Sosyal Medya

Döviz

Güldem Atabay: TL/dolar bugün 15,00 barajını aştı ve daha yolu var…

Uzun süredir 14,80 civarına kurulan TL/dolar barajı bugün su kaçırmaya başladı.  Bunun devamı gelir mi yoksa yeniden ilahi güçler tarafından…

Güldem Atabay: TL/dolar bugün 15,00 barajını aştı ve daha yolu var…

Uzun süredir 14,80 civarına kurulan TL/dolar barajı bugün su kaçırmaya başladı.  Bunun devamı gelir mi yoksa yeniden ilahi güçler tarafından kontrol altına mı alınır; temel soru bu.

Baştan cevabı söylemek kolay: Bu gidişin devamı gelir. 

Nedenlerine gelince:

– Faiz indirimi ile başlayan süreçte TL’de Aralık 2021’de yoğunlaşan değer kaybı, Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) devreye sokulması ve talep gelmedikçe her gün yeni icat desteklerle KKM’ye katılımın artırılması çabasını getirdi. Şirketlere getirilen vergi avantajı sonrasında ancak döviz hesaplarında izlenen çözülme vergi avantajının bitmesi ve dış borç ödemeleri, ithalat faturaları baskıları arttıkça dövizde çözülmeyi durdurdu.  Nisan ortası ve mayıs itibarıyla dolar talebi yeniden başladı.

– Fed faiz artışı, parasal sıkılaştırma planının şüpheye yer bırakmayacak şekilde netleşmesi ve iyimserlik yaratan belirsizliklerin azalması Dolar Endeksi’ni 105,0 sınırına taşıdı.  Avrupa Merkez Bankası beklendiği gibi temmuz ayında sıkılaştırma adımı ve akabinde faiz artışı ile devreye girmez ise, devreye girişinden önce Dolar Endeksi’nin halen yukarı alanı mevcut.

– Eylül-Aralık’ta döviz almayan TL mevduat sahibi KKM hesabından karlı çıktı.  Çünkü TL/dolar 12 civarından 14,5 seviyesine değişti.  Nisan-Haziran döneminde TL 14,8 civarına çakılı kalırsa %14+%3 getiri ile %70 olan ve haziranda %80 olacak enflasyona karşı büyük kaybı olacak. Kur hareketine karşı korunamadığını anlayan yatırımcı yeniden dövize koşacak.

– Vatandaş TL yerinde kalsa da (ya da zorla tutulsa da) enflasyonun düşmediğini deneyimledi. “Demek ki yüksek enflasyon sorunu sadece TL değil, AKP ekonomi yönetiminin başka türlü hatalarında da” gerçeği anlaşılmaya başlandı.

– Enflasyon korumalı olarak düşünülen tahvil ihracı son çare olarak algılanmakta. Erdal Sağlam‘a göre bireysel yatırımcı talebi olması için enflasyon korumalı yahvilde vadenin 1 yıldan az 3-6 ay arası olması gerekli. Bu facia demek. Bankalarda kalan TL mevduatın buraya koşması sektör içi dengeleri bozarken, yükselmesi para politikası tercihi olarak engellenmeyen enflasyonu daha da yukarılara taşıyacak. Sabit TL tahvil ikinci el piyasasında da deprem yaratacak.

– Yabancı yatırımcı planlandığı basına yansıyan %4 döviz getirisi garantili TL bazlı iki yıllık tahville ilgilenmiyor.  “Eurobond alacakken neden daha düşük faizi -yüksek bile olsa- TL-AKP riski ile alayım” düşüncesi hakim. Belirsiz politkalar, yanlış adımlar ile yükselmesi devam edecek enflasyon eşliğinde…

– Ukrayna İşgali’nde savaş temposunda Putin yeni bir tansiyon yüksekliğine neden olmadı- şimdilik. Ancak yaptırımlar devrede. Savaş/işgal uzun soluklu ve yaptırımlar da öyle. Petrol varil fiyatının 110 dolar altı zor, üzeri mümkün. AB’nin Rus enerji ambargosu sindire sindire petrolde fiyatın yönünü daha yukarılara taşıyacak güçte.

