Dünya Ekonomisi
Reuters, Türkiye’yi ‘başarısız örnek’ diye anlattı: ‘Hiç benzerini görmemiştim’
Dünya genelinde birçok hükümet faiz artırımına gitmeden ekonomik sıkıntılara, hatta toplumsal huzursuzluğa yol açan enflasyondaki artışı önlemek için yollar arıyor...
Dünya genelinde birçok hükümet faiz artırımına gitmeden ekonomik sıkıntılara, hatta toplumsal huzursuzluğa yol açan enflasyondaki artışı önlemek için yollar arıyor. Reuters’ın analizindeki örneklerde de görülebileceği gibi borçlanma maliyetlerini yükseltmeden fiyatlardaki artışı dizginlemek adına geçmişte yapılan girişimler genel olarak başarısızlıkla sonuçlandı. Bu örneklerden biri de Türkiye.
Reuters’ta yer alan Marc Jones ve Rodrigo Campos imzalı ‘Enflasyonla radikal adımlarla mücadelede çoğunlukla başarısız olan denemelerin kısa tarihi’ başlıklı analiz şöyle:
Türkiye
Türkiye geçmişte birçok kez faiz oranlarını indirdi fakat TL’nin sert değer kaybetmesi ve bu adımların enflasyonu körüklemesiyle faizleri tekrar yükseltmek zorunda kaldı.
Daha önce TL’nin değer kaybını durdurmak için döviz kısıtlamaları gibi geçici tedbirlere başvurulmuştu ancak bu sefer Erdoğan, birikimlerini TL’ye yatıranların kurdaki dalgalanmalardan doğan zararlarını Hazine’nin karşılayacağı kur korumalı mevduat hesabını başlatarak rest çekti.
Erdoğan’ın açıkladığı kur korumalı mevduat hesabı, dış yatırımcılar nezdinde büyük önem taşıyan nispeten düşük kamu borcu için maliyetli ve riskli olabilir.
Uluslararası Fransız yatırım, emeklilik ve sigorta grubu AXA’nın başekonomisti Gilles Moec, “Türklerin yapmaya çalıştığı şeyi doğrusunu isterseniz daha önce hiç benzerini görmemiştim” dedi.
Arjantin
Ekonomi kurumlarına ve pesoya olan güvensizlik Arjantin için on yıllardır sıkıntı kaynağı.
Sağ ve sol partilerin idaresindeki hükümetler hızla artan enflasyonu dizginlemek için birçok ürünün fiyatlarını dondurdu ve sermaye kontrolü getirdi.
Arjantinliler çoğunlukla dolarla iş yapmayı tercih etseler de ABD dolarına erişimin kısıtlı olması resmi döviz kuru ve kara borsadaki döviz kuru arasındaki makası açtı.
Arjantin Merkez Bankası kısa zaman önce faizleri yüzde 38’den yüzde 40’a çıkardı. Fakat enflasyonu da hesaba katan ‘reel’ faizler, belirgin negatif seviyede bulunuyor.
ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs’ın Arjantinli ekonomisti Alberto Ramos, manşet enflasyonun Temmuz 2018’den beri ortalama yüzde 47,2 olduğunu ve bunun ‘makro politikaların işlevsizliğini ve parasal otoritelerin para kontrolü sağlamada başarısız olduklarını’ kanıtladığını belirtti.
Venezuela
Aşırı solcu hükümetler son 20 senede neredeyse her şeyi deneyerek 2007’de fiyatları sabitledi. Sonrasında indirimli dolarları satışa sunmalarına rağmen ucuz dolarlara olan büyük talep bu politikanın hızla iptal edilmesine yol açtı.
Venezuela 2017’de temerrüde düştü ve bütçe açığını kapatmak için para bastığı için 2018’de yüzde 65 bine varan hiperenflasyon oluştu. Uluslararası Para Fonu (IMF), Venezuela’daki enflasyonun bu yıl yüzde 2 bin olacağını tahmin ediyor.
Devlet Başkanı Nicholas Maduro, 2019’da bazı fiyat kontrollerini gevşetti ve döviz cinsi işlemlere yönelik yasağı kaldırdı. Resmi ve gayriresmi döviz oranları arasındaki fark kapatılsa da bolivar yüzde 8 bin değer kaybetti, Venezuela’nın borçlarının gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranı yüzde 500’e çıktı.
Reuters’ın geçen ay yayınladığı bir haberde, Venezuela hükümetinin enflasyonu kontrol altına almak için tedarikçilere dolarla ödeme yaptığını ortaya çıkardı.
Fakat Inter-American Development Bank ve diğer bankalar, dolar bulması mümkün olmayanların bu ‘dolarizasyon’ nedeniyle gıda gibi temel mallara erişiminin kısıtlandığı konusunda uyardı.
Brezilya
Brezilya tam da demokrasiye geçerken, 1980’lerdeki yüksek enflasyon 1990’larda hiperenflasyona dönüştü.
