Gerilim filminin ortasındaki Türkiye, birbirine yaklaşan duvarın arasında sıkışan karakter gibi. Sıkıştıran duvar da elindeki faiz sopasıyla FED. İşbu duruma bakarak son açıklanan ABD enflasyon verilerilerini değerlendirmekte fayda var. Amerikan Merkez Bankası’nın faiz politikası ne kadar işe yaramış?
Dünya’nın en büyük ekonomisinde enflasyon temmuz ayında yüzde 8,5 ile beklentilerin altında kaldı. Eylül’deki faiz artırımı beklentileri de 50 baz puana doğru geriledi.
Enflasyondaki köpüğün alınması çok önemliydi. Ancak kemikleşmiş %8,5’u eritmek o kadar kolay değil. Ne de olsa ödem hızlı atılır, yağ atmak daha uzun süreli mesai ister. FED bu denli özverili olacak mı zaman gösterecek.
Şimdi başkan Powell’ın verilere göre hareket edeceği söylemi mesajıyla paralel olarak tarım dışı istihdam verisine bakalım. Dönemsel olarak işsizliğin inişleri çıkışları vardır. Ancak son periyotta kalıcı işsizlik dalgası büyüyor. Son açıklanan verilerde bu savı doğrular nitelikte.
Salgının sürpriz yumurtalarından biri tedarik zinciri problemi bitmeden yeni problemler geldi. ABD gıda enflasyonu 43 yılın zirvesinde. Küresel olarak yüksek gıda fiyatı dalgasının yaratacağı enkazın altında kalma riskimiz sürüyor. Enerji fiyatlarının düşmesine rağmen, kış ayları enerji krizini de beraberinde getirebilir. Koca koca bilmeceler asılı Dünya’nın dört bir yanında. AB ve ABD kalıcı hayat pahalılığı sorununu nasıl çözecek? Çin-Tayvan-ABD üçgeni ve tabii ki Rusya-Ukrayna savaşı… Bizde neler oluyor. İnceleyelim:
CDS düşüyor
Öncelikle 700’lerde gezen CDS maalesef yeterince düşük değil. Dünya’daki en yüksek oranlarından biri. Bronz madalyayı zorluyoruz. Hala 5 yıl vadeli Eurobond için neredeyse yıllık yüzde 10 faiz ödeyeceğiz. FED’in agresif yaklaşımının azalması CDS düşüşünde bir diğer önemli bir etken. Ancak bu durum bize özel değil. Akran ülkeler G.Afrika ve Brezilya’da da CDS aynı sebepten dolayı düşüyor.
Bir başka konu da MB rezervleri. Geçen hafta Rusya’dan 7.3 milyar dolar para geldi. Bakan Nebati her hafta geleceğini söyledi. Middle East Eye’a göre Türkiye’nin Suudi Arabistan’dan 20 milyar dolarlık talebi var. Daha sonra bu ülkelerin bizden talebi ne olacak insan merak ediyor.
IMF Gerçeği
Haber Türk’e konuşan Bilge Yılmaz Türkiye’nin IMF’den kredi aldığını öne sürdü. Daha sonra bakan Nebati bunu doğru olmadığıyla ilgili açıklama yayınladı. Cevap hakkını kullanan Yılmaz bahsettiği şeyin SDR (Special Drawing Rights) faizi olduğunu ve kullanılırsa faizini ödemesi gerektiğini söyledi. Nebati ise SDR’ın bir kredi olmadığını açıklayan IMF sayfası linkini paylaştı. Peki nedir SDR?
SDR, IMF tarafından 1969 yılında üye ülkelerin rezerv ihtiyaçlarına destek olmak ve uluslararası likiditeyi artırmak amacıyla yaratılmış faizli bir uluslararası rezerv paradır. Bir faiz söz konusu olduğu için pratikte kredi olarak görebiliriz. Bahsi geçen SDR borç yükünü etkiliyor.
Ticaret bakanı sela okudu(!)
Bakan Muş “müjdeyi” duyurdu: “İlk tescilden sonra şirketler, galeriler, rent-a-carlar 6 ay ve 6 bin kilometreyi geçmeden aldıkları sıfır araçları satamayacak.” Serbest(?) piyasamız açık ceza evlerinde dolaşan mahkumlarınki gibi bir serbestlik sunuyor resmen. Aslında bu açıklama bir nevi itiraftı. “Enflasyonun patlamasına engel olmadık, şimdi talebi bu şekilde kısıyoruz” tadında bir önlem. Enflasyonla direk mücadele etmeden enflasyonla mücadele etmek çok özel bir çaba istiyor doğrusu.
Borsada ne oluyor
Borsa İstanbul’da yabancı yatırımcılar, temmuzda 9 milyar 683 milyon 906 bin 506 dolar tutarında alım yaparken, 9 milyar 931 milyon 505 dolar 621 tutarında satım gerçekleştirdi. Yabancıların toplam işlem hacmi 19 milyar 615 milyon 412 bin 127 dolar olarak belirlendi. Bu son bir yılın en düşük işlem hacmi oldu.
Keynes ile Churchill
Keynes, başbakan Churchill’i savaş arifesinde altın para standardını ve döviz kurunu sürdürmemesi konusunda uyarıyor ve yaşanacak sorunları açıklıyor. Ancak bu önermeler uygun görülmüyor. Devamında Keynes, Churchill’in tek başına aldığı kararların sonuçlarını anlatan bir kitap çıkartıyor. “The Economic Consequences of Mr. Churchill” (Bay Churcill’in İktisadi Sonuçları)
Bu anekdot ışığında sizlere iki soru sorarak yazımı sonlandırıyorum. İleride günümüzü anlatacak böyle baba iktisatçı çıkar mı? Peki Külliye’de doğruyu söyleyecek, Keynes gibi cesur birisi çıkar mı?
Yağız Kutay Işık
ABD ekonomisi: ÜFE’de olumlu sürpriz, işsizlik başvuruları beklentinin altında
Şirketlerin döviz mevduatındaki yüklü artış Rusya parası mı?
Tunç Şatıroğlu’ndan dolar uyarısı: “Dananın Kuyruğu Kopuyor”