– Küreseleşmenin ortadan ikiye yarılmasının getireceği yüksel enflasyonu uzun süre hedeflrin üzerinde tutacak. Merkez bankaları faiz artışları yanında hızla bilanço daraltarak şimdiki çok yüksek enflasyona darbe vurduktan sonra gelecek 20 yılda faizi en basit en etkili araç olarak kullanacak zemin hazırlamak zorundalar.  Artık miktarsal genişlemeler dönemi kapandı.

– Petrol fiyatının seyri, temel gıda fiyatlarının küresel eğilimi Türkiye’nin ithalat faturasını yıl boyunca ve ötesinde artırmaya devam edecek. 40 milyar dolar cari açık elde veri niteliğinde ilk çeyrek dış ticaret sonuçlarına bakarak. İhracat artış hızı yavaşlıyor, ithalat artış hızı artıyor.

– Halen 12 aylık dış borç ödemesi 177 milyar dolar. Bunun dündğrğlmesi zor kısmına indirgersek, cari açıkla beraber 12 ayda 100 milyar dolar sıcak para gerekli.

– Ekonomi yönetiminde yapılan tüm hataların en basit ölçüldüğü yer olan Türkiye’nin risk primi CDS 670-680 puanda. Faiz indirimi öncesinin iki katı.

– Fed’in parasal sıkılaştırma atağına ABD piyasaları uyum ağlıyor.  Faiz artışı geleceğini aylarca fiyatlandırmayarak hisse senedi tarafında bayramı devam ettiren yatırmcılar hisse senedi ve tahvil piyasasında ağır satışlar gerçekleştirdi.  İki piyasanın da daha inecek alanı var. Bugün itibarıyla 10 yıllık ABD tahvil faizi %3,2.

– CDS ve ABD tahvil faizi birleşimi Türkiye devletinin yurtdışı borçlanma maliyetinin %10’u aşması demek. Özel sektör için bu alt borçlanma faizi sınırı anlamına geliyor. Dış borç ödemeleri için -hazır baskı altında tutulan- ucuz doları almak önemli.

– Türkiye’de ÜFE %122 ve TÜFE %70. Aradaki fark TÜFE’yi yukarı itmeye devam edecek.  Bir de TL değer kaybı gelirse 15 sınırı ötesi TÜFE enflasyonu 3 haneyi geçecek.  Para sahibi bunu anladı, nasıl korunacağının peşinde. Parası olmayan bu yükün altında her gün daha fazla ezilmekte, erimekte.

– Ekonominin kurallarını ve işleyişini bilmeyen AKP ekonomi kurmayları girdikleri bu yolda geriye dönüş sinyali vermiyor. Verse dahi artık güven sorunu dağları aşmış durumda, olası rasyonel hamleler şüpheyle karşılacaka. Enflasyonun %100 üzerine yöneldiği bir yerde faiz artışı için artık zaten çok geç.

– Merkez Bankası akıl tutulmasıyla halen gizli satışlarla TL/doları tutmaya çalışıyor. O meşhur 128 milyar doların üzerine neredeyse 30 milyar dolar daha satıldığını düşünmek mümkün kaba bir hesapla. Bankanın ödünç aldığı borç anlamına gelen swap hariç net döviz rezervleri -47 milyar dolarda. Banka tüm bu güçlere karşı koyuşunu elinde olmayan rezervlerle yapmaya direniyor. Yerçekimine direnircesine…

O zaman TL ne zaman yola çıkacak, nerede duracak?

Sen başından bu yana ilk dört aylık enflasyon %31’ken TL’nin baskılanması sonucu Reel Kur Endeksi değer kazanmışken, “kafesteki kuşu TL’den dövize kaçırmamak için TL’ye kontrollü değer kaybettiriliyor olabileceği” düşüncesi son derece tehlikeli bir adım olarak değelendirilebilir ancak. Yukarıda listelenen ekonomik gerçekler, bir vade ile zamanda soluğu kesilecek yapay baskıların sonunun yaklaştığının köşe taşları.

Eğer bir kontrollü değer kaybı planı devreye sokulmuşsa, bunun 15’ten 16 ya vardırılacak TL/dolar seviyesinde kalmayacağını söylemek gerekli. 

Suyun kaynadığını içindeki kurbağa bile hissediyorsa artık, TL’de yaratılan sahte baharın sonunun yaklaştığını da öngörmek mümkün. Sene bitmeden ne zaman bu zincir kopar, nereye kadar kopar… Onu da piyasalar gösterecek. 

GA.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler