Sosyal Medya

Ekonomi

TCMB kararına uzman tepkileri

İş Yatırım:  TCMB son bir faiz indirimine açık kapı bırakıyor   Para Politikası Kurulu Kasım ayı toplantısında politika faizini 100…

TCMB kararına uzman tepkileri

İş Yatırım:  TCMB son bir faiz indirimine açık kapı bırakıyor

 

Para Politikası Kurulu Kasım ayı toplantısında politika faizini 100 baz puan düşürerek %15 düzeyine indirdi. Alınan karar piyasanın ve İş Yatırım’ın 100 baz puan indirileceği beklentisiyle uyumlu. Karar sonrası piyasa tepkisi Türk lirası ve tahvil piyasası için negatif, borsa ve özellikle banka hisseleri için pozitif oldu.

 

Açıklanan metinde iki önemli mesaj veriliyor: (i) Enflasyon üzerinde geçici olarak tanımlanan faktörlerin 2022 yılının ilk yarısında da etkili olacağı kabul ediliyor. (ii) Aralık ayında son bir 100 baz puanlık indirim için kapı açık bırakılıyor.

 

Para Politikası Kurulunca alınan faiz indirim kararını iktisadi gerekçelerle açıklayamıyoruz. Enflasyonun %20’ye ulaştığı ve büyümenin %9’u geçtiği bir ortamda üç ay içinde 400 baz puan faiz indirilmesi ve ilave 100 baz puan için kapının açık bırakılmasını açıklamak kolay değil.

 

Türk lirasında son üç ayda yaşanan %25’e yakın değer kaybı ve Aralık ayında 100 baz puan ilave faiz indirimi nedeniyle 2021 yıl sonu enflasyon tahminimizi %20’den %21’e çekiyoruz.

 

Eylül ayından bu yana döviz kurundaki artışın gecikmeli etkileri nedeniyle önümüzdeki 12 ayda 6 puan kur geçişkenliği olacağını hesaplıyoruz. Genişleyici parasal ve gelirler politikaları nedeniyle 2022 yıl sonu enflasyon tahminimizi %16,5’ten %20’ye yükseltiyoruz.

 

İbrahim Aksoy/HSBC Portföy:  TCMB’den Aralık için faiz indirimi işareti

Merkez Bankası’nın faiz indirim kararı sonrasında Ekim enflasyonuyla (%19.9) hesaplanan reel faiz oranı %-4.9’a gerilemiş durumda. PPK’nın faiz oranını Aralık’ta 1 puan daha düşürerek %14’e çektiği ve 2022 ilk yarıda bu seviyede sabit tuttuğu durumda, enflasyonda görülecek yükselişle reel faizin Mayıs’ta %-8’e yaklaşması mümkün görünüyor. Önümüzdeki aylarda negatif reel faizin TL’den dövize geçişi hızlandıracağını ve TL’de değer kaybının devam edebileceğini değerlendiriyoruz.

 

Merkez Bankası’nın Aralık’ta faiz indirimi yapsa da bu indirimlerin kalıcı olmayacağını değerlendiriyoruz. TL’de devam eden değer kaybının bankanın önümüzdeki aylarda ilk önce faiz koridorunu kullanarak ortalama fonlama maliyetini yükseltmesine ve daha sonra bu yeterli olmayınca klasik faiz artırımına gitmesine neden olabileceğini düşünüyoruz.

Mevcut durumda bankacılık hisselerinin gelecek yıl ilk çeyrekte olası bir faiz artışını fiyatlamadığını belirtelim. Önümüzdeki aylarda gerçekleşebilecek ve bankaların faiz marjlarının düşmesine neden olabilecek olası bir faiz artışı bankacılık hisseleri konusunda riskler açısından önemli bir konu olmaya aday görünüyor.

Dolar/TL kuru karar öncesinde bulunduğu 10.53 seviyesinden Merkez Bankası’nın Aralık toplantısında faiz artışlarına devam edeceği beklentisiyle 11.05 civarına yükselmiş durumda. Döviz mevduatlarının toplam mevduatlar içindeki payı %55 civarında. Diğer bir ifadeyle yeni mevduatların %55’lik bir bölümünün normal koşullarda dövize dönmesi beklenebilir. TL’nin sunduğu negatif reel mevduat getirisi döviz talebini artırarak TL’de değer kaybının devam etmesine neden olabilir görünüyor.

 

Gedik Yatırım: Son faiz indirimlerinden bu yana ticari krediler bir miktar canlandı

 

Hatırlanacağı gibi, TCMB önceki faiz indirimi kararlarının gerekçesi olarak, ticari kredilerde düşünülenin ötesindeki yavaşlama eğilimini de öne çıkarmıştı. TCMB bu kez para politikası duruşunda yapılan güncellemenin ticari krediler üzerinde olumlu etkilerinin görülmeye başlandığını belirtiyor. Buna göre, ticari kredilerdeki yavaşlamanın bu ayki indirim kararının gerekçeleri arasından çıkarıldığını da görüyoruz.

