıklaması yok. Şu şekilde bir ‘yabancı girişi var’ diyemiyorum. Ama bunun ‘normal yabancı’ olmadığını düşünüyorum. Çünkü örneğin Rusya’yla döviz ihtiyacı kapalı kapılar ardındaki anlaşmalarla temin edilmeye çalışıldı. Bir yandan döviz satışları da devam ediyor. Diğer taraftan ABD Merkez Bankası’nın hamleleri sonrası gelişmekte olan piyasalardan sermaye çıkışları varken Türkiye nasıl olur da seçimlere çeyrek kala sermaye çekiyor? Bu şeffaf değil.”
‘Büyük yatırımcılar da durumu açıklayamıyor’
Görüştüğü bazı büyük yatırımcıların da borsadaki gelişmelere açıklama getiremediğini belirten Atabay, küçük tasarruf sahiplerinin bu trene atlamaması gerektiğini söyledi: “Eğer siz bir bakan olarak borsayı öneriyorsanız aşırı negatif reel faiz politikasının sonucu olarak küçük yatırımcıyı riske atıyorsanız endeksi sürüklemek için en kolay yöntem banka hisselerini yukarı çekmek. Bunun adına manipülasyon denir ama demeye dilim varmıyor. Çünkü bunu ilk elden söyleyen Hazine ve Maliye bakanı. Şüpheli bir durum var, ben küçük yatırımcı olsam dikkatli olurdum, bu trene atlamazdım. Önerim bu. Hisse senediyle işlem yapan büyük yatırımcılarla görüştüğümde onların da açıklayamadığı bir durum var. Zamanla ortaya çıkacak ama şu anda faili meçhul bir para bu. O yüzden hükümetin şimdiye kadar attığı adımları da düşününce şüpheli bir hareket gibi duruyor. Kimsenin de bir açıklama getirememesi beni rahatsız ediyor.”
‘Şüpheli hareketler devam edebilir’
Pazar açıklanan orta vadeli planın tutarlı olmadığı ve gerçeklikten kopuk olduğunu söyleyen Atabay, bu ‘senaryonun’ içinde kalmak için şüpheli hareketlerin devam edebileceğini belirtti: “Senaryonun içinde kalmak için öngöremediğimiz mantıklı-mantıksız bir sürü adım atılacak. Serbest piyasa ekonomisiyle örtüşmeyen bir kuralsız ekonomiye doğru gidiş hızlanacak. Yasaklar keskinleşecek. Bu sadece ekonomi tarafında değil en son çıkarmaya çalıştıkları ‘dezenformasyon’ yasası gibi şeyler de buna eşlik edecek. Kuralsız bir ekonomide hukuksuz bir düzen içerisinde biraz daha boğulacağız.”
‘Nebati’nin açıklamaları şüpheleri artırıyor’
1995’ten beri ekonomist olduğunu ve Türkiye’yle dünyayı takip ettiğini belirten Atabay, hiçbir yerde ekonomi bakanının “Borsaya girin” gibi bir tavsiye verdiğini duymadığını belirtti: “Bizde çok büyük fonlar yok. Böyle bir riski önerebilen bir maliye bakanı beni hem hayrete hem de dehşete düşürdü. Dolayısıyla ben bunu normal karşılamıyorum. Buna bağlı olarak da ‘yabancı’ para girişinin kaynağı hakkında şüphelerim artmış oluyor.”
Neden bugün?
“Türkiye borsası cazip bir yerdi de yabancılar bugüne kadar aylardır yıllardır gelmediler de neden bugün geliyorlar” sorusunun cevabının olmadığını belirten ekonomist Emrah Lafçı, bu durumun mantıklı olmadığını belirtti.
Lafçı şunları söyledi: “Daha önce söylenen senaryo şuydu: Seçim sonrasında iktidar değişecek. Yabancıya cazip gelecek Türkiye, hukuk devleti ilkelerinin de öne çıkmasıyla yatırım alacak fikri ve seçim öncesinde de borsaya birileri gelecek… Ama seçime daha çok var. İkincisi de seçime gidişimiz de dikensiz gül bahçesi olmayacak gibi görünüyor. O bu yüzden bu senaryo ne kadar doğru not etmek lazım.”
‘Neden kamu bankalarına?’
Lafçı şöyle devam etti: “Belli sektörlerde yoğunlaşma var. Burada da en dikkat çeken kamu bankaları. Halkbank ve Vakıfbank tarihlerinde görmedikleri kadar üst üste tavan işlem görüyorlar. Bugün de tavan Halkbank. Bunların neden kamu bankalarına geldiklerini de sorgulamak lazım. ‘Türkiye’de bankalar ucuz’ denir ama yabancılar ‘Bankaların içinde kredilere ilişkin problemin ne olduğunu bilmiyoruz’ fikrindeydi. Onun için pek buralara teveccüh göstermezlerdi. Bence hala göstermiyorlar.”
‘Bizim anladığımız yolların dışında paralar…’
Borsadaki hızlı hareketin ‘daha önce karşılaşmadığımız’ türden olduğu belirten Lafçı, 128 milyar dolar meselesine benzer bir şekilde ‘farklı’ yollarla gelen paranın borsaya girmiş olabileceğini söyledi: “Yani bizim anladığımız yolların dışında paralar gelip de borsaya girmiş olabilir. Bunun ne olduğunu bilmiyorum ben. Daha önce doları tutmak için 128 milyar dolar harcandığını öğrenmiştik. Şimdi de benzer bir şekilde bizim bilmediğimiz yollarla borsaya para giriyor olabilir. İlk akla gelen de Rusya’dan gelen paralar. Bunun bir kısmı olabilir. Ama tam bilemiyoruz. Sağlıksız gibi görünüyor olmasının sebebi alışık olmamamız. Borsanın bu kadar hızlı ve dik yukarı gitmesi bizim daha önce karşılaşmadığımız türden bir hareket. Bu hükümetin böyle bir zamanda bunu gerçekleştirmesi de önemli.”
‘Borsaya girin diyorsa bildiği bir şey vardır’
Tek elden ve ‘kumanda’ ekonomisi dönüşmüş bir şekilde yönetilen bir ortamda Bakan Nebati’nin “Borsaya yatırım yapın” ifadesinin sorgulanması gerektiğini belirten Lafçı, “Gönül rahatlığıyla ‘Borsaya girin’ diyorsa onun bildiği bir şey vardır serbest piyasa mekanizması dışında. Borsa yukarı da gidebilir aşağı da. Aşağı gittiğinde insanlar para kaybederse ne olacak? Bakana, ‘Kardeşim seni dinledik paramız gitti’ diyebilirler haklı olarak.”
“Belli ki bir yerden para bulundu. Bunun da gideceği yer borsa” diyen Lafçı, seçime kadar, bu piyasayı tahkim etmek için bu tarz şeylerin devam edeceğini öngördü.
Diken