O dönemki devlet başkanı Fernando Collor de Mello fiyatları ücretleri ve özel varlıkların yüzde 80’ini donduruldu ve finansal işlemlere ağır vergiler getirildi.
Enflasyon 1990’da yaklaşık yüzde 3 binle zirve yapıp 1991’de yüzde 433’e düştü fakat 1993’e kadar yüzde 2 bin civarına tekrar yükseldi.
1994’te açıklanan ‘Real Planı’yla yeni para birimi oluşturularak, faizler artırılarak ve harcamalar azaltılarak işler yoluna sokuldu. 1997’den beri enflasyon bir yıl hariç hep tek hanede oluştu.
Polonya
Polonya’nın ‘anti-enflasyon kalkanı 2.0’, 2000’den beri ilk kez çift hanelere çıkabilecek yıllık fiyat artışlarını dengelemek için yakıta, gıdaya ve gübreye konan katma değer vergisinin (KDV) geçici olarak indirilmesini içeriyor.
ABD’li yatırım bankası JPMorgan bir önceki hafta açıklanan tedbirlerin ve kasımda açıklanan ‘anti-enflasyon kalkanı 1.0′ın enflasyonu bu yıl ortasına kadar 3 puan düşüreceğini tahmin etti. Fakat Polonya başbakanı, bu iki tedbirin hazineye 30 milyar zlotiye kadar (7,53 milyar dolar), yani Polonya’nın GSYH’sinin yaklaşık yüzde 1’i kadar maliyete yol açacağını açıkladı.
JPMorgan analisti José Cerveira, “Fiyat baskılarının kalıcı olduğu ortaya çıkarsa, görünüşte daha düşük tüketici fiyat endeksini sağlamak kaybedilmiş bir savaştır” dedi.
Kongo ve Zimbabve
Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki fiyatlar 1990’ların ilk yarısında bütçe açığının yoğun para basılarak kapatılmaya çalışması nedeniyle kümülatif olarak yüzde 6,3 milyar yükseldi.
Para ve maliye politikaları ve dalgalı kur rejimine geçilmesi 2001’de hiperenflasyonu kontrol altına aldı.
Zimbabve ise 100 trilyon Zimbabve doları değerindeki banknotları da kapsayan muazzam miktarda para bastığı için 2008’de yüzde 500 milyarlık bir enflasyon gördü.
Hükümet tarafından konan fiyat tavanları satıcıların kâr etmelerini imkansız hale getirdi ve geniş çaplı mal kıtlığına yol açtı.
2008 sonundan bu yana Zimbabve ABD dolarıyla işlem yapıyor ve 2009’da Güney Afrika randı da kabul edilerek çoklu para birimi sistemine geçildi.
Yeni Zimbabve doları 2019’da açıklandı fakat Harare yönetimi 2020’de Covid-19 salgınının çıkması ve enflasyonun yüzde 349’a çıkmasıyla çoklu para birimi sistemine geri dönmek zorunda kaldı.
Fransa
Fransız Devrimi sırasında Fransa’daki hiperenflasyon aylık bazda yüzde 143’le zirveyi görmüştü. 1793’te çıkartılan Genel Maksimum Yasası’yla fiyat sınırları uygulanmaya başladı ve fahiş fiyat uygulayanlara ölüm cezası getirildi.
Tarihçilerse bunun büyük oranda başarısızlıkla sonuçlandığını çünkü maliyetin altında satış yapmaya zorlanan tüccarların ya kara borsaya yöneldiklerini ya da malları stokladıklarını bunun da piyasada mal kıtlığına yol açtığını belirtiyorlar.
Meksika
1980-81’deki petrol fiyatlarındaki düşüş ve ABD’nin faiz artırımı Meksika’nın ekonomik büyümesini durdurarak, pesonun dolar çıpası üzerinde baskı oluşturdu, sermaye çıkışları ve tükenen döviz rezervleriyle 1982’de yüzde 260’lık bir devalüasyon oluştu.
Dolar cinsi mevduatlar pesoya çevrildi ve borç ödemeleri için moratoryumlar ilan edildi. 1982 sonuna kadar tüm ticaret regüle edildi, tam sermaye kontrolleri getirildi ve bankalar kamulaştırıldı.
1982-83’te yıllık enflasyon yaklaşık yüzde 100 oldu ve kişi başına düşen reel GSYH düştü. Uzunca bir süre yüksek kalan enflasyon 1987’de yüzde 150’yle zirve yaptı.
1994’te diğer gelişmekte olan ülkelere de yayılan peso krizi dalgalı kur rejimine geçilmeyi mecbur kıldı ve ulusal para birimi değer kaybetti. Meksika’nın bankacılık sektörü çöktü ve ülke iflas etmemek için uluslararası kuruluşlardan 50 milyar dolarlık kurtarma paketi almak zorunda kaldı.
Sert resesyonlar ve hiperenflasyon bir süre daha devam etti fakat 2002’den itibaren Meksika’nın kredi notu ‘yatırım yapılabilir’ seviyesine çıktı.
diken.com