 

Aydınlık Gazetesi Ekonomi Müdürü Recep Erçin: Türk Lirası’nın bu kadar dalgalanmaya bırakılmaması gerekiyor

Dolar kurunun karar öncesinde düştüğünü, faiz indirimi kararıyla artış olduğuna dikkat çeken Erçin, Türk lirasının bu kadar dalgalanmaya bırakılmaması gerektiğini söyledi.

 

Merkez Bankası’nın enflasyonun para politikasının dışında olduğunu, Merkez Bankası’nın reel sektörü desteklediklerini belirttiğini aktaran Erçin, Merkez Bankası’nın faizi tek seferde indirmesi ve öngörülebilir bir duruma getirmesi gerektiğini ifade etti.

 

Recep Erçin fiyat artışıyla ilgili olarak, “Hükümetin enflasyon konusunda yapabileceği bir şey yok. Burada yapılacak olan, sabit gelirli kesimin ücretlerinin yükseltilmesi lazım. TL’nin aşırı değersizleşme sürecini de göz önünde bulundurmak lazım. Cari denge tarafında düzeltme yapılması söz konusu. Biz her gün kur konuşuyoruz, üretimi geleceği konuşmamız gerekiyor. ” ifadelerini kullandı.

 

Prof Dr Öner Günçavdı: İNAT

 

Sayın Cumhurbaşkanımız “ekonominin kitabını” yazdığını söylüyor. Sanırım son günlerdeki gelişmeler bu kitaptan. Ama yaşadığımız gelişmeler aynı zamanda kitabın son bölümünün nasıl biteceği konusunda da yavaş yavaş ipuçları vermeye başladı.

 

 

Zira 2018 yılında yaşadığı kur şokunun ardından, kamuoyu kurda istikrar sağlamanın yolunun piyasaya döviz satmak olmadığını anlamış durumda. Bu yapıldığında da, ekonomik maliyetinin 128 milyar dolar gibi uçuk bir rakama ulaşabileceğini gördü. Dahası bugün böyle bir kaynağın olmayışı tek başına kamuoyunda tedirginlik yaratmaya yetmektedir. Maalesef tüm bunlar, değişen konjonktüre rağmen, dünyanın faizleri arttırdığı bir ortamda, Sayın Cumhurbaşkanımızın faizleri düşürme inadı yüzünden başımıza geldi.

 

Elbette bu inadın nedeninin siyasi olduğu düşünülebilir. Ancak değişken dünya gündeminde maliyeti de giderek artıyor. TCMB’nin en son faiz indirimine dayanak olarak gördüğü birtakım iyi niyetli okumaların, dünya ekonomisindeki yeni gelişmeler ışığında geçerliliğinin kalmadığı görülüyor. ABD’deki enflasyonun geçici olduğu yönünde yaratılmak istenilen algı, her ay daha yüksek çıkan enflasyon oranlarıyla ortadan kalkmaktadır. Daha bu hafta içinde İngiliz Merkez Bankası başkanının İngiltere’de baş gösteren enflasyon sebebiyle endişeli olduğunu açıklaması da, dünya ekonomisinde yaşadığımız gelişmelerin hiç de TCMB’nin beklediği yönde gerçekleşmediğinin ipuçlarını vermektedir.

 

 

Dr Veyis Fertekligil, Economist/Danışman:  Acı reçeteler şerbet oldu

 

Merkez Bankası politika faizini yüzde 16’dan yüzde 15’e indirdi. Şaşırdık mı? Hayır. Bu adımı ekonomik gerekçelerle açıklamak bence anlamsız. Uzun uzun açıklama yapmaya çalışan ekonomist ve analistler boşa zaman harcıyor bence. Ekonomik kararların dini ayetlerle anlatıldığı, Ekonomi Yönetimi ve Merkez Bankası’nın hiçbir işlevinin kalmadığı ve tamamen gerçeklerden kopmuş bir ortamda birşey söylemek anlamsız. Önümüzde enflasyonun patlayacağı ve derin bir krizle karşılaşacağımız bir dönem bizi bekliyor. Olan maaşla geçinmeye çalışan dar ve orta gelirlilere, işçilere, memurlara, emeklilere, işsizlere ve halka olacak. 1994 ve 2001 krizlerini hatırlayalım. Bu yönetimin aldığı bu basiretsiz kararlarla ekonomiyi ve Türkiye’yi nereye doğru götürdüğünün pek farkında olduğunu sanmıyorum… Yaşanabilecek krizden sonra ekonominin kurtarılması ve düzelmesi yıllar alabilir ve çok acı reçetelere maruz kalabiliriz…

 

 

MB faizi 100 puan azalttı! 10,90’ı gören dolar/TL nasıl tepki verecek? | Güldem Atabay & Arda Tunca

 

Esfender Korkmaz: TL krizi var

 

Derleme:  Ekonomistler faiz politikasından endişeli

 

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler