Sosyal Medya

FÖŞ yazdı:  Dünya yangın yerine döndü, bizim ekonomide gözler parıl parıl

30 Nisan 2022

Her sabah kafamda düzinelerce makale için çılgın fikirler, yataktan  “Eureka”  diye fırlayarak kalkıyorum. Bilgisayarın başına geçip, makaleyi toparlayacak veri ve referanslara bakarken, birden gündem değişiyor. Gündemi takip etmekten körpe dimağım  yorgun düştü, ama son bir ayda tek bir satır yazamadım. Ben Büyük Resim fetişistiyim. Büyük resmi görmeden pikseller hakkında yazmak adeta kabir işkencesi.

Sonunda kendime iki tokat atıp, bildiklerimi ve öngörebildiklerimi kağıda döktüm, yani PC’nin ana belleğinde bitlere naklettim. 011111011100001010101111101

 

Acaba diyorum, Milenyallarin çocukları  okuma-yazma öğrenmeye gerek duyacaklar mı,  yoksa emojilerle yazışıp, düşüncelerini birbirlerine upload mı edecekler?  Ama o günleri görmeden, acı gerçeği koklayıp dilimizin ucuyla tadalım.

 

  • Ukrayna Savaşı bitmez, yaptırımlar kalkmaz.
  • Ukrayna Savaşının yeterince konuşulmayan yönü küresel ısınmayla mücadeleyi en az 5 yıl ötelemesi. Savaştan önce de devletlerin beyan ettiği önlemler felaket eşiğinden dönmemize yetmeyecekti. Şimdi iklim değişikliğinin medeniyet ve ekonomiye kesin zarar vermeye başladığı dönemin en azından ilk 10 yılını çok zor atlatacağız.
  • Enerji başta bir dizi kritik emtiada süper-döngü başladı, yani yıllar sürecek yüksek fiyat dönemi.
  • Tedarik zincirleri asla tamir olmaz, yapıları değişiyor. Rusya ve Çin’in enerji ve ihracatı ekonomik şantaj aracı olarak kullandığı algısı iyice yaygınlaştı. On-shoring, kısa zincirler ve en ucuz tedarik sağlayandan “müttefik ülke”lerde üretim yapanlara kayma olacak.
  • Çin Omicron’a çok hazırlıksız yakalandı. Pasif aşılar ve dev bir coğrafyaya yayılmış 1.5 milyar nüfus pandemi yönetiminde kabuslar yaratıyor. Çin ekonomisi bu sene en fazla %4-4.5 arası büyür.
  • ABD’de artık kalıcı halen gelen enflasyon ve ekonominin göreceli güçlü performansını görelim! Fed bu koşullarda parasal sıkılaştırma planından kolay caymaz. Tek istisna, ABD’de resesyon değil, kurumsal tahviller ve özellikle junk’ta borç krizi semptomları olur.

 

İşte global jeo-politik ve dünya ekonomisinin ritim ve melodisini belirleyen parametreler bunlar. Peki, sonuçları neler olur?

  • Demir Perde indi, Medeniyetler Savaşı başladı. Rusya-Çin bir tarafta, “Batı demokrasileri” ve Asya-Pasifik müttefikleri öteki eksende. Bu savaş nükleer olmaz, teknolojik ve fintek olur. Ama, ekonomik şokları tsunami düzeyinde olacak. En basit örnek, Avrupa’nın yaz aylarında Rus petrolü ve doğal gazına ambargo koyması çok yüksek olasılık.  Sonucu da Avrupa’da resesyon olur. Avrupa’da resesyon, turizm gelirini bir çıtır, ihracatı oldukça olumsuz etkiler.
  • Çin’de benim Arazi Geliştirme ve Emlak Finansmanı Şirketleri (AGEF) olarak tanımladığım, Şimao ve Evergrande türü kuruluşlar temerrüte düşer. Çin-Asya kurumsal tahvil pazarından yayılan şoklar tüm düşük kredi notlu ülke ve onların şirketlerinin dolar finansman maliyetlerini yükseltir.
  • The Economist Cuma günü “Gelişmekte Olan Ülkeler bir kayıp onyılın daha başında mı?” diye başlık attı. Katılıyorum. IMF, UNCTAD, IIF ve Dünya Bankası raporlarında her satırdan Gelişmekte Olan Ülkeler (GOÜ, Piyasalar = GOP) borç krizi korkusu damlıyor. Türkiye eğer Bloomberg’in iddia ettiği gibi TL DİBS alana yıllık %4 dolar getiri sunacaksa, biz de güme gideriz.  Yani, o kaynaktan para gelse dahi, CDS’ler 600’den 900 puanlara fırlar, FX borçlanma maliyetleri taşınmaz olur. Ufak bir not daha, bu sene sonunda IMF tanımlı bütçe açığı/GSYIH oranı %6’yla  AKP dönemi rekorunu kıracağız.  $40 milyar aşacak cari açık nasıl fonlanır?  Cevabı basit: İç talep resesyonu ve sermaye kontrolleri.
  • GOÜ’de borç krizi başlarsa, global kapitalizm sarsılır. Pandemi, uzman kuruluşların vurguladığı gibi “kalıcı yara izleri bıraktı”. Borç/GSYH oranları patladı, işsizlik yapısallaştı, zengin-fakir ayrımı iyice derinleşti. Politik yapısı zayıf ülkelerde toplu  protesto eylemleri gayet olası. Pakistan, Arjantin, Bangladeş, Mısır, Lübnan ve Afrika’da adını sayamayacağım bir çok ülke bu grupta. Türkiye eğer yaz sonunda da döviz darlığını aşamazsa, kışın ikinci Gezi olasılığını düşünmenizi öneririm.
  • Çin’den gelen talebin yavaşlaması yanında, Fed’in sürekli olarak dolar finansman maliyetlerinin yükseltmesi doğal olarak tüm dünyada talebi yavaşlatacak. Pandemiden “V” şeklinde çıkış yarıda kaldı. Şimdi “kare kökü” sembolü şeklinde bir ekonomik seyre geçtik.
  • 2023 yılında ABD resesyona girecek, global büyüme de resesyon sayılacak yıllık %3 temposunun altına düşer.

 

Gelelim piyasalara

  • Wall Street başta Gelişmiş Ülke borsalarında kriz beklemiyorum. Ama yılın ikinci yarısında bir kaç ay sürecek ayı pazarı, yani geçen Cuma kapanış değerinin %20 altına gerileme söz konusu.
  • GOP’ta sorun ayı pazarı değil, halen Çin’i kasıp kavuran sıcak para kaçışının genelleşmesi. Ek olarak, Euro-bölgesi, Doğu Avrupa ve Balkanlar Eurobondları çizik yiyebilir.
  • Dolar Endeksi bu gelişmeleri oldukça önceden satın alıp, bu sene %8 prim yaptı. Belki bir %2-3 daha prim yapar, sonra yataya döner. Dolar/JYen’de 130 düzeyi kalıcı olabilir. Euro/dolar’da parite
  • Ancak, Japonya ve Avrupa bölgesi devlet tahvillerinden hızla ABD pazarına kaçan para, tüm dünya için gösterge teşkil eden ABD 10 ve 30 yıllık tahvil getirilerinin çok yükselmesini engeller. Bu iki varlıkta 2023 ortası getiri tahminim %3.5 civarında.
  • Bu zor dönemde, Elon Musk hıyarının antikalıkları bazı coinlerde prim getirse de, kriptolar genelde yükselen risklere karşı   iyi sınav vermedi. Rusya’ya yaptırımlar sıkılaştıkça, ulusal denetim otoritelerinin gözü-kulağı bu piyasada olacak. Sıkı bir kriz silkelemesi çok olası.
  • Böyle günlerde tek güvenli limanın altın olduğu ortaya çıktı. Altın, Fed’in parasal sıkılaştırmasının ilk döneminde yukarı hareket yapamaz. Fakat, Fed politika faizi ve ABD 10-30 yıl vadeli DİBS getirisinin 2023 sonunda dahi reel olarak ekside kalacağı ortaya çıkınca, altın $2.500/onsu görür.
  • Diğer şanslı emtialar krom, nikel, kobalt ve lityum olacak.

 

Türkiye ekonomisi 2016’dan bu yana sürekli yapısal olarak kırılganlaştırıldı. Pandemi döneminde konjünktürel ekonomi politikası da raydan çıktı. Dikkat edin, ekonomi tam bir yap-boz tahtası. Her gün yeni bir genelge ya da kararname ile ticaret ve finans dünyasının oyun kuralları yeniden yazılıyor. Bu kaosun üstüne dışsal şokları da eklersek, resesyon kaçınılmaz. Ama, ödemeler dengesi krizi yok. Onun yerine 1970’lerde yaşandığı gibi “kapalı kambiyo rejimine” döneceğiz. Yani tüm döviz işlemlerine kısıtlama ve denetleme gelecek.

 

FÖŞ

 

FÖŞ’ün bireysel websitesi hasretle ziyaretinizi bekliyor.

 

Bir de ekonomi-politika içerikleri yayınlayan İngilizce YouTube kanalımız var, Real Turkey Channel, bir göz atın.

 

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları