Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Taksi için, taksiciye rüşvet’
31 Mayıs 2022Yıllardır ciddi tartışma konularından biri olan, başta İstanbul’da yaşananlar olmak üzere taksi plakası meselesi halen çözümsüzlüğünü koruyor. Yasaya uygun olarak hem esnaflık yapan, hem de plaka sahibi olan, mesela İstanbul’da yüzde 10’u geçmezken, geriye kalan yüzde 90 yeni plaka tahsisinin önüne geçerek trilyonlarca liralık plakalar aracılığıyla varlık yönetimi yapıyorlar.
UKOME’de yürütülen bir projeye ise direnç ısrarla sürüyor. Plaka fiyatları düşmesin diye, bu konuda rantiyecilik yapanlar, şoförü veya gerçek plaka sahibi esnafı bahane ederek, ellerindeki değeri korumaya çalışıyorlar.
Gözümüzün önünde yaşanan bu skandal ise tarihe not düşülüyor ve muhtemelen belki de bir süre sonra yolsuzluk dosyası olarak dahi karşımıza gelebilme potansiyeline sahip bir konu olarak dikkat çekiyor.
Elbette bu konudaki iddiaları çürütmek de çok kolay. Listelere bakılsın, şayet plaka sahiplerinin tamamı esnaf ise onu kenara alıp, ihtiyacı karşılayıp karşılamadığı ayrıca tartışılsın.
Ne var ki son dönemde, özellikle zamlardan sonra açmazın büyüdüğünü görüyoruz. En kısa mesafenin İstanbul’da 28 TL olması, belki iyi gibi gözüküyor; ama iş hacmini önemli ölçüde düşürmüş durumda. Öte yandan ihtiyacı olan da ne çelişkidir ki taksi bulmakta güçlük çekiyor. Hele ki hava yağmurluysa…
Tüm bu süreç yaşanmamış ya da yaşanmıyor gibi karşımıza şimdi dijital taksi uygulamasından yeni bir açılım çıktı. Taksi çağıracaksınız ve ‘taksimetreyi aç gel’ butonunu seçerek, öne geçmenin yolunu açacaksınız.
Öncelikle öne geçmek bir ihtiyaç ise, bu bile başlı başına şehirde taksi ihtiyacının karşılanamadığının çok net bir kanıtı. Bu konuda para ödeyerek hizmet satın alacak insanları da ihale sistemine sokup, adeta rüşvet vererek sıranın önüne geçmeye yöneltmek, hatta bunu da bir hizmet gibi duyurmak sadece utanılacak bir gelişmedir.
Lakin bu memlekette yüksek bedellerle ödediğimiz elektrik faturalarının gelip kapımızdan okunması için de sayaç okuma bedeli ödemiyor muyuz? Sizce böyle bir akıl almaz işlemin olduğu ülkede, bulunamayan takside sıra önüne geçmek için taksimetreyi açıp gelme seçeneğini dikkate alıp, adeta rüşvet vermek garipsenebilir mi?
İnanın bana tüm bu yaşananlar artık akıldışılığın imzası ve yazılan tarihi haline dönüşmeye başladı. Hem satın alma gücü düştüğü halde insanlar bazı mal ve hizmetlerden yararlanmak istiyorlar; hem de bunu satın alabilmeleri için ya rüşvet vermek zorundalar ya da sayaç okumaya gelenin maaşını vermek durumundalar.
O zaman bakkala gittiğinizde sakız almak için, manava gittiğinizde marul istemek adına, kasaba zaten uğrayamıyorsunuzdur da, tavuk almayı başarabilirseniz, tavukların yem ücretlerini de karşılamak olağan dışı olabilir mi?
Peki son soru: Manzaranın bu olduğu ülkede, emaneten verdiğimiz paraların, yani Hazine’nin harcamalar bazında hesapsız kitapsız kullanılması anormal karşılanabilir mi?
Bence en ufak birimden en tepeye kadar sorunları ekonomik olarak yaşıyoruz ama nedenleri hep yaklaşım ve zihniyette. Yazık ve ayıp oluyor bu memleketin cefakar insanlarına…